Kitap okumaya yeni yeni ısındığım zamanlar pek fazla kitap önerecek insan tanımadığım ve belli kalıplara göre hareket etmek istemediğimden il halk kütüphanesinde çok zaman geçirirdim. Tek tek her kitabın arkasını okur, ilgimi çeken bir şey var mı diye arardım. Bazen bu iş saatlerce sürebilirdi ama bu çaba hayatımda hala en sevdiğim yazarlardan birini bulmama neden oldu: Juli Zeh. Onla tanışmama vesile olan kitap “Oyun Dürtüsü”. On beş yaşındayken isim size bir şey ifade ediyor, oyunları severim. Arkasını çevirdiğimde ise daha mutlu olmuştum.
“Bu, lanet olası bir aşk romanı değil!”
“Ne peki?”
“Sıradan hayat.”
Aradığım muhtemelen buydu. Kitabın gerisi o yaştaki bir çocuk için çok karmaşıktı. Tekrar okuduğumda fark ettim ki kitabı anlamadığımı sansam da birçok düşüncesine sahipmişim. Özellikle bir satır vurdu ikinci okuyuşta, “Biz nihilistlerin torunlarının çocuklarıyız.”. İnanılacak hiçbir şey kalmadı geriye. Doğal olarak Zeh’in bütün çevrilen kitaplarını okudum. Her kitabın ayrı bir güzelliği ve vuruculuğu vardı. Zeh nedenselliği kullanışı ve kullandığı imgelerle hala en sevdiğim yazarlardan biri olmaya devam etti. Büyüdükçe bu listeye bir iki yazar daha eklense de yerini hala korudu.
Dost’ta dolaşırken bunu görmeyi beklemiyordum. Juli Zeh’in yeni kitabının çevrildiğini biliyordum, ne kadar yeni çıkan romanını istesem de bir gezi kitabının yayıma hazırlanması da yeterliydi. Çok özlediğim birini tekrar bulmanın mutluluğunu yaşadım bu kitabı görünce. Her şeyiyle benle konuşan bir yazarın bana tekrar mektup atması gibi çünkü Zeh’in kitapları bütünce o evreni kaybettiğim için yas tutuyorum. Tekrar o evren kapılarını açtı bana o eski üslubuyla. Bu sefer araya kattığı gerçekliğimizin içinden bir kitap, bir gezi ama üslubuyla yine bir roman havası veriyor kitaba. Bosna’da olan olayları kendine göre ele alıyor ve beklediğinizden çok farklı bir kitap okuyacağınıza söz verebilirim eğer hiç Zeh okumamış ve bir drama bekliyorsanız Zeh’ten. Kitabı okumamak için kendimi zor tutsam da biraz daha geç bitsin diye de yavaş okumaya çalışıyorum. Juli Zeh romanlarında kaybolmak istediğim nadir yazarlardan ve yeni basılan bu kitabı için hem Metis Yayınlarına hem çevirenlere ne kadar teşekkür etsem az. Umarım en yakın zamanda birileri “Nullzeit” çevirir.
“Soru sormak eğlenceli; cevaplarını aramadığın sürece.”