Tatilin sadece kum, deniz ve güneş üçlüsünden oluşmadığını ve günümüzde yurtdışı planlarının bir hayli artmasıyla da bunun ne kadar doğru olduğunu anladık desek yalan olmaz. Amerika’nın ise tatil için seçilebilecek en iyi fonksiyonlara sahip ülkelerden biri olduğunu da rahatça söyleyebiliriz. Bir önceki yazımda sizlerle San Diego deneyimimi paylaşmıştım, bu sefer ise size kendinizi biraz olsun sokaklarında hissetmeniz için Los Angeles’ı anlatacağım.
Melekler Şehri Los Angeles
Los Angeles ya da Melekler Şehri… Kaliforniya eyaletinde yer alan bu şehir yüksek binaları, sarayları anımsatan villaları, ışıl ışıl reklam panoları, dünyaca ünlü plajları, sayısız müzeleri, sinema salonları, Hollywood, Bewerly Hills, Disneyland, Universal Studios ve daha birçok mekanıyla kendi başına marka olan ve her türlü yaşam tarzını içinde bulunduran ender bir şehirdir.
Los Angeles konumuyla olsun, yaşam standartıyla olsun her insanın hayallerini süsleyen şehirler arasında baş sıralarda yer alıyor. Özellikle dünyaca ünlü plajlarıyla yazı geçirmenin tarifsiz hazzını yaşayabilirsiniz bu şehirde. Venice Beach, Manhattan Beach, Long Beach ve Redondo Beach gibi plajlar sizi kendinizi bir Hollywood filminin içinde hissettirmek için tasarlanmış sanki. Bir tarafta film seti bir tarafta klip çekimi diğer tarafta ise sokak sanatçılarıyla sizi karşılayan plaj adeta bir Hollywood film seti. Bu şehirde hayat gerçekten filmlerdeki gibi aslında…
Universal Studios’tan Hollywood’a
Film demişken Universal Studios’tan bahsetmemek olmaz. İyi bir sinema izleyiciyseniz, Los Angeles’in her köşesinden fırlayan bir filmin sahnesine tanıklık edebilirsiniz. Ama siz bu filmlerin bir de nasıl stüdyolarda çekildiğini merak ediyorsanız, Los Angeles’a gelen her turist gibi, Universal Stüdyoları’nda bir gezi turu yapmalısınız. Bu stüdyoları gezmek size oldukça eğlenceli gelecektir. Ancak, bu gezinin sonunda filmlerde yapılan birçok hileyi öğreneceğiniz için, Amerikan filmleri gözünüzde eski inandırıcılıklarını kaybedecektir muhtemelen.Fakat Hollywood’a gittiğinizde bu sizi Amerikan sinemasına tekrar hayran bıraktıracaktır. Burası bir rüya gibi… Film karelerinden görmeye çok alışık olduğunuz Hollywood tabelasını ve kaldırımda bulunan ünlülerin el ve ayak izlerini görmek için Los Angeles’i ziyarete gelen binlerce insan Hollywood’a akın etmekte. Fakat Hollywood’da sadece ünlülerin ayak izlerinin bulunduğunu söylemek ona biraz haksızlık olur. Burada Hollywood bulvarının bulunduğu yerde yeniden onarılmış olan, Grauman’s Chinese Theatre (Çin Tiyatrosu), El Capitan Sineması ve hemen yakınlarında kırmızı halısı ile Oscar törenlerinin yeni mekanı olan Kodak Tiyatrosu bulunuyor. Hollywood’da yerlerde ünlülerin ayak izlerine baktığınız kadar biraz da çevrenize bakmalısınız.
7’den 70’e herkes için Disneyland
Los Angeles’ye gelip Disneyland’a uğramadan gitmek olmaz. Disneyland deyince burası belki çocuklar için diye düşünebilirsiniz fakat asla öyle değil. Disneyland dört ana bölümden oluşuyor: Birinci bölüm Adventureland (Macera Alanı) adı verilen bir ormandan oluşuyor. Indiana Jones ve Forbidden Eye bölümleri burada görülebilir. İkinci bölüm olan Frontierland’da bir vahşi batı rüzgarı hakim. Üçüncü bölüm olan Fantasyland Disney’in favori karakterlerini içinde barındırıyor. Son bölüm olan Tomorrowland (Gelecek Alanı) ise gelecekle ilgili. Tüm bunlarla birlikte Disneyland her kesime hitap edebilecek ve görülmesi gereken turistik bir yer.
Ve tabi ki Beverly Hills… Los Angeles’ın kalbi diyebiliriz burası için. Lüks evler, arabalar, alışveriş nerkezleri ile her an filmlerde izlediğiniz artistleri görebileceğiniz bir bölge. Buradaki Rodeo Drive çevresinde birçok restoran, kafe ve lüks mağazalar bulunuyor. Ayrıca Beverly Hills civarında araba ile dolaşırken bile etraftan etkilenmemek elde değil.
Aslında anlatılmaz yaşanır tabiri Los Angeles için kullanılsa bir hayli yerinde olur, çünkü Los Angeles’ta sizi bekleyen o kadar çok sürpriz var ki ne kadar yazarsam yazayım eminim bir şeyler eksik kalır. Bu şehre ayıracağınız zaman ne kadar çok olursa bir o kadar daha olmasını isteyeceğinize hiç şüphe yok. Hayatınızda güzel deneyimlerinizi biraz olsun arttırmak ve ona unutulmaz anılar eklemek istiyorsanız Los Angeles tam aradığınız yer.
Serinin ilk yazısı “Amerika Rehberi: San Diego” için:
http://gazetebilkent.com/2013/07/11/amerika-rehberi-san-diego/