Yaz stajı çoğu zaman bir nebze sıkıntılıdır. Profesyonel iş hayatında uzmanlık alanı arayışının başladığı şu dönemlerde, beklentilerin karşılanamaması sonucunda hayal kırıklıklarına neden olabilir ya da tam tersi hangi alanın kendiniz için daha uygun olduğunu şimdiden belirlemeniz açısından çok faydalı olabilir. Yaz stajını tamamlamış öğrencilerin bu süreçteki deneyimlerini siz okuyucularımıza aktarmak amacıyla kaleme alınan yazı dizisinde, bu haftaki röportaj konuğumuz Hukuk Fakültesi öğrencisi Sinem Büyükkeçeci oldu.
GB: Önceleri staj formalite olarak görülürdü; şimdi ise bu mantaliteden uzak, başarılı bir meslek hayatının ilk adımı olarak görülüyor. Bu nedenle hukukta zorunlu olmamasına rağmen birçok kişi tarafından yaz stajı tercih ediliyor. Sen de bunlardan birisin… Bize kendinden biraz bahseder misin?
Sinem Büyükkeçeci: Sinem Büyükkeçeci, yarışmaya Kayseri’den katılıyorum. 2012 girişliyim. Bir yandan Hukukta Kariyer Kulübü’nün başkanlığını yürütürken bir yandan da RadyoBilkent’te DJ olarak çalışıyorum.
GB: Aynı zamanda Bilkent’te bir hukuk kulübünün başkanısın. Kulüp çalışmalarının büroları, uzmanlıkları tanımakta ve buna göre yapacağın staj alanı tercihinde katkısı oldu mu?
Sinem Büyükkeçeci: Kesinlikle oldu, kulüp gelecek planlaması yapmak için çok iyi bir fırsat. Hukuk forumu ve kulübümüzün etkinlikleri sayesinde Ankara’da pek çok hukuk bürosundan avukatla tanışıp staj olanaklarını öğrendim.
İstanbul’daki bürolarla sıkça staj konusu hakkında fikir alışverişi yaptık, birkaç yerden staj teklifi birkaç yerden de ret aldıktan sonra. Kabul alacağımı pek düşünmeden Rekabet Kurumu’na başvurdum. Sonrasında da geçen sene staj yaptığım Duman Hukuk Bürosu’na başvurdum, onlarla da anlaşıp yazı planladık.
GB: Başvuru aşamasında aranan şartlar nelerdi?
Sinem Büyükkeçeci: Rekabet Kurumu, %70’e tekabül eden bir ortalama ve üçüncü sınıfın bitirilmiş olması gibi bazı şartlar arıyor. Bu noktada, staj yapmak isteyen arkadaşların kurumun sitesini takip etmelerini tavsiye ederim.
Büro stajının kurum stajı gibi şartları yok. Benim staj yaptığım büro sadece İngilizce seviyesine fazlasıyla önem veriyordu, ama tabii ki her büronun farklı şartları olabiliyor.
GB: İki farklı alanda yaptığın stajlardan hangisi senin için daha yararlı oldu? Daha sonraki mesleki yaşantında yapacağın tercihlerde hangisinin rolü daha büyük?
Sinem Büyükkeçeci: Rekabet Kurumu stajı içerik olarak diğer stajlardan biraz farklı. Öncelikle ilk hafta size bir eğitim veriyorlar, sonraki haftanın başında da stajyerleri kurum çalışanları ve firma vekilleri olarak ikiye bölüp farazi bir soruşturma başlatıyorlar. Hafta boyunca öğrendiğimiz bilgilerle soruşturmayı yürütmeye ya da iddiaları çürütmeye çalışıyoruz. Son gün ise yine farazi bir duruşma oluyor, orada iddiaları ve savunmaları kurum çalışanları değerlendirip bir karara varıyorlar. Anlayacağın üzere fazlasıyla keyifli bir staj. Keyifli olmasının yanı sıra, okulumuzda dördüncü sınıfın ikinci döneminde verilen Rekabet Hukuku dersine de bir ön izleme olmuş olmasını umuyorum. Ayrıca Rekabet Kurumundaki staj, kamuda çalışmanın olası avantaj ve dezavantajlarını görmemi sağladı.
Büro stajının ise kesinlikle faydası olduğunu söyleyebilirim. Çünkü ileride avukatlık yapmayı düşünen biri için bu havayı solumanın, okurken de olsa, çok önemli olduğunu düşünüyorum. Özellikle Usul Hukukunda öğrenilen şeyleri uygulamada görmek, o bilgilerin oturması için fazlasıyla iyi bir yol.
Hepsi bir yana stajın bana hep kattığı bir şey var ki; o da, okulda aldığımız eğitimin kıymetini anlıyorum, çünkü çoğu sorunun yanıtını kendi ders notlarımdan bulabiliyorum.
GB: Farazi duruşmalardan bahsettin. Türkiye’deki hukuk formasyonunda genel olarak yenilikçi, derin yaklaşım yerine ezbere dayanan bir yaklaşım var. Bu nedenle farazi dava çalışmasını yürüten okul sayısı belli başlı üniversiteler dışında çok az. Oysaki, bir hukukçunun haklı ve haksızı ayırt edebilmek için muhakeme gücünün olması gerekir. Muhakeme gücünü geliştirmeye önemli etkisi olabilecek farazi duruşmalar hakkında staj sonrası görüşlerin nelerdir?
Sinem Büyükkeçeci: Bu soruya siyaset yapmadan cevap vermek için elimden geleni yapacağım. Öncelikle, fikrimce hukuka ezber demek bir çağ geriden gelmektir; hukukçu ezberlemez, düşünür. Ancak Türkiye’de hukukçu olmanın yalnızca belli usulleri takip edebilme ve bunları ezberleyebilme yeteneği olarak daraltıldığı zamanlardan geçiyoruz ve yine bunun en çok bilincinde olması gerekenler de biz hukukçularız. Farazi dava kesinlikle öğrenmenin çok iyi bir yolu, stajdan önce hiç deneyimleme şansım olmamıştı. Bu sene Hukukta Kariyer Kulübü olarak da benzeri bir etkinliği aynı maksatla yapacağız, ne olacağını söylemeyeyim de sürprizi kaçmasın:).
GB: Bilkent’teki eğitiminin yaptığın stajı kolaylaştırdığını söyledin. Sence hangi nokta Bilkent’i farklı kılıyor?
Sinem Büyükkeçeci: Öncelikle okulda farklı dersler için yapılan sunumların çok faydası oluyor, çünkü staj boyunca yaptığın her işi sonunda sunmak zorundasın ve bunu iyi yapmak da oldukça önemli.
Bunun yanı sıra burada gerçekten mükemmel hocalardan ders dinledik, daha önce de söylediğim gibi sorun hangi konudaysa o derste tuttuğum notlara bakarak çözebiliyorum.
GB: Yaz stajı sezonu hemen hemen bitmek üzere… Fakat henüz yapmamış olanlar için önerilerin nelerdir?
Hiçbir şey için geç değil, çoğu büronun eylülde dahi stajları devam ediyor. Birinci ve ikinci sınıfta huzur içinde tatil yapılması gerektiği taraftarıyım, ama üçüncü sınıfın yazında ilgilerini çeken bir alanda yapacakları bir staj, o alanın gerçekten ilgilerini çekip çekmeyeceğini öğrenmenin en iyi yolu. Yasal staj çok uzun bir süreç ama bazı şeyleri anlamak için bir ay yeter de artar bile bazen.
GazeteBilkent olarak hukuk öğrencilerinin yönelebilecekleri iki farklı alandaki staj deneyimlerini karşılaştırmalı olarak anlatan Sinem Büyükkeçeci’ye teşekkür ederiz.