“Yazdıklarımın çocuk kitabı olduğuna hiç inanmıyorum. Çocuklar için yazmam […] Ben yazıyorum ve birileri ‘Bu çocuklar için!’ diyor.”
Maurice Sendak
Bugün edebiyatta şekilci davranılarak pek çok kitap “çocuk kitabı” kategorisine sokuluyor. Oysa yalnız “kapağına” bakarak bir eseri belli kalıplar içine sokmak çok da doğru değil. Sanatı büyülü kılan şey; dibe çöken anlama ulaştırması, her prizmadan farklı açıyla kırılması ve farklı renkler saçması değil mi? Bugün bir Küçük Prens’i, Momo’yu, Harry Potter’ı çocuk kitabı diyerek bir kenara iten yetişkinler ne yazık ki kahvenin telvesne uilaşamıyor. Ben de “kitap insan yaşlandıkça anlam alır” diyerek, çocuk klasiklerini Küçük Kadınlar’la yeniden okumaya başladım.
Basit olduğu iddiasıyla yalnızca ilkokullarda okunmaya mahkûm edilen bir kitap Küçük Kadınlar. Eser, hem karakter analizleriyle hem de alt metniyle sadelikten oldukça uzak. Küçük Kadınlar; özetle, 19. yüzyılda Amerikan İç Savaşı sırasında babaları cephede olan dört kız kardeşin – Meg, Jo, Beth ve Amy – anneleri ve komşularıyla (Laurie) olan ilişkilerini konu alıyor. Hacim olarak büyük olmayan eserin pek bilinmeyen yanı aslında dört kitaptan oluşması. Diğer eserleri ise sırasıyla şunlar oluşturuyor: İyi Eşler, Küçük Erkekler ve Jo’nun Çocukları.
Dört kardeşin hayatına yoğunlaşan bu roman aslında çağın panoraması niteliğinde. Yazar, dört kız kardeşin yaşadıkları üzerinden dönemin kadınlarının ailelerine karşı görevleri ve kişisel gelişimleri arasında sıkışıp kalmalarını anlatıyor. Toplum tarafından kadınlara çizilen birtakım sınırlar, aile dışı sorumluluk almak isteyen her kız kardeşte farklı çelişkilere yol açıyor. Ve her kardeşin seçtiği yolla, dönemin Amerikan kadının önündeki muhtemel yollar gözler önüne serilmiş oluyor. Bunlardan Meg, evlenip yeni bir aile kurmayı seçerek, Beth ise anne ve babasıyla yaşamayı seçerek toplum beklentilerini karşılayan kardeşler oluyor. Diğer taraftan, Amy sanata yönelerek bireysel gelişimine odaklanırken, Jo ise hem bir aile kurmaya hem de kariyer yapmaya çalışarak zincirlerini kırıyor ve sosyal kısıtlamaların ve etiketlerin dışına çıkıyor.
Kardeşlerin bu “geleneksel” ve “olağan dışı” olan yönelimleri diğer birtakım karakteristik özelliklerinde de kendini gösteriyor. Örneğin kitapta toplumsal uyumla eşleştirilen müzik kulağı, hepsinde farklı derecelerde ortaya çıkıyor. Müziğe en yetenekli olan kardeşler daha feminen ve pasif bir rol üstlenirken, en kötü sese sahip olan Jo bağımsız ve “erkeksi” bir portre çizerek kalıpları aşıyor. Karakterlerin kullandığı dilde de bu özelliğin ortaya çıktığı görülüyor. Düzgün konuşmanın sosyal beklentiyle ilişkilendirildiği romanda, çevresi tarafından çok beğenilen Meg çok düzgün konuşurken, Beth pek konuşmuyor. Öte yandan pek tasvip edilmeyen Jo’nun zaman zaman hoş olmayan ifadeler kullandığına, Amy’nin ise bazı kelimeleri yanlış telaffuz ettiğine şahit oluyoruz.
Yazar ayrıca – dönemin şartları değerlendirildiğinde adeta bir devrim yaparak – cinsiyetlere yüklenen toplumsal görevleri de reddediyor. Basmakalıp cinsiyet rollerini eleştiren yazarın tutumu Jo, Beth ve Laurie üzerinde daha belirgin olarak görülüyor. Geleneksel bir kadın olmak istemeyen Jo’nun işe gittiği ve – büyük bir ayıp olarak görülen – yanık giysiler giydiği vurgulanıyor. Yine geleneksel bir erkek olmak istemeyen Laurie’nin ise müzik tutkusu – dönemin Amerika’sında müzik kadın uğraşı olarak görülmekteydi – olduğunu görüyoruz. Yazar; klişelere uygun bir karakter olarak pek konuşmayan ve fedakârlığın, merhametin timsali eski tip bir kahraman olan Beth’i öldürerek ise eski modaya veda ediyor.
Yukarıda belirtildiği gibi, yazıldığı dönem için oldukça sıra dışı bir roman olan Küçük Kadınlar, okumaya değer bir kitap. Özellikle önceden okuyanlar için yeniden ifade edeceği anlam çok daha farklı. Öyleyse sözü Sinek Isırıklarının Müellefi’ne bırakarak iyi okumalar dilerim.
“Yeniden oku o zaman!” dedi Büyük Yazar. Cemil okudu ve bu kez bambaşka bir tat aldı. “Okuduğun bütün kitapları yeniden oku!” dedi Yazar.
1994 yılında çekilen Küçük Kadınlar film fragmanı:
Kaynakça:
Louisa May Alcott, Küçük Kadınlar, (İstanbul: Rafet Zaimler Yayınevi, 1959).
Barış Bıçakçı, Sinek Isırıklarının Müellifi, (İstanbul: İletişim Yayınları, 2016).
Çocuk edebiyatı ile ilgili: http://dusunbil.com/j-r-r-tolkien-cocuk-yazini-diye-bir-sey-neden-yoktur/
http://www.sparknotes.com/lit/littlewomen/summary.html
Görsel:
https://images.hellogiggles.com/uploads/2016/05/05063344/LittleWomen.jpg
http://images2.fanpop.com/images/photos/4000000/Little-Women-1994-little-women-4020861-1024-576.jpg