Ryan Gosling’i Sevmek için 100 Neden!

Joanna Benecke’in geçtiğimiz yıl çıkan “Ryan Gosling’i Sevmek İçin 100 Neden” isimli kitabını gördüğüm an aklıma gelen ilk şey, aslında onu sevmek için tek bir nedene dahi ihtiyaç duymadığım gerçeği olmuştu. Evet, Ryan Gosling’i severken sebep dahi arayamıyorum ve bu durumu anlayabilmeniz için sizi,  önceden bir yerlerde karşılaştığınıza emin olduğum bu adamla yeniden tanıştırmam gerek.

1

Ryan Thomas Gosling: Kasım 1980, Kanada doğumlu aktör. İki çocuklu, orta halli bir ailenin küçük erkek çocuğu. İlkokul yıllarında annesi tarafından evde eğitim gören bu küçük çocuğun oyunculuk serüveni ise 1993 yılında çekilen “Micky Mouse Kulübü” isimli Amerikan dizisiyle başlıyor. O dönemde Britney Spears, Justin Timberlake, Christina Aguilera gibi günümüzün önemli isimlerini aynı proje altında toplayan bu dizide izleyiciler karşısına çıkan Ryan, söylediği şarkılar ve oyunculuğuyla dikkatleri üzerine çekmeyi başarıyordu. İlk dizi deneyiminin ardından 1995 yılında “Breaker High” isimli gençlik komedi dizisinde de yeteneğini belli eden Ryan, 18 yaşına geldiğinde ‘Genç Herkül’ adlı yapımın başrolü olmuş ve klasik tabirle şöhret kapılarını çoktan aralamıştı.

2000 yılında “Unutulmaz Titanlar “filmiyle ilk sinema deneyimini yaşayan Gosling,İnançlı” isimli filmde canlandırdığı bir Yahudi karakter ile gösterdiği oyunculuğuyla Sundance Film Festivali’nde Jüri Büyük Ödülü’nün sahibi oldu. 2002 yılında ise, Bağımsız Ruh Ödülleri’nde en iyi erkek oyuncu ödülünü almaya hak kazanan Gosling bunu takiben aynı yıl içinde ‘Rusya Film Eleştirmenleri ve Akademisyenleri Loncası Ödülü’nün de sahibi olmayı başardı.

Takvimler 2004 yılını gösterdiğindeyse, Gosling’in kariyerindeki en başarılı projesi olduğunu düşündüğüm “Not Defteri” nin çekimleri tamamlanmış ve Gosling gerek oyunculuğu, gerekse dış görünüşüyle medyanın dikkatini iyice çekmiş durumdaydı. People Magazine dergisinin ‘En Seksi 50 Bekar’ listesinde hak ettiği yeri alan Gosling hızla popülerleşmekte ve 2004 yılının sonuna gelindiğinde Show West tarafından “geleceğin aktörü” sıfatına layık görülmekteydi.

2

 

İki yıl aradan sonra 2006 yılında “Tepetaklak Nelson” filmindeki oyunculuğuyla en iyi aktör dalında Akademi Ödülleri’ne aday gösterilen Gosling; “Cinayet Gecesi” ve “Gerçek Sevgili” filmleriyle de beyaz perdedeki yerini korumayı başardı ve  Gerçek Sevgili’deki performansı ile Altın Küre ödüllerine aday gösterildi. Son üç yıldır, oyunculuk kariyerine sürekli bir yenisini eklediği filmlerle gündemde:Çılgın Aptal Aşk”, “Zirveye Giden Yol”, “Sürücü”, “Babadan Oğula”, “Sadece Tanrı Affeder”, “Güzel Günler” ve “Suç Çetesi” ile adından söz ettiren Ryan Gosling, bu süreçte oyunculuğundaki gelişim ve yaşının ona kattığı olgunlukla hitap ettiği seyirci kitlesini geliştirdi ve daha çok bilinmeye, daha çok sevilmeye başlandı.

3

Oyunculuk kariyerinin yanı sıra, “Lost River” filminin yönetmenliğini üstlenen Ryan Gosling, bu sıralar çocuk sahibi olmanın getirdiği yenilikler ve kazandığı baba kimliğine odaklanma adına çalışmalarına bir süre ara vermiş durumda. Eğer siz de bu yetenekli, hayvansever ve topluma duyarlı oyuncu hakkında daha çok şey öğrenmek istiyorsanız; yazımın başında belirrtiğim üzere sizlere Ryan Gosling’i sevmeniz için yüz neden sıralayan bu kitabı edinebilir ve onu tanıdıkça, sevmek için aslında neden tek bir nedene dahi gerek olmadığını tecrübe edinebilirsiniz.

 

 

Leave a Reply