Cannes Ödüllü ‘Leviafan’ İzleyiciyle Buluşuyor

“Leviathan’ı çengelle çekebilir misin, dilini halatla bağlayabilir misin? Burnuna sazdan ip takabilir misin, kancayla çenesini delebilir misin? Yalvarıp yakarır mı sana, tatlı tatlı konuşur mu? Seninle antlaşma yapar mı onu ömür boyu köle edesin diye? (…) Onun kolları, bacakları, zorlu gücü, güzel yapısı hakkında konuşmadan edemeyeceğim. (…) Aksırması ışık saçar, gözleri şafak gibi parıldar. Ağzından alevler fışkırır, kıvılcımlar saçılır. Kaynayan kazandan, yanan sazdan çıkan duman gibi burnundan duman tüter. Soluğu kömürleri tutuşturur, alev çıkar ağzından. Boynu güçlüdür, dehşet önü sıra gider. Etinin katmerleri birbirine yapışmış, sertleşmiş üzerinde, kımıldamazlar. Göğsü taş gibi serttir, değirmenin alt taşı gibi sert. Ayağa kalktı mı güçlüler dehşete düşer, çıkardığı gürültüden ödleri patlar. (…) Yeryüzünde bir eşi daha yoktur, korkusuz bir yaratıktır. Kendini büyük gören her varlığı aşağılar, gururlu her varlığın kralı odur.”

‘Eyüp Kitabı’ (41: 1-4, 18-23, 33-34 ), Tanah.

11181215_800

Leviafan‘ın İngilizce konuşulan ülkelerdeki orijinal afişi.

2000’li yılların en başarılı Rus yönetmenleri arasında gösterilen Andrey Zvyagintsev‘in Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye (Palme d’Or) Ödülü‘nde Nuri Bilge Ceylan’ın rakibi olan yapıtı Leviafan, 16 Ocak’ta Türkiye’de vizyona giriyor. 2015 Oscar Ödülleri’nde, ‘Yabancı Dilde En İyi Film’ kategorisinde Rusya’nın resmi adayı olan Leviafan, ülkemizde ‘Filmekimi’ kapsamında da izleyiciyle buluşmuştu.

Altın Palmiye’yi Ceylan’a kaptırsa da, ‘En İyi Senaryo’ dalında aldığı ödülle Cannes’dan eli boş dönmeyen film, Rusya’nın kuzeybatı sınırındaki Barents Denizi’nin kıyısında yaşamakta olan sıradan bir ailenin otoriteyle olan çıkmazını konu alıyor. Eşi Lilya ve oğlu Romka ile yaşamakta olan Nikolai’ın üzerinde ailenin evi ve dükkanının da bulunduğu arsasına, hakkında türlü yolsuzluk dedikoduları dönen belediye başkanı göz diker. Bunun üzerine Moskova’da yaşamakta olan asker arkadaşını çağıran Nikolai, beraberce belediye başkanına karşı mücadeleye girişir.

Yönetmen Zvyagintsev, En İyi Senaryo ödülünü aldığı Cannes Film Festivali’nde filmin oyuncularıyla birlikte.

Yönetmen Zvyagintsev, senaryoyu yazarken 2004 yılında yerel yöneticileri ve şehir yönetmelikleriyle çeşitli anlaşmazlıklar yaşadığı Colorado’nun Granby kasabasını modifiye ettiği buldozeriyle yerle bir eden Amerikan vatandaşı Marvin John Heemeyer’in hikayesinden esinlenmiş. Senaryonun, Yahudilik’in kutsal kitabı olan Tanah‘ta, temel olarak “Erdemli insanlar neden acı çeker?” sorusuna Eyüp Peygamber’in yaşam öyküsü üzerinden cevap verildiği bölüm olan ‘Eyüp Kitabı’nın modern yorumu olduğu da belirtiliyor. Film, adını da yine ‘Eyüp Kitabı’nda söz edilen deniz canavarı Leviathan’dan alıyor. Leviathan‘ın yıllar sonra İngiliz filozof Thomas Hobbes tarafından, mutlak güce sahip olan egemen devlet kurumu için kullanılan bir kavram olduğunu akıldan çıkarmamak gerek. Bu noktada, filmin nitelikli bir devlet eleştirisi içerdiği eleştirmenler tarafından ortak kabul gören bir gerçek. Bu eleştirisini salt Putin Rusya’sı üzerinden değil, daha kapsamlı bir yozlaşmış devlet kavramı üzerinden yürüten yönetmenin film yapım sürecinde Rusya Kültür Bakanlığı’ndan destek almış olması da ilginç bir ayrıntı.

MV5BNjIyODczMDgyNl5BMl5BanBnXkFtZTgwNzQxNjM4MzE@._V1_SX640_SY720_

The Guardian‘dan Peter Bradshaw, yapıtı “cesur bir hevesle yönetilmiş, göz korkutucu ve ihtişamlı bir film” olarak tanımlıyor.

Tanah, ‘Leviathan’ı “gururlu varlıkların kralı” olarak tarif eder. Eserde ise, toplumun en ufak kurumu olan bir ailenin, menfaatine göz diken otoriteye karşı aciz bir karşı koyuş hikayesi işlenmekte. Bu bağlamda Hobbes’un tarihsel rakibi olarak görünen Locke’un vatandaşın devletle olan sözleşmesinin temel bir veçhesi olarak yorumladığı “isyan hakkı”na yönetmenin atıfta bulunduğu açık. Bu umutsuz hak arayışının içerisinde aile içi bağlar, içi çürümüş toplum yapısı, mutlak hakimiyet sahibi otorite ve şiddet olgusu gibi birçok alt başlığa değinen Leviafan‘ın genel olarak eleştirmenlerden olumlu yorum aldığı söylenebilir. Örnek olarak, The Guardian‘dan Peter Bradshaw’un “cesur bir hevesle yönetilmiş, göz korkutucu ve ihtişamlı bir film” olarak tanımladığı yapıta beş tam yıldız verdiğini ekleyebiliriz.

Leviathan-Cinerituel

Filmin aldığı olumlu eleştiriler de göz önünde bulundurulduğunda, Leviafan’da izleyicilerin yoğun dağ ve deniz bezenmiş görkemli sahnelerle karşılaşacağını söyleyebiliriz.

Yönetmenin önceki filmlerinden hareketle, Leviafan‘ın görselliğinin de üst düzeyde olacağını tahmin etmek zor değil.  Zvyagintsev’in değişmez görüntü yönetmeni Mikhail Krichman’ın bu filmde de iş başında olduğunu görüyoruz. Krichman’ın karnesine göz attığımızda saygın ödüllerle karşılaşmak mümkün. Filmin aldığı olumlu eleştiriler de göz önünde bulundurulduğunda, yapıtta izleyicilerin yoğun dağ ve deniz manzaralarıyla bezenmiş görkemli sahnelerle karşılaşacağını söyleyebiliriz.

Sinemaseverlerin yeni yılda büyük bir merakla beklediği bu yapıtın -şimdiye kadar aldığı yorumlara bakılırsa- hayal kırıklığına uğratmayacağını iddia edebiliriz. Ne var ki, filmin yaklaşık 140 dakikalık süresinin ve dar sayılabilecek oyuncu kadrosunun genel izleyici kitlesi tarafından dezavantaj hanesine yazılabileceğini de eklemek gerek.

Not: Film hakkında kaleme alınmış ayrıntılı bir değerlendirme için, Gökhan Gök’ün Cineritüel’deki yazısına başvurulabilir.

Filmin fragmanı:

 

Leave a Reply