Sıcakların gittikçe arttığı şu günlerde klimalı bir yer arayışına çıkanlar için en güzel yerlerden birisi sinema salonu. Yaklaşan ödül sezonunda art arda çıkacak iddialı filmler öncesi de hala seyirciye yenilikler sunan, güzel filmler bulunabilmekte. Christopher Nolan’ın yeni filmi “Dunkirk” oldukça kasvetli, yoğun anlatımı ve teknik özellikleriyle ilgi çekse de, benim asıl merakla beklediğim film Edgar Wright’ın eğlenceli soygun filmi “Baby Driver” oldu. Charlize Theron’un kırkından sonra ortalığı dağıttığı ajan filmi, büyük bir isim fiyaskosundan dolayı “Sarışın Bomba’ya iki bilet, en arka sıradan,” demek istemeyenler içinse maalesef sınıfta kaldı.
Film, John Spencer’ın 1994 yılında çıkardığı parçası “Bellbottoms” üzerine kurulmuş uzun bir soygun sahnesi ile giriş yapıyor. Aslında filmle ilgili her şey tam da bu noktada başlıyor desek yanlış olmaz. Filmi yazıp yöneten Edgar Wright bu şarkıyı ilk dinlediğinde, bir ekip soygun yaparken arabada onları bekleyen sürücünün sıkılarak bu şarkı ile dans ettiğini hayal ediyor. Bu şekilde kulaklıkla şarkı dinlerken müziğin ritmine uyup toplum tarafından ayıplanan herkes için bir süper kahraman gibi görülebilecek “Baby” karakteri ortaya çıkıyor. Sahneye kaçış kısmını da ekleyerek 1995’te filmin senaryosunu yazmaya başlıyor. O zamandan beri de tüm sahneleri önce şarkıyı belirleyerek yazıyor. Filmi diğerlerinden ayıran en güzel kısım da burası, çünkü birçok sahne çalan müziklerin ritmi ile oluşuyor. Karakterlerin adımlarından, sakız çiğnemesine kadar müziklere uygun koreografiler oluşturulmuş. Bir çatışma sahnesinde ise tamamen silahların patlama sesleriyle müziklere uyulmuş. Bunun içinse bir koreograf ekibiyle öncelikle bu sahnelerin animasyonları oluşturuluyor. Saniyesi saniyesine hesaplanan bu kareler ise oyuncularla beraber bir müzikal filmdeki dans sahnesi gibi adım adım çalışılıyor. Bu uzun çalışmaların sonucu olarak “Baby Driver” aksiyon filminden daha öte bir yere ulaşıyor ve “müzik-suç” janrını oluşturarak belki de türünün ilk örneği oluyor.
İsmini bir Simon & Garfunkel şarkısından alan “Baby Driver” filmi aynı şarkısı gibi oldukça eğlenceli ve hareketli. Filmin başrolü olan “Baby” (Ansel Elgort) karakterinin böyle anılmasının nedenini tam olarak öğrenemesek de, bebek yüzüne lakabına oldukça yakışıyor. Belki de benim gibi sebebini tahmin etmeye çalışan Bats (Jamie Foxx) karakterinin tahmin ettiği gibidir: “Neredeyse hiç konuştuğunu duymadım. Belki de hala ilk kelimelerini beklediğimiz bir bebektir o.” Baby karakterini bu kadar önemli yapan mesele ise çocukken geçirdiği bir kaza sonucu kalıcı olarak kulaklarında sürekli bir çınlama duyması ve bunu bastırmak için neredeyse günde yirmi dört saat kulaklığını kulağından hiç çıkarmadan müzik dinlemesi. Ekibin bütün soygunlarında sürücü koltuğuna oturan Baby’i ise eşsiz kılan ise bütün polisten kaçışlarına özel bir şarkı seçmesi ve durumları ne kadar kritik olursa olsun istediği şarkı olmadan arabayı o kadar iyi sürememesi.
Müziği seven ancak klasik müzikalleri izlerken altyazılı film izlemek zorunda kalan bir Amerikan gibi hissedenler için film, dengeli müzik kullanımı ile oldukça uygun. Filmin ilk yarısı neredeyse her açıdan mükemmele yakınken, ikinci yarısında ise senaryonun yazılması yirmi yılı aşkın bir süreye yayıldığı için olsa gerek, hikayede bazı kopukluklar oluşmuş. Bu ne kadar filmin izlenebilirliğine zarar verse de 90’larda yazılmaya başlandığı için çok az cep telefonu kullanılması, daha eski tip restoranlarda çekim yapılması da filme nostaljik bir hava katmış.
Edgar Wright, “Shaun of the Dead” ve “Scott Pilgrim vs the World” gibi renkli, eğlenceli ve yaratıcı işlerde imzası olduğu gibi bu filmde de çizgisinden sapmamış. Başroldeki “Baby” lakaplı sürücü rolünde The Fault in Our Stars filmiyle ünlenen genç oyuncu Ansel Elgort olurken, oyuncu kadrosunun geri kalanı da oldukça tanıdık. Jon Hamm, Kevin Spacey, Jamie Foxx gibi ünlü isimler de kadroda bulunuyor. Film, görüntüleriyle ve tarzıyla ünlü eleştirmenlerce “son zamanların en havalı ve stil filmi” olarak adlandırılmaya başlandı bile. Bu konuda hemfikir olunmasa bile herkes için farklı şeyler bulunduran bir film olduğu doğru. Kimisi için çok bilinmeyen güzel parçalar, kimisine bolca aksiyon demekken, bazen de bir emniyet kemeri kamu spotu etkisinde olabilir. Şimdiden izlemek isteyen herkese iyi seyirler…
Yazı kaynağı:
Resim kaynağı:
http://altaz933.com/2017/06/30/baby-driver-is-the-anti-fast-and-furious-movi
https://cinapse.co/4-reasons-edgar-wrights-baby-driver-isn-t-just-great-it-s-important-sxsw-2017-d1c4b73aeaf3?gi=3e4a8fbb712
http://darrens-world-of-entertainment.blogspot.com.tr/2017/
https://teaser-trailer.com/movie/baby-driver/