Okul döneminin tam ortasındayız, günlük hayatın stresini atlatmak için yapılacak en iyi şeylerden biriyse film izlemek. Evimizin rahatlığı mı sinema mı sorusunun yanıtıysa sinema. Bu cevabı vermemize hem vizyona yeni giren bir sürü güzel film hem de biraz daha sosyalleşmemizi sağlayacak olması sebep oluyor.
Öncelikle filmin konusundan biraz bahsetmek istiyorum. Geride ne DNA ne bir ayak izi bırakan bir seri katilin üçüncü cinayetiyle başlıyor film. Kısacası bulunmak istemeyen biri diyorsunuz en başta. Fakat filmin ilerleyen sahnelerinde bu fikir değişiyor. Olayı araştırmakla görevli iki ajan Joe Merriweather (Jeffrey Dean Morgan) ve Katherine Cowles (Abbie Cornish) hiçbir ilerleme kaydedemeyince FBI’ın emekli olmuş bilirkişilerinden John Clancy’ye (Anthony Hopkins) davaya yardım etmesini istemek için gidiyorlar. Filmin ilerleyen sahnelerinde seri katilimizin hiç de beklenen gibi biri olmadığı ortaya çıkıyor ve olaylar gelişiyor. Bunların yanısıra olayların ortasında katilimiz tarafından yazılmış bir bilmece karşımıza çıkıyor: “Ben kimim? Ne yaparım? Nasıl yaşarım?” Tüm filme farklı bir bakış açısı kazandırıyor.
İkinci olarak oyuncular filme çok yakışmıştı. Genellikle davayı çözmeye çalışan veya haksızlığa uğramış ajan rolünde görmeye alıştığımız Collin Farrell, karşı tarafta da bir o kadar iyi iş çıkarabileceğini kanıtladı diyebiliriz. Yine iyi ajan, aile babası, yardımsever rollerde görmeye alıştığımız Jeffrey Dean Morgan filmin bir başka iyi yanıydı. Tüm duyguları çok iyi yansıtmasının yanı sıra fiziksel görünüşü, belki de yüzünün hatlarıyla karaktere çok uymuş. Anthony Hopkins ise, deli dahi veya kötü adam rollerinde çok iyi olduğu gibi kendi içinde huzursuz medyumumuza tam olarak uymuş. Abbie Cornish ise filmin ana karakterinin canlandırmada çok başarılı. Duygularını yansıtmakta, yeri geldiğinde tehdit etmekte yeri geldiğinde üzülmekte veya kendini ifade etmekte… Filmin konusu gereği bir psikolog filmin herhangi bir yerinde olmalı diye düşünmüştüm en başından ve aynı zamanda bir ajan olarak konuya entegre edilmesi çok başarılı olmuş diyebilirim.
Bahsedilmesi gereken bir başka önemli nokta ise son zamanda ünlü olan olan “medyum” konusuna klasik bir örnek oluşturmuş bu film. Aynı zamanda olay örgüsü bakımında çok ilginç bir film olduğunu tekrar vurgulamak istiyorum. Konuya klasik bir örnek olmuş desem de seri katil filmleri için daha alışılmadık bir örnek teşkil ettiğini de vurgulamadan geçmemek lazım. Filmin her evresinde nedenleri merak ederken sonuçta çok farklı bir bakış açısıyla karşılaşıyorsunuz.
(Spoiler içerir)
Son olarak her ne kadar filmin konusunda spoiler vermek istemesem de filmin içindeki olguları tartışmak için bu kısımda biraz fazla filmden bahsedeceğim. Filmde öldürülen karakterlerin hepsinin ölümcül bir hastalığı olduğu ortaya çıkıyor. Biri beyin tümörü, öbürü AİDS, bir diğeri akciğer kanseri… Bu kısımda ise karşımıza bir terim çıkıyor, “acıma öldürüşü“. Peki, doğru mu yanlış mı? Film geri kalan kısmında bunu sorguluyor. Bana sorarsanız bunu cevabını kesinlikle verebilecek hiç kimse bilmiyorum derim. Gerçekten ölümcül bir hastalığı olan birinin geleceğinde çekeceği tüm acıları bilerek bir yaşam sürmek çok zor bir hayat ve birçok soru ortaya çıkarır. İnsanlara seçme, savaşma şansı vermeden hayatlarını, belki de gelecek çilelerini ellerinden almak iyi midir? Bizim seçimimiz mi olmalıdır karar vermek? Olacakları başka bilen olmaması bir şey fark ettirir mi? İnsanlara sorsak hastalıklarıyla uğraşarak geçirecekleri fazladan birkaç ayı mı tercih ederler yoksa mutlu olarak ölecekleri bir anı mı? Film tüm bu soruları ardı ardına zihninize diziyor. Cevap vermekse her açıdan çok zor geliyor.
Sonuç olarak film başarılı bir yapım olmuş. Birçok şeyi sorgulatmanın yanısıra olay örgüsünün gelişimi hiç de beklendiği gibi çıkmıyor, bu da filme ayrı bir tat katmış. Eğer sınavlarınızın üst üste gelmesi sizi yorduysa, ödev yapmaktan bıktıysanız bir yerlerde kısa bir ara verip bu filmin tadını çıkarın derim. İyi seyirler!
Filmin IMDB sayfası: http://www.imdb.com/title/tt1291570/
Filmin sinemalar.com sayfası: http://www.sinemalar.com/film/191246/solace-2015
Mualla Betül Özkan
Tam da sevdiğim türde bir film, senin de anlatmış olman beni bir meraka sürükledi. Spoiler kısmını okumamayı da başardım, teşekkürler Ece çok güzel bir yazı olmuş.
Ece Begüm Kokudal
Sevgili Betül,
Yorumun beni çok mutlu etti, çok teşekkür ederim. Umarım filmi beğenirsin. Filme gittikten sonra spoiler bölümüne de bir göz atabilirsin, filmin ilginç noktalarından biri olduğunu düşünüyorum.
Tekrar teşekkür ederim.