Doğayı, denizi, martıları, balıkçıları nasıl güzel betimler, nasıl içten anlatır Sait Faik satırlarında… Bazen gülmekten kendinizi alamazsınız, bazense kederlenirsiniz usta kalemle. İşte, onun hikayelerine can vermek de pek kolay iş değildir. Savaş Dinçel en güzel şekilde başarmış bunu, Ankara Devlet Tiyatrosu’nun “Meraklısı İçin Öyle Bir Hikaye” oyununda.
Bir sandal, bir masa, yollara serpilmiş kum taneleri ve bir balıkçı ağı… Sait Faik’i anlatmak, aktarmak için kullanılabilecek en sade ama en yeterli nesneler. Bir de beyaz bir perde; hikayelere uygun olan ya da Sait Faik’in fotoğraflarının gösterildiği.
Savaş Dinçel o kadar iyiydi ki sesiyle oynama konusunda…Derlemede yer alan bütün karakterleri canlandırmak için bazen Yunanlı bir balıkçı, bazen zengin bozması ukala bir kadın oldu; ama bir yandan da hep Sait Faik…
İki perdeden oluşan ve iki saat süren oyunun ilk perdesinde, bir martıya yazdığı hikayeyi anlatıyor mesela; sandalı sırtlayıp sahnenin ortasına sürükleyerek, martı için yazdığı bütün kağıtları havaya saçarak; ya da balıkçıyı anlatıyor ağıyla birlikte gömülmeyi hak eden! Doğaya yapan haksızlığa dayanamayışını, ‘Son Kuşlar’ ile gösteriyor.En güzeli de “Yazmasam delirecektim.” cümlesiyle bilinen ‘Haritada Bir Nokta’ hikayesi.
İkinci perdede Çiçek Pasajı’ndayız. Tanıdıklara da rastlıyoruz,demleniyoruz insan manzaralarını izlerken. Sonra; hop, kafamıza göre atlıyoruz bir dolmuşa,İstanbul’un hikayelerine kaptırıyoruz kendimizi. Hikayeler biriktiriyoruz Panco’ya anlatmak için ve oyun biterken Ara Güler’in çektiği o çok bilindik Sait Faik fotoğrafını görüyoruz beyaz perdede. Önce usta yazarı, sonra da Savaş Dinçer’i alkışlıyoruz içtenlikle.
Son gösterimi 15 Kasım’da yapılan oyuna, eğer tekrar gösterime girerse, mutlaka gitmelisiniz. Eğer bir Sait Faik severseniz, oyunu da zaten beğeneceğinize eminim. Eğer hiç okumadıysanız, oyundan sonra bir hikâye kitabını alın mutlaka.