Pandemi ile eğlence sektörüne gelen darbe ile sinemaya gitmenin nasıl bir şey olduğunu da unuttuk. Uzun süre Covid-19 öncesi en son hangi filmi sinemada izlediğimi düşünsem de bir türlü bir sonuca varamadım. Bugünki aramda, size iki senenin ardından ilk defa sinemaya gidip izlediğim filmden bahsedeceğim. Green Knight, Türkçe adıyla Yeşil Şövalye, 14. Yüzyılda anonim biri tarafından yazılmış “Sör Gawain ve Yeşil Şövalye” romanının film adaptasyonu. Yönetmen koltuğunda David Lowery var, Sör Gawain rolünde ise Dev Patel’i izliyoruz. Bu aralar filmlerinin başarısıyla dikkat çeken yapım şirketi A24’ün altından çıkmış.
Film, Kral Arthur’un yaşlılık dönemlerinde geçiyor ve tahtı bırakmayı düşündüğünü filmin ilk sahnelerinden anlıyoruz. Ayrıca ünlü Yuvarlak Masa Şövalyeleri’nin de efsanelerde anlatılan halinden çok farklı olduğu bir dönemi izliyoruz. Bir Noel kutlaması sırasında, filmin adını da aldığı Yeşil Şövalye, Kral Arthur’u veya şövalyelerinden birini bir oyuna davet ediyor. Bu meydan okumayı kabul eden ise ana karakterimiz Sör Gawain oluyor. Yeşil Şövalye, yaptığı bu meydan okumada kendisine yapılacak hamlenin 1 yıl sonra şövalyenin başına geleceğini söylüyor. Olaydan sonra, Sör Gawain’in 1 yıllık bekleme süresi ve yolculuğu başlıyor.
Green Knight’ı konusu ve oyunculukları dışında öne çıkaran tarafları da sinematografi ve müzikleri diyebilirim. Filmin çok güçlü bir soundtrack’i var ve film boyunca seyircide etkisini sürdürüyor. Filmdeki gergin atmosferi ve klasik A24 yapımı havasını veren de müzikleri. Sinemalardaki ses sistemini de düşününce Green Knight’ı beyazperdede izlemeseydim aynı etkiyi alamayacağımı düşünüyorum. Seyirciye sunulan atmosfer, sanat yönetimi ve sahnelerin, manzaraların aktarımı büyük perdede çok daha fazla anlam kazanıyor.
Eğer şansınız varsa ve uzun zamandır sinemaya gitmek istiyorsanız, Green Knight bunun için harika bir film olacaktır.