Çocukluk Aşkları: Moonrise Kingdom

moonrise lara perm-jardin

Kullandığı renk tonları, çekim tarzı, değişmeyen oyuncuları, oldukça komik ama dramatikliği de asla elinden bırakmayan senaryolarıyla Wes Anderson, hemen hemen her filminde bir aile kurgusuyla karşımıza çıkıyor; ki bunlardan bir tanesi de 2012 yılında gösterime giren Moonrise Kingdom. Başrollerini Jared Gilman ve Kara Hayward’ın paylaştığı filmde; Bruce Willis, Edward Norton, Billy Murray ve Anderson’un değişmez ismi Jason Schwartzman’ı görmek mümkün.

Toplumda sıkça karşılaşılan ailevi problemler, bu filmde çocuk kahramanların hareketlerine şekil kazandırıyor. Yetim ve bir haki izci olan Sam, oldukça problemli iki avukatın kızı Suzy, hayatlarına kendi maceracı bakış açılarıyla bakıp tüm kural ve karmaşa ortamından kaçmaya karar verince, olaylar da teker teker vuku bulmaya başlıyor.

Ekran Alıntısı

1965 yılında bir adada geçen filmimizde; üçüz kardeşleri ile yaşayan Suzy; etrafındakiler, hatta büyük çoğunlukla ailesindekiler tarafından duygusal açıdan problemli biri olarak görülür. Birkaç kez okulda sevimsiz olaylar yaşamış, arkadaşlarıyla kavga etmiş, evde de kendisini annesi ve kardeşleriyle kopuk bir ilişkinin içinde buluvermiştir. Günlerini içinde fantastik hikayeler geçen kitapları okuyup, kardeşleriyle birlikte plak dinleyerek, çoğu zaman da dürbünüyle uzakları yakın kılarak geçirir. Bunun yanında izcimiz Sam ise; tüm ailesini kaybetmiş, hayatını koruyucu ailelerle geçirmiş, yazın gittiği izci kampında da sevilmediği gerçeğiyle yüz yüze kalmıştır. Aslında iki karakterimiz de oldukça zeki ve macera ruhlu; bir o kadar da içine kapanık, keşfedilmeyi bekleyen bir inci misali hayatlarını sürdürmeye alışmışlardır; ta ki birbirlerini buluncaya dek. İkilinin ormana kaçması ve takip eden olaylar boyunca masumane aşkları asla son bulmaz; çünkü onlara yüz çevirenlere inat, birbirlerini asla bırakmayacaklarına dair söz vermişlerdir.

moonrise-kingdom1

Suzy’nin anne babasının ikisinin de avukat olması ile; bu ciddi mesleğin sirayet ettiği çokça kural ve yer yer duygusuzluk, ebeveynler tarafından ev içinde de çocuklara yansıtılmış. Anderson’un yapmış olduğu simetrik ve sabit sahne çekimleriyle bu soğuk düzeni oldukça rahat anlayabiliyoruz. Ev, sanki birden fazla bireyin aynı anda iletişime geçemeyecekleri şekilde düzenlenmiş; zaten birbirine avukat hanım ve avukat bey diye hitap eden ebeveynlere göre bu oldukça mutlakıyet kazanan bir yapı. Suzy’nin film boyunca hiç değişmeyen, yaşına görece ağır göz makyajı; Sam’in ise geceleri altına kaçırmasıyla ilgili olan uyarısı, çocukluklarında olmaması gereken sorunlarla başa çıkma yöntemlerinin ağır bir göstergesi. Aslında; bu ve buna benzer birçok psikolojik ayrıntı, yönetmenin kullanmayı sevdiği ölçüde filme yedirilmiş durumda.

Wes-Andersons-Moonrise-Kingdom-Official-HD-Trailer

Birçokları tarafından Moonrise Kingdom; birçok ünlü ismin arka planda bırakılıp çocuk oyuncuların öne çıkarılmasıyla, bir çocuk filmi olarak atfedilmiş olsa da, bunun böyle olmadığı kanısında olanlar da- ben de dahil olmak üzere- hayli fazla. Moonrise Kingdom, yetişkinlerin dünyasında, gereksiz kurallar arasında sıkışıp kalmış, olgun ruhlu çocuk bedenlerin hikâyesi. Wes Anderson’ın kendine has çekim yöntemleriyle, çoğu filminde olduğu gibi aile dramı ve ironiyi birleştirerek beyaz perdeye aktarması oldukça başarılı. Her zamanki gibi çeşitli karakterlerin önemli miktarda ve filmi boğmadan hikayaye dahil olması da, yönetmenin bir diğer başarılı yönünün göstergesi. Film süresince, saf ve çocuksu aşkın bazı sahnelerde gereksiz yere cinselleştirildiği ve bu aşkın iç ısıtan sarsılmaz güzelliğinin bayağılaştırıldığı da düşünülen ayrı bir nokta ve bazı sahneler bu düşünceyi destekleyebilecek nitelikte.

Tatlı bir film izlemek, orkestra ve country müziği dinlemek istiyorsanız; bunun yanında alıp başımı giderek ormanda kamp yapmayı da seviyorum diyorsanız, Moonrise Kingdom’ın aile ve daha birçok kurumu sorgulatan bakış açısıyla izlenmeye değer bir film olduğunu söyleyerek iyi seyirler dilerim.

Leave a Reply