Mustafa Kemal Atatürk’ün defalarca konakladığı, 130 yıllık geçmişe sahip olan Pera Palas Hotel’de konaklayan başka bir kişi ise 1926 yılında İstanbul’a seyahat eden Agatha Christie’ydi. Christie, bu seyhatinde 11 gün boyunca ortadan kaybolmuş ve bu süre boyunca nerede olduğu bugüne dek sırrını korumaya devam etmiştir. 2022 yılında Pera Palas’ta Gece Yarısı isimli Netflix dizisiyle tekrar gündem olan Pera Palas Hotel, Agatha Christie’nin, Doğu Ekspresinde Cinayet (1934) isimli romanını kaleme aldığı oteldir. 1934 yılında yayımlanan ve daha önce filme uyarlanan Doğu Ekspresinde Cinayet romanı, Türkiye’de ilk defa tiyatro oyunu olarak sergilenmeye başlanan oyun, 23 Mart’ta da Ankara MEB Şura Salonu’nda seyirciyle buluştu.
Doğu Ekspresinde Cinayet romanını kısaca özetlemek gerekirse, İstanbul’dan Fransa’ya kadar uzanan tren yolculuğunda; Prenses Dragomiroff, prensesin yardımcısı Hildegarde Schmidth; Amerikalı milyoner Samuel Rachett, sekreteri Hector McQueen, uşağı Edward Henry Masterman; diplomat Kont Andreyni, eşi Kontes Andreyni’nin gibi yolcuların yanında emekli belçika polisi ve özel dedektif Hercule Poirot da vardır. Trende cinayete kurban giden yolcunun katilinin açığa çıkması için tren sorumlusu Bay Bouc, Hercule Poirot’dan yardım ister. Poirot, önce reddetse de daha sonrasında katili bulmak adına trendeki herkesi sorguya çeker. Fakat katili açığa çıkarmaya çalışırken kendi ahlaki değerlerini sorgulayacağı durumlarla karşı karşıya kalır. Katilin kim olduğuysa romman boyunca çok az kişi tarafından tahmin edilebilmektedir.
Atilla Şendil’in başrol Hercule Poirot’yu canlandırdığı Doğu Ekspresinde Cinayet oyunu, halihazırda İstanbul, Antalya, Bursa, Edirne ve Kırklareli’de seyircisiyle buluşmaya devam ediyor. Sis gösterileriyle desteklenen ve çeşitli dekor kullanılan oyun, bugüne kadar gördüğüm en iyi sahne dekorlarına sahipti. Sahnede kullanılan tren maketinden makineler yardımıyla yağdırılan kar ile birlikte seyirciye, tren barında Prenses Dragmiroff’un yanında oturmaktan farksız bir deneyim yaşatıyor. Oyuncuların, tiyatro sahnesine bu kadar yakıştığı bir gösteriye denk gelmek ne kadar zor olsa da Doğu Ekspresinde Cinayet’in bir istisnadan ibaret olduğu gönül rahatlığıyla söylenebilir.