Kendini toparlamak konusunda başarısız olmuş bir ulusun uluslararası sahnede bu kadar gürültü koparmasının sebebi nedir? Bütün bunlar Taliban’ın sahte mücahitlerinin Türkiye’de ellerini kollarını sallayarak girip, ülke halkına zarar vermesini açıklar mı? Bu durumu incelemek için Afganistan’ın 20. yüzyıldan itibaren tarihine göz atabiliriz.

19. yüzyılda Hindistan’ı kontrol altında tutan İngiltere, Rusya’dan gelen saldırılardan ticaret yollarını korumak amacıyla Afganistan’a savaş açar. Zaman zaman artan bu çatışmalar Birinci Dünya Savaşının sonucunda zayıf düşen İngiltere’nin 1920 yılında geri çekilmesiyle son bulur, Afganistan bağımsızlığını ilan eder. Amir Amanullah Khan kendisini kral ilan ederek Afganistan’ı modernleştirmek için reformlar yapma girişiminde bulunur. Kadınlara üniversiteye gitme hakkı verilerek, iş gücünü artıran yenilikler yapılır. 1950’li yıllarda Rusya ile olan dostluklar geliştirilir. Yakın zamanlarda askeri bir darbe sonucu kral indirilir ve yerine demokrat partinin yönetime gelmesi sağlanır. Demokrat parti kadınların çalışma haklarını artırarak komünist bölgelerin modernleşmesi için çalışmalar başlatır. Bu durum komünistlerin demokrat parti karşıtı hareket başlatmasına sebep olur. Komünistler darbe yaparak başa geçer. Fakat bildiğimiz komünistlerden farklıdırlar. Sovyet etkisinden kurtularak İslami temellere dayanan milliyetçi bir rejim oluşturmaya çalışmışlar ve bu sayede İslami gerici tarikat liderlerini yanlarına çekmeyi başarmışlardır. 1979 yılında Sovyet Rusya gerçek komünist rejimi uygulatmak üzere Afganistan’a saldırarak işgale başlar.

Afganistan’da İslami hareketin büyümesinde, Mısır’daki Müslüman kardeşlerin İslam devrimi fikirlerinden etkilenildiği söylenmektedir. Elit, zengin, görece eğitimli azınlığın; fakir, çiftçi ve mülteci aileleri dışlaması, kırsal kesimlerdeki ataerkil yapıya göre yaşayan insanların manipüle edilmesini kolaylaştırmıştır. Fakat asıl sebep komünistlerle savaşan CIA’nin, Afgan köylülere komünistlerin dinsiz olduğunu anlatarak mücahitlerin büyümesine, yayılmasına yardım etmesinden kaynaklanmaktadır. ABD başkanı Ronald Reagan 3,5 milyar doları bu amaçla Afganistan’a yatırmıştır.

Sovyet işgali sırasında 4 milyondan fazla Afgan, Pakistan’a ve İran’a göç etmiştir. Anti-Sovyet hareketine yardım etmek isteyen Osama Bin Ladin Afganistan’a gider. Bu sırada mücahitler de ABD, İngiltere, Çin ve Pakistan tarafından silahlandırılmaktadır. 1988’de Osama Bin Ladin ve İslamcı destekçileri El-Kaide örgütünü ‘cihat, kutsal savaş ve Sovyet düşmanlığı’ başlığı altında kurar. Amacı İslami kurallarına göre yönetilen saf bir devlet kurmaktır. ‘’Müslümanlar açlıktan ölürken ABD ve Batı, Orta Doğunun mal varlığını ve onurunu çalmaktadır’’

Bu sırada CIA de Afganistan’daki mücahitleri ‘’Allahsız komünistlere’’ karşı kışkırtmasının meyvesini almıştır. 1989 yılında Sovyetler Afganistan’dan geri çekilir ve hemen ardından mücahitler ülkenin kontrolünü ele geçirir.

1995’e gelindiğinde Amerika’nın destekleriyle kendisine gelişme ortamı bulan Taliban savaştan, kıtlıktan, kuraklıktan bıkmış halkı barış ve zenginlik vaatleri ile kandırarak güç kazanır. İnsanların kendi niyetleri istekleriyle oluşturulmuş, Kuran’daki kurallara dayanan bir hüküm yaratma sözü verir. Fakat yarattıkları ortam İslam’dan çok, İslam öncesi yaşamı yansıtır. Kadınlar eğitimden men edilir, yalnız başına dışarı çıkmalarına dahi izin verilmez, burka giymeye mahkûm edilir. Halkın ortasında idamlar, cezalandırmalar yapılarak gözdağı verilir. İran ile arası bozuk olan Amerika, İran’a karşı mücahitleri kullanır. Şii karşıtı hareket oluşturarak İran’a karşı Taliban’ı örgütler. İran’ın haşhaş ve eroin gibi uyuşturucu üretimini ve ticaretini yapması İranlılara karşı nefreti artırır.

Başlarda ABD’den korktuğu ve oradan gelen desteğe ihtiyacı olduğu için Taliban, ABD ile iyi geçinmeye çalışır. Fakat bir süre sonra Amerika’nın ‘’Allahsız cahilliği’’ göze batmaya başlar. Amerikan petrol şirketi UNCOAL’un Afganistan’daki varlığı, Amerika’nın kendilerine karşı oluşan karşıtlığa, Taliban’ın sosyal eşitsizliklerine ve aşırı yargı sistemine tepkisiz kalmasının sebebidir. Taliban tarihi Budist tapınaklarını yok eder, gerici İslam dışında bir inancı kabul edenlere İslam inancını kabul etmek ile ölüm arasında seçim yapmaya zorlar. Yardıma gelen insanlara Hristiyanlığı yaydığı gerekçesiyle tutuklar.

2000 yılında Bin-Ladin Amerikan elçilerine saldırı düzenler ve Afganistan’da saklanır.  11 Eylül 2001 de Dünya Ticaret merkezine yapılan uçak saldırısının ardından, Amerika Bin Ladin’i ve El-Kaide üyelerini yok etmek amacıyla Afganistan da Taliban’a ait kampları bombalar. Taliban’ın gücü kırılır.

2004 yılına gelindiğinde yeni sistem oluşturma girişimleri başlar. Kadınlara eşitlik verilir. 18 partinin katıldığı başkanlık seçimi yapılır. Fakat Taliban’ı tamamen yok etmek için birleşmesi gereken halk partilere bölünerek temeli sağlam olmayan, çürük bir hükümet için çalışmaya başlar. Tabii ki çok geçmeden Taliban,  intihar bombaları düzenlemeye başlar. Özellikle NATO’nun yardım için gönderdiği askerler hedef alınır.

2008 yılında Paris konferansının aldığı kararla 15 milyar dolar yardım Afganistan’a ulaşır. Karşılığında Afganistan başkanı yolsuzlukla savaşma sözü verir. Barack Obama sivilleri eğitmek için yardım planı oluşturur ve 17.000 askeri Afganistan’a gönderir.

2011 yılında Osama Bin Ladin öldürülür. 2012 yılında 16 sivil Afgan’ın evlerinde Amerikan askerleri tarafından öldürülmesi üzerine Afganistan başkanı ABD’nin askerlerini geri çekmesini ister. 2014 yılında seçimde hile ile Ashraf Ghani başkan olur. Aynı kişi 2021 yılında Kabil’i savaşmadan Taliban’a teslim eden kişidir. 2014 yılında NATO, Afganistan’dan çekilir. Taliban Afganistan’da varlığını büyütürken, Asfrah Gahani bir ülkenin nasıl tamir edileceği hakkında kitaplar yazmış, ülke yönetimin nasıl olması gerektiğini anlattığı TED talk konuşmalarına katılmıştır.

Amerika ile Şubat 2020’de Doha antlaşması imzalanır. Bu antlaşmaya göre Amerikan güçleri dışında, bütün yabancı güçler ve siviller Afganistan topraklarından çekilecektir. Karşılığında Afganistan topraklarında Amerika’nın ve müttefiklerinin güvenliğini tehdit edecek herhangi bir eylemde bulunulmayacaktır.

  • “The United States will seek economic cooperation for reconstruction with the new postsettlement Afghan Islamic government as determined by the intra-Afghan dialogue and negotiations, and will not intervene in its internal affairs”
  • “The Islamic Emirate of Afghanistan which is not recognized by the United States as a state and is known as the Taliban will not allow any of its members, other individuals or groups, including al-Qa’ida, to use the soil of Afghanistan to threaten the security of the United States and its allies.

Taliban sonunda ana amacına ulaşmıştır. Yabancı güçlerin çekilmesinin ardından ülkeyi tamamen kontrol altına almasına engel kalmamıştır. ‘’Gerçek İslam yönetimi’’ ülkenin her yerine şiddeti ve terörü engelsiz taşıyabilecektir. Kadın ölümleri bir anda yükselmiş, medya çalışanlarına, sivil savunma görevlilerine karşı saldırı kampanyaları başlatılmıştır.

Afganistan Bağımsız İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Shaharzad Akbar sivil ölümlerinde artan hızın ve zulmün Taliban’ın kazanmak için savaştığının göstergesi olduğunu söylemiştir.

“This escalation of violence means the Taliban are fighting to win. They are fighting for a military takeover. They will resort to any means they think will help. “

Shaharzad Akbar

Obama başkanlık döneminde savaşı artık kazandıklarını, daha fazla para ve askerin gönderilmeyeceğini söyleyerek Amerikan askerlerini geri çekmeye başlar. Trump döneminde Doha Antlaşması imzalanır, Biden da bu kadar uzayan bir savaşın amaçsız olduğunu belirtir. ‘’Saldırıya uğradık, bu amaçla savaşa gittik ve amacımıza ulaştık. Bin Ladin öldü, El-Kaide’nin İran ve Afganistan’daki varlığı yok edildi. Artık sonsuz savaşı bitirmenin zamanı geldi’’ açıklamasını yapmıştır. Terör saldırılarının azalmasını 2001’den beri devam eden savaşı bitirmek için yeterli olduğunu, askeri gücünü Asya ve Afrika’da ortaya çıkan diğer terör gruplarına yönlendireceğini belirtmiştir. Afganistan’dan ayrılmadan önce diğer müttefik ülkelerle görüştüğünü, bu ülkelerin Afganistan’da daha fazla güç barındıracaklarını belirtmiştir. Tabii ki kendi halkının güvenliğini ve geçinimini sağlamakta zorlanan Türkiye bu ülkelerin başında gelmektedir. Daha önce Afganistan’da olduğu gibi, halkın öfkesi tahrik edilerek savaşa teşvik edilmektedir.

I believed that our presence in Afghanistan should be focused on the reason we went in the first place: to ensure Afghanistan would not be used as a base from which to attack our homeland again.  We did that.  We accomplished that objective. 

We will not conduct a hasty rush to the exit.  We’ll do it — we’ll do it responsibly, deliberately, and safely.  And we will do it in full coordination with our allies and partners, who now have more forces in Afghanistan than we do.

Joe Biden, April 14,2021
Karikatürist: Carlos Latuff. Kaynak: https://www.mintpressnews.com/so-it-goes/editorial-cartoon-joe-biden-colonial-experiment-afghanistan/

Kendisini Afganistan’ın güvenlik ve kriz danışmanı olarak isimlendiren İbraheem Bahiss Afganistan’dan firar etmeden önce, farkındalığa ulaşarak, batı demokratlarının değiştirdikleri toplum hakkında daha fazla şey öğrenmeleri gerektiğini söylemiştir. ‘’Afganistan her sorunu askeri olarak görmenin en iyi örneğidir. Irak ile başlatılan savaşta El-Kaide’nin varlığı bastırıldı fakat Afganistan da Taliban olarak tekrar ortaya çıktı. O kadar boş bırakıldı ki, arasında kendisine İslam devleti ismini verecek kadar büyüdü. ‘’  açıklamasını yapmıştır. Yıllar boyunca önce kendi dar görüşlü ulusal çıkarlarını gözeten, açık bir şekilde Afganların haklarını görmezden gelen milletlere karşı olan bu son dakika seslenişi bir kaç liberal gazete de haber olmaktan öteye geçememiştir. Pakistan ve Hindistan bu sözde İslam devletine düşmanca yaklaşırken, Türkiye, İran, Çin ve Rusya Taliban’ın varlığından oldukça hoşnut görünmektedirler.

Taliban’dan kaçan halkın Amerikan uçakları ile ülke dışına çıkma çabası. Kaynak: https://www.theguardian.com/world/2021/aug/17/afghanistan-striking-image-appears-to-show-640-people-fleeing-kabul-in-packed-us-military-plane

Türkiye-Afganistan İlişkisi

Mustafa Kemal Atatürk, Afgan Kralı Amanullah Khan ile görüşmesi sırasında. Afganistan’da yapılacak reform sürecinde Türkiye Afganistan’ın yanında yer almıştır. Eğitim ve kadın hakları konusunda yol göstermiştir.(1928)

Wikileaks belgelerine göre Türkiye’nin Afganistan’daki etkinliği 2011 yılından sonra hızlanır. Gizli yazışmalarda Türkiye, NATO’dan Afganistan’ın kuzeyinin kontrolünün Türklere verilmesini ister. Türklerin bölge halkı ile iyi geçindiği öne sürülerek istedikleri yapılır. Bu sırada Özbeklerin Afganistan lideri Abdul Rashid Dostum ile özellikle yakın olduğu dikkat çekmektedir. Türkiye bir yandan kuzey mücahit hareketine destek vermekte bir yandan da NATO’nun isteklerine yerine getiriyor gibi davranmaktadır.

2013 yılında Türkiye, Afganistan-Pakistan barış sürecinde rol almış, İstanbul’un Taliban’ın politik ofisi için uygun bir yer olduğu söylenmiştir. Başlarda Taliban Türkiye’nin arabuluculuğuna sıcak bakmaz, fakat çıkarlar sağlandıktan sonra bir anda İslam kardeşi olurlar. İstanbul antlaşmasının kaldırılmasının da bu çıkarlardan birisi olduğunu söyleyenler de bulunmaktadır. Taliban’ın İslam öncesinden kalma “İslam” inancıyla, Türkiye hükümetinin değişken İslam anlayışı arasında ortak noktalar yaratılarak, halka dayatılmaya çalışmaktadırlar.

Pakistan ile olan anlaşmalar sırasında, Erdoğan Pakistan başkanı İmran Khan’a Türkiye’nin Çin’den sonra bölgedeki en büyük silah ithalatçısı olma isteğinde bulunmuştur. Bunun karşılığında Türkiye Pakistan’a 1 milyar dolardan fazla yatırımda bulunmuştur. Ekonomik sıkıntılar ve Hindistan’ın artan baskısı altındaki Pakistan Erdoğan’ın teklifini kabul etmiştir.

Türkiye hükümetinin, Taliban ve Afganistan arasındaki barış görüşmelerini sağlamak için gereken mükemmel aday olması NATO ve ABD’nin Türkiye’nin Afganistan’daki askeri varlığına ses çıkarmaması için yeterlidir. Eğer Taliban Türk askerlerinin varlığını kabul ederse, Türkiye Taliban’ın askeri kontrolü alması için önünde engel olarak kalacak, eğer Taliban Türklerin varlığına karşı çıkarsa, Türk askeri Taliban’ın cihat arayışı karşında Müslüman bir engel olarak kalacaktır.

Amerika Afganistan’dan ayrılmadan önce Kabil havalimanının kontrolünü Türklere verir. Amerikan askerlerini ve sivilleri ayrılırken Türklerin onları koruması istenir. Fakat Türkiye havalimanının kontrolünü bırakıp, Afganların havalimanına girişine izin vermesinin yanında, havalimanının planlarını Taliban’a verir.

Türkiye hükümetinin, Türkiye’nin uluslararası ilişkilerini asla ve asla güvenilmeyecek katil, kadın düşmanı, ilkel bir terör örgütü için yok etmesinin altında hiçbir mantık yoktur. Osmanlının çöküş döneminde ortaya çıkan ümmetçi ve Turancı düşünceleri gerçekleştirme hayali sırasında Türkiye’yi uluslararası politika da yalnız bırakmasının yanında, ülkenin ekonomik ve askeri varlığını harcamaktadır.

Kaynaklar

[1] News Desk. (2014, December 31). A Historical Timeline of Afghanistan. PBS NewsHour. https://www.pbs.org/newshour/politics/asia-jan-june11-timeline-afghanistan

[2] Misra, A. (2002). The Taliban, radical Islam and Afghanistan. Third World Quarterly, 23(3), 577–589. https://doi.org/10.1080/01436590220138349

[3] Deutsche Welle (www.dw.com). (2020). Withdrawal from Afghanistan: What you need to know. DW.COM. https://www.dw.com/en/ushttps://www.dw.com/en/us-and-nato-withdraw-from-an-afghanistan-still-at-war-what-you-need-to-know/a-58092746-and-nato-withdraw-from-an-afghanistan-still-at-war-what-you-need-to-know/a-58092746

[4] Olson, P. M. (2015). Agreement Between the North Atlantic Treaty Organization and the Islamic Republic of Afghanistan on the Status of NATO Forces and NATO Personnel Conducting MutuallyAgreed NATO-led Activities in Afghanistan & Security and Defense Cooperation Agreement Between the United States of America and the Islamic Republic of Afghanistan. International Legal Materials54(2), 272–305. https://doi.org/10.5305/intelegamate.54.2.0272

[5] House, T. W. (2021, April 14). Remarks by President Biden on the Way Forward in Afghanistan. The White House. https://www.whitehouse.gov/briefing-room/speeches-remarks/2021/04/14/remarks-by-president-biden-on-the-way-forward-in-afghanistan/