Muhteşem Yüzyıl dizisinin yarattığı sansasyondan sonra kaçınılmaz olarak etkileri kitap piyasasını da etkiledi. Demet Altınyeleklioğlu’nun ilk kitabı Moskof Cariye Hürrem’den sonra yazdığı kitap; Cariye’nin Kızı Mihrimah. Mottosuysa akıllara zarar: Tutkusu Hürrem, Gücü Süleyman, Masumiyeti İse Esaretiydi!
Başak saçlı, deniz gözlü Mihrimah, padişah babasının biricik kızı, masum güneşi, parıldayan ayıdır. Önceleri şehzade kardeşlerini kıskanıp erkek olmadığı için annesine söylenirken, daha sonraları vurucu bir gerçekle irkilir: Bir kadın dünyayı yerinden oynatamaz belki ama erkeğinden dünyayı yerinden oynatmasını isteyecek kadar zekiyse, başaramayacağı hiçbir şey yoktur.
Annesinin gölgesinde yaşarken talihsiz bir kaderin tutsağı olup topal Rüstem Paşa’yla evlenmek zorunda kalırken aklında bambaşka bir yiğit vardır: Barbaros Hayreddin Paşa’nın yiğit Leventlerinden Alaiyeli İsmail. Sultan olması sebebiyle asla yelken açamayacağı bir aşkın gölgesinde yavaş yavaş büyürken, gününe gün ekler Mihrimah; Sadrazam İbrahim’in, üvey ağabeyi şehzade Mustafa’nın, öz kardeşleri şehzade Mehmet ve Cihangir’in ölümlerine şahit olur. Taht için dökülen kanlarla kendi ellerini de kızıla boyarken, mahkumu olduğu bir hayatın altın kafeslerine dayar alnını, deniz gözlerindeki parıltıları kaybederken, başak sarısı saçları yavaş yavaş kahverengiye dönüşür. Yaş farkını gözetmeksizin kalbinde bir anda Mimar Sinan’ı bulan Mihrimah, bahtsız güzel sultan başlığı altında zor ve çileli bir hayat yaşar.
Başından sonuna soluksuz okuyacağınız bu roman, tarihin tozlu sayfalarında nasıl entrikaların döndüğünü bir bir gösteriyor. Osmanlı Saray’ının kudretine, sultanların ihtişamına bir anda kapılacaksınız.
Yalnız, karşınızda ne Muhteşem Yüzyıl’daki gibi bir Hürrem ne de dizideki gibi bir padişah göremeyeceksiniz. Hangisi daha iyidir bilinmez ama tamamen farklı karakterlerle karşılaşmak diziye olan sevginizi biraz sarsacak gibi. Her şeye rağmen okumak isteyenler için;
Keyifli okumalar…