Bilkent’te ilk haftayı bitirdik. Şimdiden dersler başladı, yoğunluğumuz arttı. Ben de ilk bulduğum boşlukta kendimi sinemaya attım. Jüpiter Yükseliyor’u fragmanını ilk gördüğüm zamandan beri merak ediyordum, yönetmenin Wachowski kardeşler olmasıysa merakımı ikiye katlamıştı. Maalesef, merakımın o kadar karşılandığına inanmıyorum… Güzel bir konusu var ve akıcı bir film; ama gene de bu konunun çok daha iyi bir şekilde işlenebileceğine inanıyorum.
Film, geleceğe bir bakış atmamızı sağlıyordu. Son zamanların popüler konusu ‘zaman’; burada da öne çıkarılmıştı, çoğu ihtiyacın giderildiği ve teknolojinin çok gelişmiş olduğu bir gelecekte zaman tek önemli şeydi, öyle ki dünya ‘zaman sanayisi’ üzerine kuruluydu. Dünyalar, büyük bir pazarın ham maddesini sağlamak için birer tarlaydı sadece; ‘zaman’ elde etmek için hasat edilecek ekinler de insanlar. Bizim dünyamız da sanayide önemli bir yer tutuyordu. Açıkçası bu konu, özellikle de bu açıdan bakıldığında, çok daha iyi anlatılabilirdi… Maalesef Jüpiter Yükseliyor da; daha geniş bir açıdan bakmak yerine, düz ve sade bir çizgide ilerlenmiş, çok daha fazlasını isteyen seyircinin aklında bir sürü boşluk bırakılmış. Son dönemlerin ünlü filmlerinden Açlık Oyunları’nı ele alırsak, o da kapitalizm, iş gücü, sanayi gibi kavramları işlemişti ve olan düzeni birçok perspektifle vermekle kalmayıp her şeyi sorgulamamızı sağlamıştı; örneğin iyi, gerçekten iyi miydi? Bir diğer önemli nokta ise; evrenin çoğu yerinin keşfedildiği bu filmde, başka hiçbir şeyi düşünmeden sadece kendi dünyamızın ne kadar önemli ve kurtarılması gerektiği mesajı verilmişti. Peki diğer gezegenler ne olacak, onlar da hasat edilmiyor mu? Eksik kalan bir çok yönü olduğunu düşünüyorum bu filmin.
Jüpiter Yükseliyor’a büyük bir hevesle gitmemin ve bu kadar çok şey beklememin sebebi aslında yönetmenleriydi sanırım… Hele de Matrix gibi fenomen bir üçlemeyi çekmiş Wachowski kardeşlerin, yine gelecekle ilgili bir kurguyu çektiğini duyunca bayağı ümitlenmiştim. Bütün hayal kırıklığıma rağmen, yönetmenleri bilmeksizin objektif olarak izleseydim filmi çok daha beğeneceğimi garanti edebilirim. Mila Kunis çok iyi bir iş çıkarmıştı, filmin en eğlenceli unsuruydu diyebilirim. Başroldeki erkek oyuncu Channing Tatum da çok uygun bir seçim olmuştu ve yardımcı rollerdeki Eddie Redmayne, Douglas Booth ve Sean Bean, filmi çok daha eğlenceli kılmışlardı. Filmi başarılı bulmama bir diğer etken ise kostümlerdi, tamamen ayrı bir hava katarak filmin içine girmenize yardım ediyordu.
Son olarak eğlenceli, bol efektli ve akıcı bir film izlemek istiyorsanız filmi tavsiye ederim; ama ben macerayla birlikte, beni daha çok düşündürecek ve kafamda sorular uyandıracak bir şey istiyorum diyorsanız, tavsiye etmiyorum. Zaman geçirirken eğleneceğiniz ama bittikten sonra hatırlamayacağınız bir film bence… İyi seyirler.
Fragman için tıklayınız.
IMDB sayfası için tıklayınız.