Gonnasphere.com; kişilerin gelecek planlarını ve programlarını güncelledikleri, arkadaşlarının nerede, ne yapacaklarını gösteren bir nevi online bir ajanda. Bu fikrin temelini atarak bunu geliştirenler ise Bilkent Üniversitesi mezunları Taner Yıldırım, Aras Can Akın ve hali hazırda öğrencileri Onur Şentüre ve Ali Can Bülbül. Bizler de, kendilerine büyük bir cesaretle yeni bir yol hazırlayan ve ilk günkü heyecanları ile bu yolda yürümeye başlayan girişimcilerimiz ile röportaj yapmaya karar verdik.

Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?

Ali Can Bülbül: Ben Can Bülbül. Bilkent Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü son sınıf öğrencisiyim. Bu sene mezun oluyorum. Ekibe, Gonnasphere.com kurulduktan yaklaşık 4 ay sonra yazılım geliştirici olarak katıldım. Şu anda Iphone geliştirmesinden sorumluyum.  O şekil.

Taner Yıldırım: “O şekil”. (Gülüşmeler)

Onur Şentüre: Ben de Bilgisayar Mühendisliği Bölümü son sınıf öğrencisiyim. Bayağı uzattım okulu aslında. 2006 yılında girdim, hâlâ okuyorum. Umarım bu dönem bitecek. Gonnasphere.com’da, ‘UX Design’ olarak geçen kullanıcı deneyimi tasarımı görevini üstlendim. Aynı zamanda, Front-End kısmını da ben yapıyorum. O şekil. Yani…

Taner Yıldırım: “O şekil” diye bitsin.

Onur Şentüre:  Sen de “O şekil” diye bitirirsen, “O şekil” bitecek.

Taner Yıldırım: Ben Taner Yıldırım. 2011 yılında, Bilkent Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümünden mezun oldum. Mezun olduktan sonra 5 ay çalıştım. Daha sonra işi bırakıp bu işlere yoğunlaştık arkadaşlarla birlikte. Tanıtmalar bu şekilde. O şekil. Aslında röportajın başlığını bu yapabilirsiniz. (Gülüşmeler)

 

Sizi tanıdık, şimdi de şirketinizi tanıyacak olursak; Gonnasphere.com nasıl ortaya çıktı?

Taner:  Biz öğrenciyken aslında fikir ortaya çıkmıştı. Biz Facebook’ta arkadaşlarımızın dün ne yaptığını, Twitter’da ve Foursquare’de şu an nerede olduklarını görebiliyoruz ama ben arkadaşımı hâlâ, “Yarın ne yapacaksın?” diye aramak zorundayım. Bunu gösteren sosyal bir platform yok. Bunun ihtiyacını hissettik. Böyle bir uygulama sayesinde, insanlar arkadaşlarının akşam nerede olacaklarını, ne yapacaklarını görebilsin istedik. Fikir aslında böyle ortaya çıktı. 5-6 ay daha çok fikir üzerinde çalıştık. Daha sonra, ben işi bıraktım. Bir arkadaşımız daha var bu arada, Aras Can Akın diye. O da mezun oldu. Bu arada, söylemeyi unuttuk. Aras bugün gelemedi. İşte ben işi bıraktım, Aras mezun oldu derken; Onur da iyice bu işe odaklandı.  Bu aşamadan sonra, artık bu fikri eyleme dökelim istedik; çünkü elimizde güzel bir fikir vardı ve bu fikri ilerletemiyorduk. Sonra tamamen kendimizi bu işe vererek bir şeyler yapmaya başladık.

 

 

 

Gonnasphere.com kurucuları Onur Şentüre, Taner Yıldırım ve Ali Can Bülbül. Röportaj ekibi Esin Batak ve Yasemin Öztemür’le birlikte.

 

 

Şirketi kurma aşamasında yaşadığınız en büyük sorunlar nelerdi?

Taner: Yaşadığımız en büyük sorun aslında ailelerden gelen baskıydı. Mezun olduktan sonra insan, üzerinde ‘Bir yerde çalışmalıyım’ baskısı hissediyor.

Onur: Mezun olmadan önce de, ‘Okulu bitir’ baskısı oluyor.

Taner: Onun da öyle bir sorunu var.

Onur: Bir noktada aynı kapıya çıkan şeyler.

Taner:  Evet, öyle aslında. Ülkemizde hem mezunlarda, hem öğrencilerde bu psikolojik baskı çok var. Artık bir yere girip çalışmalıyım, paramı hemen kazanmalıyım diye düşünüyorsun. Çevrende bir işte çalışarak parasını kazanan arkadaşlarının aksine, sen yepyeni bir yolda yürüyorsun. Bizim için en büyük zorluk bu psikolojik baskıyla savaşmaktı. Hâlâ öyle aslında.

Hedeflediğiniz amaçlara da kısaca değinecek olursak, bu hedeflere ulaşabildiniz mi?

Taner:  Amacımız küçük hedeflerle başlayarak, sonrasında bu hedefleri daha üst yerlere taşımak. Örneğin, ilk başta Gonnasphere.com’u Bilkent içerisinde yaygınlaştırarak; Bilkent öğrencilerinin %60’nın – %70’nin bildiği bir platform haline sokmak istiyoruz. Bunun daha belki, %20-%30’larındayızdır. Yani daha küçük hedeflerimize bile tam ulaşamadık ama bu hedeften sonra, amacımız ülke ve dünya çapında tanınır hale gelmek. Siteyi İngilizce açtık zaten. Her Bilkentlinin olduğu gibi bizim de yüksek hedeflerimiz var. Daha bunun 1/10, 1/100’inde bile değilizdir belki; fakat planlarımız var ve bu yolda ilerliyoruz.

 

 

Gonnasphere.com kurucuları Onur Şentüre, Taner Yıldırım ve Ali Can Bülbül. Röportaj ekibi Esin Batak ve Yasemin Öztemür’le birlikte.

 

 

 

Hedef konusunda hiç kendi aranızda çatışmaya girdiğiniz oldu mu peki?

Onur:  Olmadı aslında. Bilkent hedefini aslında çok yeni koyuyoruz. Daha geniş düşünüyoruz biz. Kafa karışıklıkları vardı bu konuda. Daha yeni oturttuk bunları. Şu an için hedef, öncelikle Bilkent’te bu işin yürüyüp yürümediğini test etmek ve daha sonra dışarıya açılmak.

Taner:  Rakamsal olarak isterseniz; büyük hedefimiz, işler yolunda giderse eğer, 4-5 yıl içerisinde dünya çapında 10 milyon kullanıcıya sahip olmak. Tabii ki bunun olması için çok büyük paralar, reklamlar ve ekibin daha da büyümesi gerekiyor ama dediğimiz gibi, öncelikli hedef Ankara, Bilkent ve birkaç üniversite içerisinde tanınmak ve daha sonra Türkiye ve dünyaya yayılmak.

Onur: Bilkent’te çalıştığını görmek için çok fazla para harcamamıza gerek yok. Buradayız, her yere ulaşabiliyoruz; ama dışarıya açılırken para gerekli. Bu desteği almak için de sitenin Bilkent’te işliyor olması bizim için büyük bir referans olacaktır.

Şirketi kurmanızda yardımcı olan, yardımcı veya yatırımcı bir firma oldu mu? Bu bağlantıyı nasıl sağladınız?

Taner: Viveka diye bir kuluçka merkezi var. Şu an Ankara’da pek çok iş yapıyorlar. Özellikle, Bilkent’teki projelere partner olmaya başladılar. Bilkent mezunu onlar da zaten. Yeni kuruluşlara eksik oldukları noktalarda yardım eden bir firma. Bizim grafik tasarımı eksiğimiz var; çünkü herkesin temeli bilgisayar mühendisliği üzerine. Bu grafik tasarımı eksiğimizi de onlar sağlıyor. Onları yatırımcı olarak değil ama yardımcı firma olarak söyleyebiliriz. Belli fikirler ve projelerle yardım ederek ortaklık kuruyorlar. Bizimle ortaklar mesela. Yine girişimciler olarak liderler siz oluyorsunuz; fakat onlar dediğim gibi, eksik olduğunuz konularda yardımcı oluyorlar. Yatırımcı firmalarla ise çok fazla görüşüyoruz; ama henüz bir yatırım almadık.

Ağırlıklı olarak hitâp ettiğiniz kitle nedir? Şu ana kadar kaç üyeye sahipsiniz?

Taner: Facebook, Twitter, Foursquare gibi uygulamalara aşina, İngilizce bilen üniversite öğrencileri veya üniversite mezunları. Bu kitleye, farklı ülkelerdeki insanlar da dâhil. Şu anda, Amerika’dan, Arjantin’den, Brezilya’dan kullanıcılarımız da var. Toplamda ise 2500 üyeye sahibiz.

Yurtdışı olarak ilk nereye açılmayı düşünüyorsunuz, neden?

Onur: İspanya olabilir. Biz siteyi ilk açtığımız gece o kadar çok İspanya’dan paylaşım oldu ki demek ki orada da böyle bir ihtiyaç varmış diye düşündük. (Gülüşmeler) Twitter’da sayfayı her yenilediğimizde saniyede neredeyse iki kişi paylaşıyordu. Bu yüzden, ilk orası olur gibi geliyor bana.

Taner: Bu noktada, ülkelerin sosyal medyaya olan ilgileri de önemli. Dünya’da Amerika, İngiltere, Brezilya, Türkiye, İspanya gibi ülkelerde bu ilgi çok yoğun. Aslında Amerika bu konuda ilk sırada; çünkü en fazla yeni uygulamaları kullanmaya çalışan ekip de orada. Bunun yanı sıra, yatırımcı ağı da çok geniş. Bu sebeplerden dolayı ilk etapta Amerika’ya yoğunlaşabiliriz. Zaten, yarın Amerika’ya Slikon Vadisi’ne gidiyorum. Orada bazı görüşmelerimiz olacak. Sonuç olarak, ilk önce Amerika, daha sonra da gösterdikleri ilgiden dolayı İspanya olabilir.

Onur: Bir de Polonya var. Orada da Gonnasphere.com hakkında blog haberleri yaptılar. Daha çok oralar olur sanırım.

Beraber iş kurmanın arkadaşlığınıza bir etkisi oldu mu? Malum, dost ile ye iç; alışveriş etme demişler.

Can: Ben ilk geldiğimde ne Taner’i, ne Aras Can’ı tanıyordum. Sadece, Onur bana onlarla çalışabileceğimi söyledi. Daha sonra, Taner ve Aras Can ile tanıştığım zaman iki tane daha arkadaş edindiğim için mutluydum.

Taner: Can, tatilde tanışılan çocuk. Tatilde tanışılan çocuk her zaman sevilir. (Gülüşmeler) Onun dışında, ben Aras Can ve Onur açısından düşündüğümüzde; biz yaklaşık 1,5 yıldır beraberiz. Bu işte çalışırken, arkadaşlarınızı daha iyi tanıyorsunuz. Daha iyi tanıdıkça bazen soğuyorsunuz. Biz aksine, daha çok bağlandık. Tarzlarımız da uyduğu için sıkıntı yok.

Onur: Biz her gün birlikteyiz. Birlikte zaman geçirdikçe evli insanlar gibi kavga etmeye alışıyorsun. Bizim de aramızda yeri geldiğinde tartışmalar oluyor tabii ki.

(Soldan) Yasemin Öztemür, Taner Yıldırım, Esin Batak, Onur Şentüre, Ali Can Bülbül

Buradan sizin gibi genç girişimcilere ne gibi tavsiyelerde bulunabilirsiniz?

Taner: Aslında bizim gerek Bilkent’te gerek genel olarak çevremizde farklı fikirlere ve hayallere sahip pek çok insan var. Önemli olan bu fikirleri uygulamaya geçirebilmek. Eğer böyle hayalleri olanlar varsa, bir şeyleri beklemeden bunları gerçekleştirmeye başlamalılar. “Çok param olsa girerdim.”, “İki arkadaş bulsam girerdim.” diyen genç girişimciler varsa, bir an önce bir ucundan tutmaya başlasınlar. Yolda, bazı şeyler oturuyor. Biz de ilk başta bekledik; ancak bu yolda adım attıkça diğer şeyler kendiliğinden gerçekleşiyor. O noktadan sonra yardım alacağın şirketi de buluyorsun, yatırımcılarla da görüşme yapıyorsun. Yani, bir şeyler yoluna girmeye başlıyor. Dediğim gibi, bir an önce bu yolda adım atmaya başlamak lazım. Zaten, bu işi tamamen bilerek bu yola çıkmıyorsun. Yaptıkça öğreniyorsun. Biz de daha yolun başındayız; ama bazı şeyleri yeni yeni öğreniyoruz. Bu bütün girişimcilerde böyle. İlk denemelerde başarısız da olunabilir. Aslında, bu biraz heyecan meselesi aynı zamanda. Hemen para kazanmak yerine, kendi yolunu çiziyorsun. Eğer heyecanları varsa kesinlikle girsinler. Ülkemizde de artık girişimlere maddi destek sağlanıyor. Bunun dışında, deneyimli insanlarla konuşsunlar. Bilkent’te girişimciliği destekleyen çok önemli hocalar var. Bu konuda bağlantıyı kurmak önemli.

Bize vakit ayırdığınız için çok teşekkür ederiz. Sizin de eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Onur: Sitemize üye olmakla kalmasınlar. Aynı zamanda, sitede aktif olsunlar. (Gülüşmeler)

Taner: Biz bu tip girişimlerin Amerika’dan gelmesine alışkınız. Henüz Türkiye’deki internet kullanıcıları bir şeyin çok yeni haline alışkın değil. Örneğin, Facebook 3.yılında, Twitter 4.yılında Türkiye’ye giriyor. Twitter geliyor hiçbir hatası yok ama aslında Twitter’ın da ilk başladığında hataları, aktif olmayan üyeleri vardı. Biraz bu bilincin yerleşmesi gerekiyor.

Bunun da gelişmesi için birbirimizi tutmamız ve desteklememiz lazım. Bu olmamış diyip kenara atınca o zaman hiçbir şey gelişmiyor. Bu yüzden biz de ülkemizde bütün birimler olarak birbirimizi tutmalı ve desteklemeliyiz.

(Soldan) Esin Batak, Ali Can Bülbül, Taner Yıldırım, Onur Şentüre, Yasemin Öztemür (GazeteBilkent Ofisi Önü)

Leave a Reply