Ankara’da ikamet ettiğimden ötürü, birçok tiyatro oyununa gitmeye fırsatım oluyor; gittikçe sizlerle paylaşmak da, beni ayrıca mutlu ediyor. Bu seferki tiyatro durağım, turnesini yakalamış olduğum bir İstanbul oyunuydu. Her zamanki gibi salon tıklım tıklım doluydu ve biletlerini 2 ay öncesinden aldığım oyun için epey heyecanlıydım. Kapılar açıldı, yerlerimize yerleştik ve oyun başladı. Kadrosuna baktığımızda, Neslihan Yeldan, Cemal Hünal, Ruhi Sarı, Duygu Şen, etkileyici oyunculuklar bizi bekliyor diye düşünmüştüm. Oyun, sahneye konulduğu andan itibaren büyük ilgi gördü. Fakat; benim için bir hayal kırıklığı olmaktan öteye geçemedi. Buna gelmeden önce, konusundan bahsetmek isterim.
Aile içinde baskın bir kadın olan Oya (Neslihan Soydan) kocasına çok aşıktır; fakat iş seyahatinden döndükten sonra kocası Tuna’nın (Ruhi Sarı) onu aldattığını ve kendisini terk etmek üzere olduğunu öğrenir. Bunun üzerine Oya’nın kocasını geri kazanmak için yaptıkları, eve giren hırsızla (Cemal Hünal) ayyuka çıkar; bir de hırsızın üzerine eve Tuna’nın sevgilisi (Duygu Şen) gelince, olaylar iyice çığrından çıkar.
Oyunun konusuna göz attığımda basit bulmuştum; “Zaten ne kadar değişik olabilir ki?” dediğinizi duyar gibiyim. Evet konusu basit olabilir; fakat öyle bir diyaloglar koyarsınız ki konuyu alır, bir yerden başka bir yere götürür. Bu oyun, ne yazık ki diyaloglarıyla bile parlayamadı benim gözümde. Oyunculuklar kötü değildi ama karşılaştırdığım oyunlar (Mezarsız Ölüler, Alevli Günler) çok iyi olduğundan o konuda da benim için yetersiz kaldı. Tek perdelik oyun bir saat sürdü, bittiğinde başta kimse alkışlayamadı; çünkü bittiğini anlayamadık, daha doğrusu inanamadık. Açıkçası bana gişe için yapılmış bir oyun izlenimi vermedi desem, yalan olur. Tabii zevkler tartışılmaz.
İstanbul, Mersin ve Adana’da ilerleyen tarihlerde oynanmaya devam edecek oyuna gitmek isteyenler biletlere buradan da ulaşabilir:
Melek Çevik
Sevgili Büşra,
Biz de oyuna 9 kişilik bir grupla gittik. Tam bir hayal kırıklığı idi. Açıkçası vasat bile diyemem. Bir kere salon 1650 kişilik! Bence tiyatro oyunu için fazla büyük bir salon. Üstelik ilk yarim saatten sonra ses düzeni de gitti! Anlayacağınız ne gördük ne duyduk! Görüp duyduklarımızdan da hiç memnun kalmadık. Tuhaf bir şekilde oyunculuk standardı da çok düşüktü. Oysa bu kadro kötü bir oyun bile olsa kendini izlettirir diye gitmiştim olmadı…Keşke bilet almadan sizin yorumunuzu okumuş olsaydim…:(
Ezgi Sövmen
Bugün izledim ben de. Ve bence de hayal kırıklığı. Çıktıktan sonra düşündüm aklımda ne kaldı diye. Hiç! Çünkü hiçbir şey anlatma amacı gütmemiş. Pembe diziler olur ya bu da pembe tiyatro! Suya sabuna azcık kıyıdan köşeden dokunmayan oyunları sevemiyorum ben nedense.