Geçtiğimiz haftasonu 25-26 Şubat’ta Bilkent Üniversitesi’nde Kadın Zirvesi 2017 etkinliğini Bilkent Kadın Çalışmaları Topluluğu olarak gerçekleştirdik. Üniversitemizin kampüsünde, Mithat Çoruh Amfi’de toplandığımız etkinliğe üniversiteden arkadaşlarımız, hocalarımız, diğer üniversitelerden katılımcılar, gazeteler, dergiler ve daha birçok alandan insanlar olmak üzere geniş bir kitleye ev sahipliği yapmış bulunduk.
Üniversitemizde 2014 yılında Bilkent Kadın Meclisi olarak başladığımız çalışmalarımıza Bilkent Kadın Çalışmaları Topluluğu olarak devam ettiğimiz tüm bu süreçte gerçekleşen en kapsamlı etkinliğimize gelen konuklarımızın ve katılımcılarımızın anlayışları ve heyecanları hepimize umut ve gurur verdi.
25 Şubat sabahı 10.45’te başlattığımız etkinliğimiz açılış konuşmamızdan sonra Hacettepe Üniversitesi’nden Doç. Dr. Bilge Mutluay Çetintaş tarafından Gerekirse İç Çamaşırımı Yakarım: Amerikan Kadın Gösterilerinde Yaratıcı Eylemler adlı oturumuyla sürdü. Bu oturumumuzda Çetintaş zorlu bir kadın hakları mücadelesi döneminden geçmiş olan Amerikan Kadın Mücadelesinden bahsetti ve tarihsel süreçte yaşananları bizlerle paylaştı. Feminizm dalga hareketleri, 1960’ların birçok alanda hak arayış mücadele tarihselinden anlatılar gerçekleştirdi.
İkinci oturumumuz Prof. Dr. Alev Özkazanç’la Feminist Kuram ve Psikanaliz başlığıyla devam etti. Her ne kadar da tarihsel sürecinde birbirleriyle anlaşamayacak iki alan gibi duran Feminizm ve Psikanaliz tartışmaları süregelse de Özkazanç son zamanlarda yoğunlaştığı bu çalışma alanıyla ilgili bizimle araştırmalarını paylaştı. Feminizm ve psikanaliz farklı mı rakip mi? Birbirlerine, genel kanın olduğu gibi, yabancı birer yatak arkadaşları mı tartışma konularını masaya yatırdı ve oturum sonunda soru cevaplarla da öğleden önceki oturumlarımız sona ermiş oldu.
Öğleden sonraki ilk oturumda Ecehan Balta Ekofeminizm başlığıyla bizlerleydi. Türkiye’de ve dünyada birbiriyle pek bağlantı kurulmayan ve ekofeminist hareket olarak ivmesini pek de hissetmediğimiz bu konu hakkında bizi bilgilendirdi. Balta’nın katıldığı, gözlemlediği doğal yaşama müdahale durumlarını, kapitalizm ve doğa ilişkisini inceledikten sonra kadınların bu büyük ekoloji krizinin aslında en çok etkilenen ve tepki koyanlar olduğundan bahsetti. Türkiye’deki ekolojik direnişlerdeki kadınlardan ve Ortadoğu’nun yakın tarihte geçirdiği süreçte kadının rolünü bizlere ekofeminist bakış açısıyla aktardı.
Günün son oturumunu İlkay Kara ile Eril Aşk Estetiği üzerine gerçekleştirdik. Aşk, ilişki süreci, ayrılık ve ayrılık acısında kadının konumunu ve acı çekme sürecindeki üzülme süreci ve bunu kadın dayanışmasıyla sürdürmesi gerektiğini anlatan Kara toplumumuzdaki aşk ve aşk acısı üzerine genel tutumları ve yanlışları, en çok izlenen dizi ve filmlerde kadın erkek ilişki ve sonrasında ayrılık sürecinde feminizin devreye girdiği noktaları bizlere sunumuyla gösterdi.
Etkinliğimizin ikinci gününde açılışımız Sinevizyon gösterimimizle başladı ve sonrasında milletvekili Aylin Nazlıaka Söz Meclisten İçeri: Mecliste Kadın olmak adlı oturumu gerçekleştirdi. Nazlıaka kendinden, milletvekilliği sürecinden ve kadın kimliğiyle mecliste olmak bahsetti. Mecliste kadın dayanışmasının önemini vurgulayan Nazlıaka meclisteki kadın vekillerin erkek vekillerle eşit olduğunun ve herkesçe de böyle görülmesi gereğinin öneminden söz etti.
İkinci oturumda ise Yıldız Ramazanoğlu İslam ve Feminizm Arasında Kesişen ve Ayrılan Yollar adlı konuşmasını gerçekleştirdi. Ramazanoğlu tarihsel süreçte İslam ve feminizmi ele alarak kadınların bu iki alanda ortak ve ayrı gerçekleşen yaşamsal durumlarından örnek verdi.
Öğlenden sonraki ilk oturumumuzda Prof. Dr. Zafer Toprak, Son Osmanlı’dan Erken Cumhuriyet’e Türkiye Coğrafyasında Feminizm adlı sunumuyla bizlerleydi. Toprak 1908 tarihinden 1935’e olan süreçteki tarihsel olguların içindeki kadın hareketinden, kadın mücadelesinin önemli adımları ve etkilerinden oluşan bir konuşma gerçekleştirdi. Osmanlı son dönemlerinin ve erken Cumhuriyet’in başından geçen sosyal meselelerin gündelik hayata ve toplumda kadının konumuna müdahale eden etkilerini sosyolojik olarak ele aldı. Konuşmasının başından sonuna okumanın önemi vurgulayıp bu etkinliğe önem veren herkesin okuması gereken, bahsettiği konuların alakalı olduğu kitapları sunumunda bizlere önerdi.
Ve zirvemizin son oturumunda sevgili Seray Şahiner Türk Sinemasında Başrolde İkinci Kadın başlığıyla bizlerle kadın başrollerin alt metinlerini sunan konuşmasını gerçekleştirdi. Türk sinema tarihinin en önemli isimlerini ve filmlerini feminist bakışla okunmasını bizlere anlatan Şahiner, eğlenceli anlatımıyla kadının sinemadaki evrimini ve devrimini örneklerle bizlerle paylaştı. Eseri Antabusla da kalemiyle kadını anlamaya farklı pencereye çağıran bakış açısı yine Türk sinemasında da kadını, kendine özgü ve feminist bakış açısıyla bizlerle paylaştı.
Okulumuz akademisyenlerin Nilgün Fehim Kennedy etkinliğimizin kapanış konuşmasını yaptı. Kendisine topluluğumuza verdiği emekler için bir kez de buradan çok teşekkür ederiz. Etkinliğimizi sevgili katılımcılara sertifikalarını vererek bitirmiş olduk. Dolu dolu geçen bu iki günlük zirve etkinliğimizde bizimle olan katılan, haberimizi yapan bize ulaşan herkese geldikleri için, destekleri için, emekleri için bir kez daha teşekkür ederiz. Etkinliğimiz umarız herkes için aynı şekilde mutluluk verici geçmiştir.