Sezon boyunca opera, bale ve modern dans olarak birçok eser sahneye koyan Ankara Devlet Opera ve Balesi’nde, sezonun kapanmasına sayılı günler kaldı. Ben de en son izlediğim ve fazlaca beğendiğim iki eseri size tanıtmak istedim: Cinderella ve Hamlet.
CINDERELLA-Modern Dans
Ankara Devlet Opera ve Balesi, Modern Dans Topluluğu’nun, 6 Aralık 2014’te prömiyerini yaptığı, Cinderella, orijinal masaldan modern bir şekilde uyarlanmış. Fazlaca güldürü öğesi yerleştirilmiş, ışık oyunlarıyla süslenmiş ve güçlü bir koreografiyle bezenmiş bu versiyon oldukça dikkat çekici. MDT bu sefer hikaye yönü daha ağır basan bir eser sergilemeyi tercih etmiş. Koreografi Alman koreograf Anna Vita imzalı.
Üvey annesi ve üvey kardeşlerinin kötü davranışlarıyla evin hizmetçisi durumuna dönüşen Cinderella’nın, prensle tanışmasını ve mutlu bir geleceğe adım atmasını, dans adımlarıyla modern bir çehreye ulaştıran eser 1 perde, 60 dakika. Kadro çok genç, eser çok dinamik. Üvey anneye hayat veren dansçının erkek olması esere kesinlikle çok sevimli bir hava katmış. Başlıca karakterlerden Cinderella’ya Nazlı Dirin, Prens’e Kerem İnanç , Üvey Anne’ye Hakan Odabaşı hayat veriyor. Alışılmışın dışında hikayesi, modern koreografileri ve masalsı detaylarıyla bu farklı yorumu eminim siz de çok beğeneceksiniz.
HAMLET-Bale
“Olmak ya da olmamak, işte bütün mesele bu”
Bale olarak ilk kez 1788’de Venedik’te sahnelenen Shakespeare’in dünyaca ünlü eseri Hamlet, Türkiye’de ilk kez Ankara Devlet Opera ve Balesi tarafından sahneye konuldu. Geçtiğimiz nisan ayında prömiyerini yapan eser şu an kapalı gişe oynuyor. Koreografilerin Nugzar Magalaswili ve Medeia Magalashwili’ye ait olduğu eserde dekor Savaş Camgöz’e, kostüm Sevtaç Demirer’e, ışık Fuat Gök’e ait. Kral babasının amcası ve annesi tarafından oyuna getirilerek öldürüldüğünü anlayan Hamlet’in intikam alma çabası üzerine kurulu hikayeye hepimiz aşinayızdır. Sevdiğim bir hikayenin, bale olarak nasıl hayat bulacağına dair merakım hem de Ankara Devlet Opera ve Balesi’nin eserlerinin oldukça başarılı olması sebebiyle bu versiyonu hemen izledim.
Böylesi intikam, ihtiras, şehvet ve öfke duygularının yoğun olduğu bir eseri bale diliyle ortaya koymuş olmak oldukça ilgi çekici. Ortaya çıkan görüntü de oldukça tatmin edici. Eser çok başarılı bir şekilde sahneye aktarılmış. Müzik, dekor ve dansçılar muhteşem. Her biri, bir biriyle inanılmaz uyumlu, koreografiler nefes kesiyor. Hamlet’in değişen duygu durumları, mutsuzluğu, umutsuzluğu, şaşkınlığı, öfkesi dans hareketlerinden çıkıp mimikleriyle birleşen Burak Kayıhan’la, ihtiras ve hırsın ortasında duran kralın kardeşi Cladius’un sert hareketleri ve huzursuzluğu Eren Keleş’le hayat buluyor. Bir yandan pişmanlıkla sarsılan bir yandansa aşkın aleviyle yanıp tutuşan Gertrude Mine İzgi’nin güçlü dans hareketlerinde, saf, temiz ve güzeller güzeli Ophelia ise Özge Başaran Onuk’la sahneye taşınıyor.
Hamlet’in özellikle solo performanslarının dekor ve müzikle fazlaca uyumlu olması çok etkileyici bir tablo ortaya çıkarıyor. Cladius ve Gertrude’nin düğün sahnelerinden itibaren özellikle çift olarak dans ettikleri her koreografi nefes kesiyor. Sadece baş dansçıların değil toplu dansların da oldukça etkileyici olduğu eseri izlemesi çok keyifli. 2 perde, 90 dakikalık eserde zaman su gibi akıp gidiyor.
Gelecek sezon devam etmeleri durumunda ikisini de izlemenizi mutlaka tavsiye ediyorum.
İyi seyirler.
Çok sevgili Bilkent’ten mezun olmama az kalan şu günlerde, çok severek yazdığım, kendimi bir parçası olarak gördüğüm, güzel ve özel GazeteBilkent’te böylelikle son yazıma gelmiş bulunuyorum. Bugüne dek yazdığım yazıları takip eden okuyucularıma, bana sonsuz katkı sağlamış sevgili editörlerime ve tüm GazeteBilkent ailesine teşekkürlerimi ve şükranlarımı sunuyorum. Sanatın değer kattığı hayatlarımızda, aydınlık yollarda, tekrar buluşmak üzere.
Kendinize iyi bakın.