İlginizi çeken bu başlık için kafa yormam gerekmedi. Çünkü geçenlerde izlediğim filmin ismi tam olarak bu: “100 Yaşında Camdan Atlayıp Kaybolan Adam”. Filmin konusu isminde gizli gibi gözükse de pek çok yönden izleyicisini şaşırtan bir film olmayı başarmıştır bana kalırsa.
2013 yapımı bu film Jonas Jonasson’un aynı adlı romanından uyarlanmış ve dünyada iki milyonun üzerinde satmış. Benimse henüz yeni keşfettiğim filmin ismini duymam izlemeye karar vermem için yeterli oldu. Çoğunlukla benzer yapımları izlediğimden midir bilmem, bir yabancının evinde uyanmışım gibi bir histi benim için İsveç yapımı bu filmi izlemek. Ancak ev sahipliğini sıcakkanlılıkla ve sevecenlikle yaptığını, dolayısıyla zihnimde farklı bir tat bıraktığını da söylemeliyim.

“Kilit altında veya berbat bir durumdayken umut veren planlar yapmak kolaydır.”

Allan dedenin maceraları başlarda görüntüsüyle, hareketleriyle, konuşmasıyla, verdiği öğütlerle izleyenlere kendi dedelerini özletebilir fakat o camdan, Allan’ın elini tutup birlikte koskoca bir maceraya atlandığında, karakterin bildiğimiz dedelere hiç de benzemediğini şaşırtıcı gerçeklerle farkettiren bir hikayesi var. İzleyicisini yer yer geçmişe gönderen, patlayan bombalardan, devlet başkanlarından ve casuslardan geçiren, oradan tekrar günümüze dönerek belalı tiplerle, alışılmadık tesadüflerle ve bir adet fil ile oradan oraya koşturtan bir senaryosu var bu filmin. Hâl böyle olunca mizah da eksik olmuyor tabi böylesine karmaşık bir macerada.

“Zaman Makinen olmadığı sürece pişmanlığın hiçbir yararı yoktur.”

Boş zamanlarınızı biraz kara mizahla birlikte absürt ve sıra dışı bir hikaye ile doldurmak isterseniz aklınızda olsun. “100 Yaşında Camdan Atlayıp Kaybolan Adam”, İsveç yapımı bir film olmasıyla da farklı bir hava aldırıyor insana. İsteyenler için filmin ikincisi de 2016 da çekilmiş ve yine konusunu yüzeysel olarak tahmin edebileceğimiz bir ismi var : “101 Yaşında Hesabı Ödemeden Kaçıp Ortadan Kaybolan Adam.”
İyi seyirler…
Fragman:

Leave a Reply