YUNAN YENİ DALGASI, LANTHIMOS VE KINDS OF KINDNESS

Bu yıl 77.’si düzenlenecek Festival de Cannes 14 Mayıs ve 25 Mayıs tarihleri arasında yer alacak. İlk anda göze çarpan ve büyük bir heyecanla beklenen filmlerden biri de son yıllarda adından sıkça bahsettiren Lanthimos’un Kinds of Kindness filmi. 

Heyecanla beklenen filmin başrollerinde Lanthimos ile Favorite (2018) ve Poor Things (2023) filmlerinde de birlikte çalışan Emma Stone, yine Poor Things (2023) filmimizin “Tanrısı” Willem Dafoe ve Jesse Plaemons yer alıyor. Filmin dünya prömiyerini Cannes festivalinde 17 Mayıs’ta yapacak. 21 Haziran 2024’te ABD seyircisi ile buluşacak film 28 Haziran 2024’te de İngiliz seyircisi ile buluşacak. Bizim ülkemizde ise vizyona giriş tarihi ise 5 Temmuz 2024 şeklinde bekleniyor. Şimdi filmin hikayesine girmeden biraz Lanthimos ’tan ve temsilcisi olduğu beyazperde akımından bahsetmek istiyorum.

Tam adıyla Yorgos Lanthimos olan Yunan yönetmen için sektörde son derece yeni bir isim diyebiliriz. Bu yeniliğine rağmen daha önce görülmemiş yükselişi ile de dikkatleri kendine çekiyor. Kariyerinin ikinci filmi olan Dogtooth (2009) ile Cannes’da ödül alan bu yönetmen çektiği ilk İngilizce filmi olan The Lobster (2015) ile de Hollywood’a adım atıyor. Böylesine bir yükselişi kısa sürede gösterince de kendisi için Kubrick’in yolundan gidiyor diyenden tutun Haneke’nin genci övgüleri ile kendinden bahsettiriyor. Varolan övgülerin abartı olup olmadığını bilemesek de emin olduğumuz tek şey kendisinin “Yunan Yeni Dalgası” ya da “Yunan Absürdizmi” olarak da bilinen bu akımın günümüzdeki en büyük temsilcisi olduğu.

Yunan Absürdizminden bahsetmeden önce sinemadaki “Absürt” akımdan ve bunun nereden geldiğine bakalım. Absürt ifadesi ve anlayışı aslında felsefede doğan bir yaklaşım ve varoluşçuluk dediğimiz anlayışla birlikte Kierkegaard’a dayanıyor. Her ne kadar kendisi bir edebiyatçı da olsa absürt akımın en önemli temsilcilerinden biri de Albert Camus. Genel anlamda aslında absürdizm evrenin mantıksız ve anlamsızlığına vurgu yapıyor. Bu absürtlük de rasyonel olarak bildiğimiz insan ile irrasyonel olan dünya arasındaki çatışmadan doğuyor. Yani daha da detaylı özetlemek gerekirse, insan rasyonel bir varlık olarak kendi yaşamına bir amaç arar dünyada ancak dünya fıtrat itibariyle anlamsızdır ve insana aradığı amacı veremez bu nedenle de insanın varoluşu absürttür. Absürt sinema da bu dünyanın ve bir şekilde de dünyadaki düzenin anlamsız olabileceğine ve bir anlam uğruna debelenen insanları beyaz perdeye koyar. Bu doğrudan dünyanın anlamsızlığı olmasa da varolan normların, kuralların ve düzenin mantıksızlığını gösterme çabası olarak da karşımıza çıkabilir.

Yunan Absürdizmine gelecek olursak 1960-70 arası yaşanan askeri darbe ve o dönemdeki baskı rejiminin ardından doğuyor birçok sanat akımı gibi. Theo Angelopoulos da ilk filmi Anaparastasi ile bu akımın öncüsü oluyor. Yunan Absürdizmi’nin ürünlerinin genel anlamda birleştiği ortak payda ise otoriter kurumlar üzerinden bir sistem eleştirisi yapılıyor olmasıdır. Ve tabii bunu yaparken de filmlerde absürt diyebeleceğimiz bir ton hâkimdir. Lanthimos’un Dogtooth (2009), The Lobster (2015), The Killing of a Sacred Deer (2017) ve Poor Things (2023) filmlerinde de bunu görürüz. Lanthimos’un filmleri nereden geldiği ve hangi otorite tarafından koyulduğu belli olmayan saçma ve tuhaf norm ve kuralların bulunduğu dünyalarda geçer. Filmdeki absürt atmosfer daha çok bu saçma normlardan ve bu saçma normların kimseye saçma gelmemesinden doğar.  Daha yakından bakıldığında ise antolojik bir deney maddesi olarak sergilendiğini görürüz insanın. Dogtooth (2009) ve Poor Things (2023)te bu tema çok baskın iken diğer filmlerinde tül altından görünür şekildedir. Bu nedenle filmlerinde kişiye ve kişi ilişkilerine odaklanıp toplumsal sorunları kişi üzerinden dışavurmaya çalıştığını da söyleyebiliriz. Bunun yanında Poor Things (2023)’e kadar daha karanlık ve izleyiciyi sıkıştırılmış hissettiriyordu. Poor Things (2023)’te ise izleyicinin rahatlıkla izleyebileceği bir akış sağlanmış ve otorite ve norm eleştirisi ise karamsar olmayan bir biçimde sunulmuştu. Bu bir yenilikti. Gelecek film olan Kinds of Kindness’ın nasıl olacağı ise bu nedenle büyük bir merak konusu.

Son olarak yazımızı bitirmeden önce az da olsa Kinds of Kindness’ın hikayesinden bahsedelim. Zaten daha vizyona girmediği hikâye hakkında kısıtlı bilgimiz var. İlk olarak bu filmin bir antoloji filmi olduğunu bilmemiz gerekiyor. Bu nedenle de film üç hikâyeden oluşuyor; kendi hayatının kontrolünü ele geçirmeye çalışan, seçeneği olmayan bir adamı; denizde kaybolan karısının geri döndüğünü ve farklı biri gibi göründüğünü fark eden bir polis memurunu ve kaderinde olağanüstü bir ruhani lider olacak özel yeteneklere sahip birini bulmaya kararlı bir kadını konu alıyor.  Fragmanı aşağıya bırakıyorum.

Bakalım bu sefer Lanthimos bizi ne ile karşı karşıya getirecek?

KAYNAKÇA:

Kinds of Kindness https://www.imdb.com/title/tt22408160/

Yunan Yeni Dalgası ve Dogtooth https://medium.com/@erincdeg/yunan-yeni-dalgası-ve-dogtooth-fb2a89a005ea

Leave a Reply