Yıl 2007. Tool ezoterik boşalmasını 10.000 Days ile henüz yeni yaşamış, rüya proje A Perfect Circle resmi olmasa da dağılmış halde. Frontman Maynard’ın altbilinci yerinde duramaz, iki kült müzik oluşumun arasında mekik dokumaktan arta kalan zamanda kendi egosunu oluşturur, ve yeni bir denemeye can verir; Puscifer.
V is for Vagina çıkmadan önce kimse ne beklemesi gerektiğini kestiremiyordu. Öyle ya, söz konusu Maynard James Keeanan olunca Tool’a ve APC’ye referans veren düşünceler kaçınılmazdı. Ama bir yandan da yola çıkan bu bebeğin diğerlerinden farklı olacağının sinyalleri de vardı. Müzik ruhun gıdası da olsa Tool dinlemek ruhu yoruyordu, keza Thirteenth Step’ten sonra APC’nin de ondan aşağı kalır yanı yoktu. Farklı bir şeye ihtiyaç vardı; daha kişisel, daha az yoğun, daha basit, biraz eğlencelik, biraz düşündürme, biraz güldürme… Ve ilk parça Queen B. bunun altına imzasını attı. Catchy lirikler ve kıvamında party soundu ile yola çıkan albüm oradan suç unsurlarıyla bezeli gürültülü bir sahneye, sonrasında ağırdan alarak klasik gitarın sakinliğinde psikolojik bir iç-çatışmaya ilerliyor, ardından Underworld soundtrackinden hatırlanacak The Undertaker ile devam edip, biraz new age parodileri ve biraz –olmazsa olmaz- hristiyan mitolojisi ile sona yaklaşarak Rev22:20’de baştan çıkarıcı bir erotizm ile kapanıyordu. Hal böyleyken Puscifer ikinci bir albüm için yola çıktığında ilk albümden dolayı beklentiler –doğal olarak- yine az çok benzer bir çalışma olacağı yönündeydi.
Peki öyle mi oldu? Söylemesi güç. V is for Vagina’dan kısa süre sonra gelen C is for p. i.s.g.r.h EP’si ile tarzını daha da oturtan proje, soundunu da daha rafine hale getireceğinin işaretlerini veriyordu aslında. Ancak buna rağmen Conditions of My Parole ilk albümden derinlemesine farklı, öte yandan bir o kadar da benzer. Puscifer’ın tarzında bir yoğunlaşma var, bu ilk göze çarpan. Parçalar daha ağır, duygu/düşünce yükü daha yoğun. Burda A Perfect Circle’ın Mer de Noms’dan Thirteenth Step’e geçerken yaşadığı değişime yönelik bir analoji kurmak mümkün. Henüz çok taze olan albüm, son derece şiirsel lirikleri ve bir o kadar da melankolik ezgileri olan Tiny Monsters ile başlıyor. Bu noktada hızlanmayı beklerken gelen Green Valley daha da uyuşturarak Monsoons’un tatlı hüznüne hazırlıyor bizi; adeta bir APC şarkısı dinliyoruz. Beklenen tempo ise ardından geliyor: Telling Ghosts; yer yer Nine Inch Nails tadı almak da mümkün. Maynard’ın muhtemelen yine ölen annesine ithaf ediyor olabileceği Horizons‘un ardından albümün klip çekilen ilk çalışması –ayrıca en deneysel çalışmalarından biri- Man Overboard takip ediyor listeyi. Toma’yla ise ihtiyaç duyduğumuz öfke ve çoşkuyu alıyoruz. Remixlenmiş The Rapture, inanılmaz eğlenceli Conditions of My Parole, kartezyen düşünceler sunan The Weaver, akıldan çıkmayan nakaratıyla Oceans, basitçe güzel olabilen Tumbleweed albümün geri kalanları…
Sonuç olarak V is for Vagina kadar eğlenceli ve lirik/müzikal çeşitliliği had safhada bir albüm Conditions of My Parole. Ancak Puscifer’ın evrildiği nokta da gözden kaçırılacak gibi değil. Öncesine göre çok daha APC-vari bir hava var bu defa. Ve APC’yi bilen herkesin de kabul edeceği üzere bu iyi bir şey, fazlasıyla iyi…
Ve tabii, albüm de öyle.