Nerden başlasam nasıl yazsam bilemiyorum. Biraz anı paylaşır, biraz günlük tutar gibi olacak belki de bu yazı. Amacım birilerini veya bir şeyleri övmek değil, amacım okuyucuları güzelliklerle buluşturmak doğrusu. Sonuçta içinde bulunduğumuz bu dünyada edindiğimiz her tecrübe bizim yanımıza kar kalıyor. Ve bunca kötülüklerin olduğu bir yerde, tutunacak şeylerin varlığını hatırlatmak belki de yapmaya çalıştığım şey. Daha doğrusu benim yaptığım değil, iki müzisyen, iki koca sanatçının icrası…
Ortaçgil ve Kızılok… Nasıl anlatılır, doğru kelimeler nedir bilmediğimden tamamen içimden gelenleri yazacağım. İkisi de güftekar ve besteci, ikisi de müzisyen. 80lerin başından ortasına doğru bir masaya oturup beraber çalışmak istediklerini dillendiriyorlar. Deniz kenarında kendi kurdukları ya da misafir oldukları bir masa da olabilir.
Deniz nerden çıktı ki şimdi? Ya da masaya ne gerek vardı? Aslında masaya gerek yok da deniz mühim bu iki insan için. Deniz kıyısına oturup, kayanın karşısındaki çakıl taşlarını denize yuvarlamak daha da mühim. Denize doğru sohbetleri de çakıl taşlarının denizde oluşturduğu dalgalar kadar geniş ve zamana yayılıyor.
Sadece kendilerinden değil, yaşadıkları ülkeden, ülkelerinin komşu olduğu milletlerden de bahsediyorlar. İnsan olmanın, komşu olmak kadar önemini vurguluyorlar. Aynı denizi paylaşmanın ne demek olduğunu birbirlerine açıklıyorlar.
Sonra ne mi oluyor? Ortaya bir eser çıkıyor. Bu eser Kızılok’un sesi ve yorumu kadar naif, Ortaçgil’in gitarı kadar güçlü: Olmasın Varsın.
https://open.spotify.com/track/4OquieiK6wqAShdrmd71jK
https://www.youtube.com/watch?v=TJEOU4bEVAI
Daha önce Ege’ye ayak basmamış olabilirsiniz ya da karşı kıyıya geçmemiş. Fark etmez. İşte bu şarkı onu dinleyenleri alıyor, deniz kenarında bir masaya oturtuyor. Bir anda ılık rüzgar esiyor saçlarınızın arasından. Kafa deriniz, ruhunuz kadar okşanıyor. Yanınızda Kızılok bardağını Ortaçgil’e uzatmış, Ortaçgil suya benzer bir şey dolduruyor. İkisinin de dudaklarından şu kelimeler dökülüyor;
Bu sudan bu tattandır
İkimizde de günah
Bütün içkiler gibi
Zararı kadar leziz
Bir iklimin meyvasından
Koparılmış bir içkidir
Bütün bu kötülüklerimiz
Ne fark eder nereden geldiğimiz, kanımızda hangi soyun kanı aktığı. Her birimiz insan her birimiz aynı dünyada yaşıyoruz. Bu güneş, bu su, yaşadığımız acılar hep aynı. Bir dillerimiz farklı, onda da küfürlerimizle ve kahkahalarımızla anlaşıyoruz. Bir denizi paylaşıyoruz aramızda.
Önce bir kahkaha çalınır kulağına
Sonra Rum şiveli Türkçeler
O Boğazdan bahseder
Sen rakıyı hatırlarsın
Kardeş olduğunu
Sıla derdine düşünce anlarsın
İki tarafı birbirine bağlayan tek şey deniz gibi duruyor başta. Evet aramızda koskoca mavi bir dehliz. Ancak o masa kurulduktan komşular davet edildikten sonra, deniz sadece bahane.
Aramızda bir mavi sihir
Bir sıcak sımsıcak bir deniz
Kıyısında birbirinde de güzel
İki kardeş milletiz
Bu yaz kendinize iyi davranın. Için ve güzelliklerini anın.
Kaynakça:
https://genius.com/Bulent-ortacgil-denize-dogru-lyrics