Libertango’nun ünlü bestecisi, caz ve klasik müziğin tangoyla birleştiği ‘Nuevo tango’nun yaratıcısı Arjantinli Astor Piazzola, kuşkusuz ki tango müzik deyince akla gelen ilk isimlerden. En meşhur eserlerinden biri ‘Por Uno Cabeza’, Al Pacino’nun ‘Kadın Kokusu’ filminde Gabriella Anwar ile olan dans sahnesiyle kazınmıştır birçoğumuzun beynine. Al Pacino’nun “Tangoda hayattan farklı olarak, hata yapma olasılığın yoktur. Tangoyu harika yapan da budur. Eğer bir hata yaparsan işleri daha da karıştır ve sadece tangoya devam et.” repliğiyle başlayan sahne, Por Uno Cabeza’nın devleştiği ve bütün büyüsüyle sizi dansın ve müziğin içine çektiği bir sahnedir. Piazzola’nın 1974 yılında Milano’da bestelediği ‘Libertango’ ise, her seferinde insanı bambaşka bir aleme götüren ve hangi müzik aletiyle çalınırsa çalınsın farklı keyif veren unutulmaz bir eser. İşte Piazzola’ya böylesine hayran biri ve bir tango aşığı olarak, Ankara Devlet Opera ve Balesi’nin içinde müziklerini Astor Piazzola’nın da bestelediği bir bölüm olan Akdeniz Esintisi’ni duyduğumda hemen bir bilet alıp gitmek istedim. Akdeniz Esintisi, Akdeniz’in içimizi ısıtan sıcacık havasını solumak istediğim ve Piazzola’nın şahane melodilerini dinlemek için sabırsızlandığım bir baleydi.
3 perdeden oluşan balede, ilk perde Hans Van Manen’in ‘5 Tango’s’una aitti. Müzikleri Astor Piazzola’ya ait olan, tango ile klasik balenin birleşiminden oluşan gösteride, oyunun Hollanda gösterimindekiyle aynı kostümler kullanılmıştı. Van Manen “Hikaye anlatmakta çok kötüyümdür, bu nedenle asla tam uzunlukta baleler yapmam. Kısa tutmayı ve olabildiğince net olmayı tercih ederim.” diyor bir röportajında. Gerçekten de, bir olay örgüsünden çok birbirinden kopuk dansların sergilendiği ilk perdedeki kostümler ve dekor Akdeniz’in canlı havasını solumayı bekleyen izleyiciyi hayal kırıklığına uğrattı. Buna rağmen Piazzola’nın müziğinden etkilenmemek imkansız. Sönük ve basmakalıp olduğunu düşündüğü tangoyu, farklı müzik aletleri kullanarak yenilemeye odaklanmış ve klişelerden kurtarmayı başarmış.
İkinci perdede ise, Ravel’in Bolero’suna Uğur Seyrek’in yorumunu izliyoruz. İlk perdeye göre üsahnedeki rengarenk ışıklandırmalar gösteriye kesinlikle hareket katıyor. Dansçıların uyumlu, sakin dansları Bolero’nun yumuşak ve dinlendirici ezgisiyle hoş bir hale geliyor. Maurice Bejart’ın Bolero’sunda uzun yıllar rol almış Uğur Seyrek; bu muhteşem esere, kendi koreografisiyle başarılı bir yorum katmış.
Beklediğim tempoyu, nihayet son perdede yakalıyorum. Akdeniz Esintisi, rüzgarını hissettirmeye başlıyor. Bunu da kanımızı kaynatan, İspanyol Flamenko müziklerine borçluyuz. Bestesi Simon Rogers ile ünlü Flamenko gitaristi ve bestecisi Paco de Lucia’ya ait Entre Dos Aguas, dekoru ve koreografisiyle Akdeniz ruhunu sonuna kadar yansıtmayı başarıyor. Eserin ismi, “iki suyun arasında” anlamına gelmekte ve iki nehrin birleştiği, suyun girdap oluşturup çalkalandığı yer dansçıların hareketleriyle yansıtılıyor. Gipsy Kings’in de büyük bir hayranı olarak, Paco de Lucia’yı ilk kez dinleme fırsatı buldum ve İspanyol müziği ile danslarının eşliğinde uzun bir yolculuğa çıktım. Bu görkemli ve coşkulu müziğe, aynı ölçüde ihtişamlı Flamenko’nun geleneksel kırmızı kostümleri de eşlik edebilirdi, böylece gösteri görsel açıdan daha hareketli bir hale getirilebilirdi.
Yaklaşık yarım saat süren perdelerden sonraki yarım saat molalar; izleyiciyi gösterinin ritminden uzaklaştırıp, soğutsa da son perdesiyle oldukça ihtişamlı bir kapanış yapan Akdeniz Esintisi, aklımda bu kısmıyla yer etti. Müzikleriyle Akdeniz ruhunu oldukça başarılı bir şekilde yansıtsa da görsellik konusunda sınıfta kaldığını söylemeden geçemeyeceğim. Kulaklarımız müziğe doydu ama gözlerimiz dolu dolu, rengarenk bir Akdeniz şöleni maalesef yaşayamadı. Bir bale olarak, görselliğiyle yetersiz; fakat müzikleriyle şahane bir gösteriydi.
Mutfağıyla, müziğiyle ve kültürüyle bambaşka olan Akdeniz, sıcakkanlı, özgür ruhlu insanıyla da bilinir ya; işte bir gecelik de olsa Ankara’da sıcak Akdeniz kıyılarından esintileri hissedip, o insanlardan biri olduk. Tango, Flamenko gibi tutkulu, coşkulu ve kimi zaman dingin tınıları seviyorsanız; Akdeniz Esintisi müzikleri ve daha iyisinin yapılabileceğine inandığım sahne şovu için görmeye değer.