Merhabalar, Harry Potter Warner Bros. Stüdyolarında son gezimize hoş geldiniz. Birinci ve ikinci yazılarımıza linklerden ulaşabilirsiniz. Warner Bros. en güzelleri en sona saklamış. Turun ortalarında dar bir koridoru geçtikten sonra sola döndüğümüzde göz alıcı inanılmazlığıyla Hogwarts Express bizi karşılıyor. Kocaman treni turda göreceğimi pek düşünmezdim, ayrıca kendi 9 ¾ deneyimimizi yaşayabileceğimiz bir kısım burası. Hogwarts’ın meşhur kırmızı treni filmde kullanılmadan önce 1937 yılından 1963 yılına kadar yolcu taşıyan bir trenmiş, sonrasında da yolcuları Hogwarts Büyücülük Okulunun öğrencileri olmuş. Trende çekilen çoğu sahne stüdyoda göreceğimiz yerde çekilmiş ve arka planları içinde tabi ki yeşil ekran kullanılmış. Bu deneyimi yaşamak isteyenlere özel bir kısım ayrılmış, burada kompartımanda otururken dışarıda bir anda beliren Ruh Emicilerle kısa bir sahne çekebilirsiniz. Aynı zamanda Hogwarts Express’in içine girip, her kompartımanda yeniden canlandırılmış bazı ikonik sahnelere de tanık olabilirsiniz. Her zaman binip Hogwarts’a gitmeyi hayal ettiğiniz trende olmak inanılmaz bir duygu. Beni en heyecanlandıran şey ise ilk filmden beri özendiğim, trende satılan şekerlemelerin satıldığı, “The Railway Shop” oldu. Son olarak 9 ¾ ekspresine giden duvarda bavullarınızla bir hatıra çekilebilirsiniz.
Stüdyonun bu kısmından sonra dinlenebileceğiniz ve o meşhur, tadını hep merak ettiğiniz “Kaymak Birası”ndan tadabileceğiniz bir alan var. Dinlenme alanının baktığı bahçede ise neler neler yok ki!
Öncelikle karşımıza 3 katlı, mor “Knight Bus” (Gece Otobüsü) geliyor, otobüs Londra’nın meşhur çift katlı otobüsleri modifiye edilmiş. Onun hemen arkasında ise Harry’nin çocukluğunun ziyan olduğu Dursleyler’in evi var, sahneler aslında başka bir yerde çekilmiş olsa da Privet Drive’da ki 4 numaralı ev stüdyo turu için yeniden inşa edilmiş. Her ne kadar içini gezemesek de, turun başlangıcında Harry’nin ilk filmde yaşadığı merdiven altı dolabını içindeki tüm eşyalarla görebilirsiniz. Hogwarts’ın o kocaman, tahta köprüsü de burada sergileniyor ama o kadar da kocaman değil aslında. Sadece bir kısmını inşa eden ve tüm çekimleri burada yapan film ekibi köprüyü bilgisayarda genişletiyor. Felsefe Taşı filminde yine herkesi hayran bırakan devasa satranç taşları da yine bu alanda bulunuyor. Satranç setinin normal boyutlarda ki hali ise normal olmayan bir pahalılıkta satılıyor, kendini şımartmak isteyenlere.
En can alıcı noktalardan biri, Harry Potter’ı fantastik bir film yapan unsur ise “Yaratık Efektleri”. Gringotts cinleri, özgür ev cini Dobby, ejderhalar, Hagrid’in dostu örümcek Aragog, kurt adamlar, at adamlar, Zümrüdüanka kuşu ve hatta Voldemort. Bu yaratıkların hiçbiri sadece bilgisayar ürünü değildi. Hepsinde sanat ekibinin ve makyaj sanatçılarının inanılmaz bir uğraşı var. Mesela en sevdiğimiz ev cini Dobby’nin gerçek boyutlarda bir versiyonu yapılıyor ve ardından bilgisayarda taranan bu kopyaya mimikler ve hareketler ekleniyor. Gringotts cinleri saatlerce süren plastik makyaj uygulanmış gerçek oyuncular tarafından oynanıyor. Aragog’u ya da Dumbledore’un Zümrüdüankası Fawkes’ı ise gerçek boyutlarıyla görebilirsiniz. Voldemort’u oynayan Ralph Fiennes’ın ise çekimlerden sonra bilgisayarda burnu siliniyor ve bu şekilde o iğrenç Voldemort halini alıyor.
Sona doğru yaklaşırken beni en heyecanlandıran, film de gördüğümden beri böyle bir sokak gerçekte neden yok dedirten “Diagon Yolu”na geliyoruz. Diagon Yolunda ki set, film serisi boyunca birçok kere değiştirilip yenilenmiş ve tabi ki de göz alıcı Weasley Şaka Dükkânı en son halinde sokaktaki yerini almış. Diagon Yolunun tasarımı hem Harry Potter kitaplarındaki ayrıntılı anlatıma hem de Charles Dickens romanlarındaki atmosfere göre inşa edilmiş. Hogwarts’ın yakınındaki Hosmade köyünde geçen çekimler ise ufak tefek değişimlerle Diagon Yolu’nda çekilmiş. Girişte beklenenden bir hayli küçük şekilde Gringotts bankası bulunuyor, Ölüm Yadigârları – 2 için Gringotts’ta kullanılmak üzere toplam 210.000 Sickle, Knut ve Galleon para üretilmiş. Bir gün yolumuzun düşmesi dileğiyle, Olivader’ın Asa Dükkânı da yine sokakta yerini alıyor, bu dükkânda sergilenmek üzereyse toplam 17,000 adet tek tek etiketlenmiş asa kutusu hazırlanmış. Büyücülük ekipmanları, sihir kitapları, şekerlemeler satan dükkânlar, aktarlar aradığınız her şey burada, tabi niyetiniz büyü yapmaksa. Fakat sokakta öyle bir dükkân var ki gözler direk o tarafa kayıyor. İçerisinden kocaman bir Weasley çıkan turuncu bina, vitrininde dikkat çeken birbirinden şatafatlı şaka malzemeleriyle sizi sihir kullanmadan büyülüyor. Kapısında ise bizi Fred ve George’un meşhur kusan pastillerini kusan bir kız modeli bekliyor. Şaka dükkânını inşa etmek yaklaşık 3 ay sürmüş ancak dev Fred – George heykelini yapmak bundan daha fazla zaman almış.
Tur bitmek üzere, artık Harry Potter filmleri üzerine yapılmış çizimleri ve bazı maketleri görerek çıkışa doğru yol alıyoruz. Derken bizi Hogwarts şatosu tüm ihtişamı ile karşılıyor. Devasa bir maket, tüm ayrıntılarıyla sergileniyor. Hogwarts’ın tüm uzak çekimleri için bu maket kullanılmış, kitaplarda bahsi geçen her bina ve yapı sonradan eklenmiş makete. İlk halinin hazırlığında ise 86 sanatçı çalışmış. Maketteki her ağaç ve kaya gerçek iken, saat kulesindeki saatin en küçük detayları bile atlanmamış. Gerçek şato dışı çekimleri ise Alnwick Şatosu ve Durham Katedrali gibi yerlerden ilham alınarak inşa edilen yeni yapılarda çekilmiş.
Üç yazılık turumuz burada son buluyor, stüdyoyu toplamda geziş sürem ise 6 saat, görevlilere göre 10 saatte bile gezen var. Olağanüstü büyüklükte ki stüdyoda her ayrıntıyı incelemek ve fotoğraflamak isteyeceğiniz için bu süreler pek abartı değil aslında. Eğer yolunuz İngiltere’ye düşerse bir saniye bile düşünmeyin, hem hayranları hem de daha önce hiç seyretmemiş olanlar için bile Harry Potter Warner Bros. Stüdyoları hayatınızda gezip, göreceğiniz en güzel yerlerden biri olacak.
Sihirle kalın, hoşça kalın!