Paris’e giden herkesin, şehrin büyülü bir atmosfere sahip olduğu konusunda benimle aynı fikirde olacağını sanıyorum. İnsan bir anda gündelik yaşamının monotonluğundan ve sıkıcılığından uzaklaşıp, dünya üzerinde eşi benzeri olmayan bir şehirde olduğunu hissediyor. Bu benzersiz şehri keşfe çıkmaksa, insanın hayatında gerçekleştirebileceği en keyifli şey, çünkü bu şehir yaşıyor ve anında insanı bu nefis ve canlı temposunun içine sürüklüyor. Paris sokaklarında belli bir amacın olmaksızın dolaşmak, kahve ve kruvasanıyla ünlü kafelerde anın tadını çıkarmak, kenarda köşede kalmış minik ikinci el dükkanları keşfetmek, gece yarısı ışıklandırılmış Eyfel Kulesi’ni seyre dalmak bu şehirde yapılabilecek pek çok şeyden yalnızca birkaç tanesi.
İşte bu güzelliklerin tümünün tadına, Paris’in en görkemli ve keyifli döneminde varma imkanını yakalayan bir isim var: Amerikalı yazar Ernest Hemingway. Hemingway, “Paris Bir Şenliktir” adlı anı kitabında, 1921-1926 yılları arasında Paris’te yaşadığı dönemle ilgili gözlemlerini, tanıştığı birbirinden değerli sanatçıları, o dönemdeki eşi Hadley ile olan ilişkisini muhteşem bir dille anlatıyor. Kitabın orijinal ismi “A Moveable Feast”; devinimli bir şenlik anlamına geliyor. Bu isim, Paris’in sürekli değişim ve devinim halinde olan bir şehir olduğunu vurgulamakla beraber, şehre zevkli bir atmosferin hakim olduğunun altını çiziyor.
“Paris Bir Şenliktir” adlı kitabında Hemingway, açık adresini belirterek anlattığı kafelerdeki, otellerdeki tecrübelerini samimi ve edebi bir dille anlatıyor. Hemingway’in yoksul, ama azimli bir yazar olarak geçirdiği bu beş yıl hakkında bilgi alırken, aynı zamanda kitap, bir şehir rehberi karakteri de taşıyor.
Kitabın ilk sayfalarında karşımıza çıkan, Hemingway’in Paris’e olan hayranlığının kanıtı niteliğinde ünlü bir sözü var: “Genç bir insan olarak Paris’te yaşayacak kadar şansın varsa, geri kalan hayatında nereye gidersen git, Paris senin içinde bir şenlik olarak kalacaktır.” Heminway’in 1950 yılında söylediği bu sözden de anlaşılıyor ki, Paris, Hemingway için hayatı boyunca unutamayacağı anıların sembolü niteliğinde. Hemingway’in Paris’teki yaşantısına ek olarak, orada yaşarken tanıştığı ünlü isimler de kitapta önemli bir yer kaplıyor. Edebiyat tarihinde iz bırakmış ünlü yazarlardan F. Scott Fitzgerald, eşi Zelda Fitzgerald, şair Ezra Pound, modern edebiyatın gelişmesinde önemli bir isim olan Gertrude Stein, Hemingway’in Paris’te tanıştığı ve sanatsal paylaşımlarda bulunduğu ünlü isimlerden yalnızca birkaçı.
Otobiyografik kitaplardan hoşlanıyorsanız, Paris’i görüp etkilendiyseniz veya Paris’i keşfetmenin nasıl bir his olduğunu merak ediyorsanız, bu kitabı mutlaka okumalısınız. Hemingway’in dehasıyla, Paris’in romantizmini birleştiren bu eser, okuru büyüleyici etkisi altına alıyor. “Paris Bir Şenliktir” adlı kitabın içeriğine benzer konuda daha çok bilgi edinmek isterseniz, 1920’li yılların Paris’inin canlandırıldığı Woody Allen’ın muhteşem filmi “Midnight in Paris”i de izleyebilirsiniz.