Sirkler, genellikle çocukların bayıldığı ve büyükleri tarafından ziyaret etmek için teşvik edildiği eğlence alanları olarak biliniyor. Ancak, bu eğlence mekanlarının ardında yatan gerçek sanılandan oldukça farklı. Hayvanlar, türdaşlarının gerçekleştiremeyeceği sıradışı davranışları sahnede sergilerken seyirciler, şaşkınlık ve tatminkarlıklarının bir göstergesi olarak güçlü alkışları ile karşılık veriyorlar.

Aslına bakılırsa, sahnedeki hayvan ve bakıcıları arasında yakın ilişki genellikle bir dostluğun simgesi olarak anlaşılıyor. Çünkü, hayvanların, çeşitli davranışları yerine getirmek için ödülle teşvik edildikleri sanılmakta.  Ne yazık ki, sirk hayvanlarının öğrenme süreçleri sadece ödül değil aynı zamanda cezayı da kapsıyor. Henüz, çocukluk evresindeyken sirklerde eğitilmeye başlanan hayvanlar, normal olarak gerçekleştiremeyeği hareketleri yapmaya zorlanıyor. Bunun muhtemelen en bilinen örneklerinden biri, ailesinden ayrılıp sirkte yetiştirilen yavru fillerin vücutlarını esnetmek için, bacaklarına halat ya da zincir bağlanarak uzuvların vücudun dışına doğru itilmesidir. Bu sayede filler, ileride türdaşlarının üstüne yaslanarak iki ayak üzerinde yürüyebilme yeteneğini edinmiş oluyorlar. Bazı aşırı durumlarda, hayvanlara kırbaçla, sopayla vurmak ya da aç bırakmak, ıslah etmek için kullanılan yöntemler arasında yer alabiliyor. İşin bir diğer kötü yanı, bazı egzotik hayvanların, doğal yaşam alanlarından koparılıp daracık kafeslerde yetiştiriliyor olmaları.

Henüz yetişkinlik safhasına ermeden, ceza ve istismar yoluyla eğitilmeye çalışan bu hayvanlar, tıpkı insanlar gibi erken yaşta yaşadığı travmalar sonucunda nevrotik  bir kişiliğe sahip oluyorlar. Psikolojileri zarar görmüş hayvanların, istikrarlı bir şekilde benzer davranışları sergilemeye zorlanmaları da cabası.

Bu gerçeklerin farkında olan bazı ülke yönetimleri, süresiz olarak hayvanların sirklerde kullanımını yasaklamış durumda. Yunanistan ve Bolivya, hayvanlı sirklerin yurtiçine girmesine izin vermemekte. İngiltere, kaplan, deve, zebra ve diğer vahşi hayvanların sirklerde kullanılmasını 2015 yılı itibariyle yasaklamayı planlıyor.

Hayvanların özgürlüğünün kısıtlanması ve hayvanlara karşı yapılan zulüm, umarız sonu eğlence ile biten pratikler olmaktan çıkar. Büyük Ankara Sirki gibi Anadolu’da rağbet gören eğlence mekanlarını organize edenler ise, umarız bir gün sirk hayvanlarının ne koşullarda yaşam mücadelesi verdiğinin farkına varır ve önlem almaya çalışır.

Leave a Reply