“hayat belki karanlık, uzun bir yoldur

kadının her gün ah zembiliyle geçtiği”

Füruğ Ferruhzad

 

Sylvia Plath’ten Nilgün Marmara’ya, Maya Angelou’dan Didem Madak’a edebiyat dünyası birçok hassas, kederli kadın şair görmüştür. Onlar yaşamlarında omuzladıkları inatçı ağırlığı keskin kalemleriyle köreltmişlerdir. Böylesine duyarlı, böylesine yoğun hislere sahip kişiler olmaları onlara âdeta kılıç kalkan olmuştur. Çektikleri acılar ve sıkıntılar onları her türlü rastlantıya karşı hazırlıklı hâle getirmiş; öyle ki yüzleştikleri her engel karşısında dimdik durabilmişlerdir. Zaman içinde yaşadıkları ayrılıklar, kalp kırıklıkları ve küçümsenmeler onları bir nevi “pişirmiş”, onlara güçlü kılmıştır. Her kadının ortak acısıdır kadın şair, kadını dünyaya tanıtıp hakkını talep eden de odur. Kadın şairlerden yalnızca biridir Füruğ Ferruhzad. Özellikle de konu İran şiiri olunca en önemli kadın şairlerdendir Füruğ Ferruhzad. Gözüpek ve benzersiz şiirleri bugün dünya çapında okunur. Ek olarak modern İran şiirinin ve Modern İran Sineması’nın bu zamana kadar kaydettiği ilerleme, temellerini Füruğ Ferruhzad’a borçludur.

 

 

İran şiiri, Fars şiiri ya da Fars edebiyatı yerine neden İran şiiri ya da İran edebiyatı adıyla anılıyor, ona da değinmek lazım. İran da Türkiye gibi birçok etnik kökene ev sahipliği yapan, medeniyetler eşiği bir ülke. İran’da Türk, Kürt, Arap ve Fars gibi milletlerden yazarlara ve şairlere rastlamak oldukça mümkün. Durum böyle olunca Farsça’nın ve Fars edebiyatı’nın çeşitli milletlerden sanatçıların eserleriyle yolları kesişmiş, Fars edebiyatı da söz konusu sanatçıların dil ve kültürleriyle etkileşimde olmuştur. İran edebiyatı, bu milletlerin varlığı ve ortaya çıkan eserlerin bütünlüğü sonucu doğmuştur.  Farklı etnik grupların verdiği çeşitli eserler sayesinde, hâliyle gelişme kaydetmiş ve dünyada kâbul görmüştür. Bütün bu sanatçıların emeğine saygı açısından “İran edebiyatı” ya da “İran şiiri” ifadelerini kullanmak daha doğru olacaktır. İran’da yaşamını sürdürmemesine ragmen hâlen eser veren İranlı yazarları da unutmayalım.

32 yıllık kısacık ömrüne birçok şiir kitabı ve bir kısa belgesel sığdıran, şiire katkıları ve etkileri azımsanamaycak devrim gibi bir kadındır Füruğ, İranlı kadınlara cesur bir ses olmuştur. O zamana kadar kadınların içlerinde bastırdıkları, susturamadıkları sesleri çığlık çığlığa bağırmıştır. İran gibi değişimin sürekli olduğu, dolayısıyla insanların içerisinde bulundukları sosyal, siyasi ve kültürel ortamlara kayıtsız kalamadığı bir ülkede duygular ve düşüncelerle ilgili yazabilmek çoğu zaman cesaret istemiştir. Şeriatın getirilerinin ve muhafazakarlaşmanın sonuna kadar hissedildiği bir çağda erotizm ve aşk gibi kavramları şiiriyle son derece sıcak ve özgün bir şekilde bütünleştiren Füruğ Ferruhzad, kadının da sosyal ve cinsel hayatta bir yerinin olduğunu ve bunun dile getirilmesi kadar doğal bir şey olmadığını şiiriyle aksini düşünenlere kanıtlamıştır. İran Devrimi’nden önce şiirde devrimi belki de o başlatmıştır, kadınların dış dünyada ifade etmeleri müstehcen karşılanan olguları öylesine doğuştan, öylesine katıksız bir şekilde ortaya koymuştur ki Füruğ’un bu girişimi İranlı kadınlar için bir milat oluşturmuştur. Şiirlerinde kullandığı dilin böylesine korkusuz olması ve her kesimden kadına hitap edebilmesi Füruğ’un, başta Orta Doğulu kadınlar olmak üzere kadının mücadelesini dünyaya duyurmak üzere onun büyük bir sorumluluk aldığının ve bu uğurda onu takip eden okurlarının ümidini boşa çıkarmayacağının bir göstergesi olmuştur.

Füruğ’un doğduğu yer olan İran’da 1950’lerde Nima Yuşic, Ahmet Şamlu ve Sohrap Sipehri gibi birkaç önemli isim dışında şiire yön verebilecek ve her ne pahasına olursa olsun kendini edebiyata vakfedecek şairler pek bulunmuyordu, varsa da görünürde değillerdi. O zamanlarda özellikle İranlı kadınların yaşadıklarını haykırabilmeleri, kendilerinin izlerini bir başkasında sürebilmeleri için bir tür temsilciye ihtiyaç duyuluyordu. Bunun için özgün bir kadın şaire ihtiyaç vardı. Tam olarak böyle bir zamanda rağbet gören ve ismi çokça yad edilen Füruğ, şiirlerini yazmaya devam ettikçe çevresinden onları yayınlamasına yönelik büyük destek gördü. Şair kimliğinin yanında ressam ve yönetmen kimlikleriyle de tanınan Ferruhzad’ın hayatı şiirle önem kazanıp şiirle şekillendi, öyle ki şiirin hayatındaki önemini “Şiir benim Allah’ım, yani ben şiiri o derece seviyorumdiyerek vurguladı.

 

 

“hayattan bana düşen

  bir perdenin asılışının benden aldığı gökyüzü

  ıssız bir merdivende daha derine inmek

  ve geçmişle çürüyüş arasında sıkışmış bir şeyi

  geri almak benim payıma düşen“

 

Şiir yazmaya küçük yaşlarda başlayan Füruğ, henüz 16 yaşındayken uzak akrabalarından Perviz Şapur’la evlenir ve 3 yıl geçen huzursuzluk ve mutsuzlukla dolu bu ilişkiyi oğlunu bir daha hiç göremeyecek olsa da sonlandırma kararı alır. Fakat bu gibi acı verici olaylar onun şair kişiliğini besler; çünkü “yaraları aşktandır” Füruğ’un, yaraları onu büyütmüş, yetiştirmiştir. “Tutsak”, “İsyan”, “Duvar” gibi eserlerini bu sayede oluşturmuş, eserleriyle temel insan hak ve özgürlüklerine kast edecekleri âdeta kınamış, farklı yaşamların renklerini özümseyebilmiştir ki kendini farklı toplumlardan kadınlara bu denli kabul ettirebilmiştir.

Çoğu zaman özgürlüğün, açık sözlülüğün şairi olarak nitelendirilmiş Füruğ Ferruhzad, yeri gelmiş aşkla, mutlulukla, kurtuluşla; yeri gelmiş ölümle, ayrılıkla, kalp kırıklıklarıyla ilgili yazmaktan çekinmemiştir. Tutkuyla yaptığı tüm işlerin başarısını, hayatına giren herkese kalbini açmış olmasına borçludur belki de. “Ev Karadır” belgeseliyle Cannes Film Festivali’ne kabul görmüş; “Yeniden Doğuş”, “İnanalım Soğuk Mevsimin Başlangıcına” ve diğer şiirleri yayınlandığı zamandan itibaren kadınlar ve kadın gibi düşünmeyi bilenler üzerinde derin yankı uyandırmıştır. Belki o trafik kazasında bu kadar genç yaşta hayatını kaybetmiş olmasaydı, yaptıkları bunlarla bile sınırlı kalmayacak ve bir süre daha nice kadın yazarlara, şairlere, düşünürlere, yönetmenlere ilham kaynağı olacaktı.

 

“orada bir sokak var

ince boyunları, dağınık saçları ve sıska bacaklarıyla

delikanlıları bana aşıktı

ki bir gece rüzgarın alıp götürdüğü küçük kızın

incecik tebessümünü düşünüyorlar hâlâ“

 

Kaynakça:

http://www.leblebitozu.com/iranin-kederli-kadin-sairi-furug-ferruhzad/

http://www.artmanik.com/bir-kadinin-sairligi-furug-ferruhzad/

http://www.lacivertdergi.com/portre/2015/12/02/bir-ozgurluk-tutsagi-furug-ferruhzad

https://listelist.com/furug-ferruhzad-siirleri/

Lacivert Öykü ve Şiir Dergisi, Mart-Nisan 2016 sayısı. Güzelyüz, Ali. Dosya: İran Edebiyatı.

Lacivert Öykü ve Şiir Dergisi, Mart-Nisan 2016 sayısı. Ferruhzad, Füruğ. Başka Türlü Bir Doğuş.Çeviri-Yorum: Aynur Uluç.

https://www.finds.ir/iran-news/artist/forough-farokhzad-biography/11094

Ferruhzad, Füruğ. Yaralarım Aşktandır.Ağustos 2018. Çeviren: Haşim Hüsrevşahi, Totem Yayıncılık.

Leave a Reply