Moda dünyasının yaşayan efsaneleri arasında sayılan, 50 yılı aşkın deneyimi, modaya yönlendiren tasarımları ve ikonik görüntüsüyle dünya çapında ün ve saygı kazanan Karl Lagerfeld, 19 Şubat’ta aramızdan ayrıldı. Yaratıcı yönetmenliğini yaptığı Chanel ve Fendi markaları ve kendi markası Karl Lagerfeld ise adeta öksüz kaldılar.
Lagerfeld’in moda serüvenine kısaca göz atarsak, her şeyin Paris’te, bugün bile modanın kalbinin attığı şehir olarak görülen yerde başladığını görüyoruz. 1938’de Hamburg’da doğup büyüyen Lagerfeld, 1954’de babasının ofisinin olduğu Paris’e gider ve sokakta bir yarışma afişi görüp çizimlerini gönderir. Yaptığı palto tasarımı 200 bin kişi arasından birinci seçilince de Lagerfeld, Pierre Balmain’ın yanında asistan olarak çalışmaya başlayarak moda dünyasına ilk adımını atmış olur. Ardından 1965’te Fendi ve 1984’te Chanel ile çalışmaya başlamasıyla dikkatleri fazlasıyla üzerine çekmeye başlar. Özellikle Coco Chanel’in ölümünün ardından markanın düşüşe geçmesi, Lagerfeld’in ekibe katılmasıyla birlikte son bulur ve bugün sahip olduğu marka değerine ve saygınlığına erişmesinde büyük katkı sağlar. Fendi ve Chanel ile çalışmaya devam ederken 1984 yılında kendi markası Karl Lagerfeld’i piyasaya sürer. Ölümüne kadar olan süre boyunca ise bu üç marka için çalışmaya devam eder. Fendi’yle olan çalışma süresi ise moda dünyası içinde bir rekora sahip.
Karl Lagerfeld, 1964
Lagerferd’in moda tasarımcısı kimliğinin yanı sıra fotoğrafçılık, yayıncılık, yazarlık ve iç mimarlık gibi birçok farklı tasarım alanında da aktif olarak yer aldı. Yaratıcılık ve çalışkanlık onu tanımlamak için kullanılacak sözcükler, ama Lagerfeld yıllardır üzerinde çalıştığı ikonik görüntüsüyle de kendini görsel olarak tanımlamayı başardı. Güneş gözlükleri, beyaz atkuyruğu saçları, giydiği siyah takımlar ve eldivenler bir bütün olarak dış dünyaya yansıtmak istediği Karl Lagerfeld imajını temsil ediyordu. Birçok ünlü oyuncu, model ve tasarımcı, Lagerfeld’le çalışmayı büyük bir onur olarak görüyor ve tasarımları da yıllardan beri o günün moda anlayışına büyük etki ediyordu.
Fendi’nin 2016 yılında Roma, Aşk Çeşmesi’nde gerçekleştirdiği defile bir ilkti.
Lagerfeld’in 85 yıla sığdırdığı birçok başarının sırlarını ve tecrübelerinin yansımasını şu şekilde derleyebiliriz:
- 1954’ten bugüne dünyanın birçok farklı evresine şahit olan Lagerfeld, teknolojiye ve dijital çağa ayak uydurmanın önemini vurguladı. Eskiden bir tek atölyesi olan markalardan değişime ayak uydurabilenlerin şu an dünya çapında yüzlerce mağazası olduğu gibi.
- Tasarımlarını tek bir ekonomik sınıfla sınırlandırmak istemedi ve farklı gelir gruplarına hitap eden markalarla işbirlikleri yaptı. 2004 yılında H&M ile yürüttüğü işbirliği diğer markalar için de örnek oldu.
- Ego problemi olmadığından, çalıştığı markaları kendi isminden bağımsız düşünüyordu. Chanel Chanel’dir, Fendi Fendi’dir, olaylara ben değil onlar gözüyle bakıyordu.
- Geçmişteki başarılarında kaybolmuyordu. Onun için her yeni sezon tasarladığı ilk sezon gibiydi. Kendini her zaman işe yeni başlamış biri gibi görüyordu.
- Her zaman daha iyisini yapabileceğini ve tasarladığı en iyi sezonun son tasarladığı değil gelecekte tasarlayacağı sezon olacağı düşüncesiyle çalışıyordu.
- Hiçbir zaman çalışmayı bırakmayacağını söyleyen Lagerfeld, tüm sözleşmelerinin ömür boyu olduğunu ve ancak ölünce duracağını söylemişti. Ve öyle de oldu.
Hayatını bu kadar başarılı ve verimli geçirmiş Lagerfeld’den öğrenilecek çok şey var. Aynı alanlarda çalışmıyor olsak bile başarılı insanların öykülerini ve dünya görüşlerini öğrenmek bize birebir bir başarı reçetesi çıkarmasa da ilham kaynağı olma gücüne sahiptirler. Lagerfeld’in hayat öyküsünün siz okuyucularımız için de ilham ve motivasyon kaynağı olacağına eminim.
Görsel Kaynaklar:
Kapak:Getty İmages
Görsel 1: Gerard Decaux/REX/Shutterstock (4185c)
Görsel 2: Venturelli- Getty Images
Görsel 3: Getty İmages
Kaynaklar:
https://www.karl.com/experience/en/biography/