Bir Joker Eleştirisi

Joker, tarihin en çok sevilen kötü karakterlerinden birinin başlangıç hikayesini anlatıyor. Arthur Fleck(Joaquin Phoenix)’in yaşadığı hayatın onu nasıl akli dengesi yerinde olmayan bir katile dönüştürdüğüne tanık oluyoruz film boyunca. Ağırlıklı olarak dram türündeki filmin aksiyon sahneleri yok denecek kadar az, bu nedenle bir çizgi roman karakterini anlatıyor olmasına rağmen Joker’in kesinlikle sıradan bir süper kahraman filmi olmadığını söyleyebiliriz.

Film hakkındaki düşüncem şu ki, eğer oyuncu seçimleri sırasında bu kadar doğru bir karar verilmiş olunmasaydı, Joker oldukça vasat bir suç filmi olurdu. Filmi alıp zirveye taşıyan, insanı kendine hayran bırakan, zaman zaman rahatsız eden, zaman zaman ise bir katille empati kurmasını bile sağlamayı başaran kişi Joaquin Phoenix. Her filmde oyunculuk önemlidir, performansların vasat olması bir filmin kalitesini düşüren bir etmendir ancak böyle bir filmde oyunculuğun filmin en önemli parçası olduğunu söyleyebiliriz. Tek bir karakterin etrafında şekillenen film, toplumun yozlaşmasını, kötülük, delilik ve dışlanmışlık kavramlarını ve yanlış bir davranışın şartlar göz önünde bulundurulduğunda kabul edilip edilemeyeceğini bu karakter üzerinden inceliyor. Haliyle de oyuncuya fazlasıyla iş düşüyor. Bütün bunlar düşünüldüğünde Joker için şöyle bir yorum yapmak mümkün: ortalama bir senaryoya ortalamanın biraz üzerinde bir yönetmenlik ve efsane bir performans eklenmiş ve ortaya akılda kalan bir film çıkmış.

Psikopat bir katilin bu kadar yüceltilmiş olması ise filmde eleştirilmesi gereken bir nokta. Film  Arthur’un toplum tarafından maruz bırakıldığı dışlanmaya ve eziyetlere fazlasıyla dikkat çekerek adeta vahşi cinayetler işlemesine bir bahane bulmuş, hatta bazı sahnelerde bu karakteri yücelterek bir kahraman gibi göstermiş. V(V for Vendetta) ve Tyler Durden(Fight Club) gibi, mevcut düzene karşı gelen ve yeni bir düzen kurmak isteyen karakterlerin tarih boyunca filmlere konu olup yüceltilmiş olduklarını görmek mümkün ancak bu karakterlerden hiçbiri vahşi cinayetler işleyen bir seri katil değil.

Değinmek istediğim bir başka konu ise Heath Ledger ile Joaquin Phoenix’in performanslarının karşılaştırılması. Heath Ledger’ın The Dark Knight’taki efsane Joker yorumundan sonra karaktere kimsenin aşamayacağı bir çıta koymuş olduğu düşünüldüğünden, Joaquin Phoenix’in yorumu fazlasıyla merak ediliyordu. Film vizyona girdikten sonra da karşılaştırmalar başladı, ancak bana sorarsanız bu mantıklı bir karşılaştırma değil. Joker oyunculuk ile öne çıkan bir film iken The Dark Knight kurgusuyla, hikayesiyle, görsel efektleriyle öne çıkan bir film. Joker’de Arthur’un hikayesine, dönüşümüne tanık olup karakteri derinlemesine izliyoruz, The Dark Knight’ta izlediğimiz Joker ise çok daha yüzeysel ve herhangi bir değişim geçirmeyen bir karakter. Bütün bunlar göz önünde bulundurulduğunda bu iki harika oyuncuyu yalnızca aynı karakteri canlandırmış oldukları için karşılaştırıp birini daha başarılı bulmak haksızlıkmış gibi geliyor bana.

Todd Phillips’in Joker’inin tarihe geçeceğine şüphe yok ve bunu sağlayan da kesinlikle Joaquin Phoenix’in inanılmaz yorumu. Her sinemaseverin izlemesi ve değerini bilmesi gereken bir performans.

Kaynaklar:

https://www.theatlantic.com/entertainment/archive/2019/10/joker-movie-review-todd-phillips-joaquin-phoenix/599215/

https://www.rtl.fr/culture/super/joaquin-phoenix-parle-de-joker-sur-rtl-a-me-plait-ce-genre-de-challenge-7798389970

Good luck to Joaquin Phoenix – Heath Ledger’s Joker is going to be hard to top

Leave a Reply