Şair Rilke’nin Ruhunda Anne İzleri: Yıkım mı, İlham mı?

Kim duyardı haykırsam, beni melekler
makamından? Hatta içlerinden biri tutup aniden
alıverseydi beni kalbine, tükenip giderdim onun o
müthiş Özgüvarlığında ben. Hem nedir ki Güzellik,
şu güç bela katlandığımız dehşetengiz başlangıçtan başka,
ve hiç bozmaz istifini, dudak büker bizi helak etmeye,
bundandır ona hayranlığımız işte. Her melek korkunçtur.

(Duino Ağıtları/ Birinci Ağıt)

Rainer Maria Rilke, modern edebiyatın en özel kalemlerinden biri olarak bilinir. Şiirlerinde duyguları o kadar derin ve etkileyici bir şekilde işler ki okuyucuya kendini sorgulatan bir yolculuk sunar. Rilke şiirlerinde, insanın varoluşuna ve hayatın anlamına dair güçlü sorular sorar. Şiirlerini okurken resmen ruhunuzu sorguya çekerken bulursunuz kendinizi, bu yüzden edebiyat dünyasında hâlâ unutulmaz bir yere sahiptir.

Bazen rastgele bir kitapçıya girersiniz ve elinize bir kitap alırsınız. O kitap yalnızca sizi çağırır ve siz de o büyüye kapılırsınız. “Duino Ağıtları” kitabının beni çağırma hikayesi de aynen böyleydi. Kitabı bitirdikten sonra yazarı “Rainer Maria Rilke” hakkında biraz daha araştırma yapmaya başladığımda onun, insanın ruhsal arayışını şiirlerinde derinlemesine işlediğine şahit oldum. Özellikle hayatındaki olaylar ve yaşamı boyunca kurduğu bağlar, eserlerindeki büyülü derinliği daha iyi anlamamı sağladı.

Ruhunu derinden sarsan ve sonraki yaşamını şekillendiren ilişkilerinden biri de annesiyle kurduğu, belki tam anlamıyla kurmayı başaramadığı anne-oğul ilişkisiydi.

Rilke’nin annesi Sophie Entz barok saraylarında yaşamış, dindar, iyi eğitimli, maceraperest ve hırslı bir kız olarak büyür. Ama en sonunda kendini aşkın peşinde bularak kendisiyle aynı statüde olmayan Alman kökenli Rilke’nin babasıyla evlenir.

Rilke, Balthus, Sophie Entz

Rilke doğduğunda annesi, oğlunu kendi hayal kırıklıklarının ve acılarının bir yansıması haline getirir. İlk kızını kaybetmenin verdiği acıyla Rilke’ye altı yaşına kadar kız elbiseleri giydirerek onu bir kız çocuğu gibi yetiştirir. Ona daha sonra sevdiği kadının tavsiyesiyle değiştireceği kadınsı bir isim olan Renée Maria Rilke” ismini verir. Bu, yalnızca Rilke’nin kimlik algısını değil aynı zamanda özgüvenini de derinden sarsar.

Rilke’nin çocukluğu

Sophie Entz’in kendi yasını oğlu üzerinden yaşaması, Rilke’nin annesinin daha çocuk yaştan başlayan ve oğlunun kişisel alanını işgal eden toksik sevgisinin en somut örneklerinden biri.

“Sanırım annem benimle büyük bir oyuncakla, bir bebekle oynar gibi oynuyordu.” 

Sophie Entz, Rilke’yi bir çocuk olarak görmeyi reddetmiş gibi. Bu tutum bana Franz Kafka ile babasının ilişkisini anımsatıyor. Annesi Rilke’yi kendi idealleri ve toplumsal beklentileri doğrultusunda bir ‘proje’ gibi şekillendirmeye çalışıyor. Bu durum da, Rilke’nin çocukluk yıllarında duygusal bir ihmal ve baskı arasında sıkışmasına neden oluyor. Hem sevgi dolu bir ilişki arayışı hem de kadın figürlerinden uzak durma çabası bu çelişkili bağın izlerini taşıyor.

En sonunda Rilke, annesinin sürekli kontrol altında tutma eğilimden kurtulmak için kendini şiire ve sanata sığınmış olarak bulur. Ancak bu kaçışın izleri, eserlerinde sıklıkla annesine duyduğu çelişkili duygular olarak yansır. Bir yandan annesinin etkisinden kurtulmak isterken diğer yandan onun sevgisine duyduğu ihtiyaçtan vazgeçemez gibi bir hâli vardır şiirlerinde annesinden bahsederken.

Hâlâ yumuşağım ve senin ellerinde bal mumu gibi olabilirim. Beni al, bana bir şekil ver, beni bitir…

Rilke’nin ilk eserlerinden olan “Ewald Tragy”de annesine böyle yakarır. Bu yakarışta annesinin hayatındaki güçlü etkisini kabul etmiş ve hâlâ onun yönlendirilmesine muhtaç bir şekilde boyun eğer. Her ne olursa olsun annesinin sevgisini kazanmak ya da onun onayını almak için kendi benliğinden taviz vermeye hazır olduğunu anlatır.

Annem de Roma’ya geldi ve hala burada. Onları nadiren görüyorum, ama biliyorsun, onu her görmem bir şeylerin nüksetmesi demektir. Bu kayıp, gerçek dışı, ilgisiz, bir türlü yaşlanmayan kadını görmek zorunda olduğumda ondan çocukken uzaklaşmaya çalışmamı hissediyorum ve bu beni korkutuyor. Yıllarca sonra, o kadar uzaklaşmaya çalışmama rağmen hala uzak değilim. (…) Ve ben hâlâ onun çocuğuyum…

Gariptir ki Rilke’nin annesiyle kurduğu bu çatışmalı bağın aksine tek romanı olan “Malte Laudris Brigge’nin Notları”nda çizdiği anne figürü kendi annesinin tam zıddı özelliklerini taşır: merhametli, sevecen ve melek gibi bir anne. Belki Rilke’nin bu tutumu sahip olmadığı bir duyguyu karakteri üzerinden tekrar yaşamak isteği olabilir. Çünkü yazarların kendi hayatlarının zıddını yazmaları ve karakterlerine bu hayatta kendilerinin görmediği anları yaşatmaları nadir görülen bir olay değildir. Gerçekten kitabın karakteri olan küçük Malte, annesi tarafından sevgi ve şefkat gösterilen bir çocuktur, gerçek hayattaki Rilke’nin aksine.

“Ne yazık ki annem beni yerle yeksan ediyor
 tek başıma taş üzerine taş koydum,
ve nihayet küçük bir ev gibi durdum,
tek başına bile olsa, etrafında gün akıp gidiyor.
Şimdi anne geliyor, gelip beni alaşağı ediyor.”

Rilke’nin annesiyle olan bu çalkantılı ilişkisi kendi ölümüne kadar sürer. Annesi ise oğlunun ölümünden beş yıl sonra, Rilke’nin edebiyat alanındaki başarısına şahit olarak vefat eder.

Tıpkı Kafka’nın babasıyla yaşadığı gibi; Rilke’nin annesiyle yaşadığı bu karmaşık ve çatışmalı bağ, her ne kadar acılarla dolu olsa da, onda özgürleşme arayışı ve varoluşunu sorgulamaya neden olur. Bu acılardan aldığı ilham sanatına da yansır ve tüm bunlar Rilke’ye büyük bir yazar olma yolunda önemli katkılar sağlar.

“Sanma ki ben burada hayal kırıklıklarından ötürü acı çekiyorum, tersine. Bütün beklediklerimi, kötü bile olsa gerçek için kolayca feda edişime bazen şaşırıyorum.”

Kaynakça:

İzdiham Dergi. (2021, March 20). Rainer Maria Rilke. İzdiham Dergi. https://www.izdiham.com/rainer-maria-rilke/

Rilke, R. M. (2024). Duino Ağıtları (C. Yavuz, Çev.). Everest Yayınları.

Rilke, R. M. (2023). Malte Laurids Brigge’nin Notları (B. Bayar, Çev.). Can Yayınları.

Şişman, F. (2021, 8 Mayıs). Annem beni yerle yeksan ediyor. Serbestiyet. https://serbestiyet.com/featured/annem-beni-yerle-yeksan-ediyor-58903/

Leave a Reply