Merhabalar , bugün sizlerle araya giren kimisi için 3 hafta kimisi için de 1 ay veya daha fazla süren kış tatilinden sonra bahar döneminin ilk yazısını yazarak buluşma niyetindeyim. Bugün bahsedeceğim konu ise başlıktan da anlayacağınız üzere Bilkent’te sahnelenen bir oyun olan 4 by Tenn olacak. Hala bu satırlarda iseniz sizleri aşağıya , gözlemlerimi ve deneyimlerimi aktarma kısmına yönlendiriyorum…
Öncelikle oyun hakkında biraz bilgi vermem gitmek isteyenler için güzel olacaktır diye düşünüyorum; Oyun Bilkent’te tiyatro bölümünde son sınıfta okuyan öğrencilerin düzenlediği bir oyun ve bu sebepten olsa gerek diğer özel tiyatrolara kıyasla fiyatı bir hayli uygun ama devlet tiyatrolarındaki oyuncuların da oyunculuğu senelerdir yaptıklarını düşünecek olursak oradaki fiyatlardan da biraz pahalıya kaçıyor ama yine de fiyatı Starbucks’taki bir kahveden daha uygun olduğu için gitmeye değer diye düşünüyorum şahsen.
Oyun hakkındaki deneyimlerime gelecek olursak oldukça güzel ve değişik bir deneyim oldu benim için. Oyunun sahneleneceği salona girdiğimizde ilk dikkatimi çeken detaylardan biri salonun alışılagelmişin dışındaki dizaynı oldu kesinlikle ve bu ister istemez bana Bir Delinin Hatıra Defteri’nde yaşadığım tiyatro ortamını anımsatsa bile hiçbir şekilde sahneyi işgal eden bir oda düzeni yoktu , salonun 3 tarafı seyircilerin alanı olarak belirlenmişti ve her bir tarafta 4 tane sandalye grubu bir araya dizilmişti , bence yardım etmesi için biri konulmamış olmasaydı yerimizi bulmada sıkıntı yaşayabilirdik ama dürüst olmak gerekirse bu ilginç dizayn salona ve pek tabii sahneye farklı bir ambiyans katıyor. Yerimizi bulduktan sonra oyunun başlamasını bekledik ve oyun hiçbir aksama olmaksızın tam vaktinde başladı…
Oyunun konusuna gelecek olursam ben oldukça beğendim tiyatroyu. Gençliklerinden ötürü belki bir parça tecrübesiz olmalarını beklediğim oyuncular oldukça güzel bir oyun çıkardılar ve benden alkışı kaptılar. Oyun 4 tane farklı hayatın o an yaşadığı sıkıntılara değiniyordu ve hiçbirinin birbiriyle alakası yoktu. Şu an spoiler olmasın diye detaylarına fazla girmeyeceğim ama bir tanesi ilişkisinde yaşadığı problemlere değinir iken bir başkası neden yazarlığa devam etmediğini anlatıyordu. Bu arada oyunda bahsedilmiyor direkt ama bence bu kadar alakasız hayatların işlenmesinin sebebi hangi hayatı yaşarsak yaşayalım herkesin sahip olabileceği ortak bir dert , hayatımızı değiştirme isteği. Bütün hayatlardaki ortak şey her karakterin o an bulunduğu konumda bulunmamak istemesiydi ve bence oldukça güzel işlediler bunu da. Oyundaki diğer detaylara dönecek olursam bir tanesi yukarıda bahsettiğim gibi ilişkisinde yaşadığı problemlere diğeri ise yazarlığı esnasında yaşanan hangi olayların onu yazarlığı bırkamaya ittiğini anlatıyordu , bahsetmediğim 2 tanesinden biri depresyonda olan bir kızın depresyondan kurtulmak için sıraladığı dileklerden oluşuyordu çoğunlukla , sonuncusu ise bir kadının ev sahibiyle yaşadığı sorunlara değiniyordu. Bakıldığı zaman bu kadar alakasız konuları birleştirmek bence herkesin ustalıkla gerçekleştirebileceği bir şey değil ama oyunculuklarının iyi olması bence ortaya güzel bir oyun çıkmasında çok büyük bir etken , hepsi yaşadığı sıkıntıyı ve onlarda ne kadar büyük bir derde yol açtığını en azından bana oldukça iyi hissettirdiler ve devam tiyatrolarını oldukça merak ediyorum olacak olursa eğer. Bu arada oyuna bu kadar az yer vermemin sebebi de oyunun diğer gittiğim tiyatrolara kıyasla kısa oluşu , bence tek eksiklikleri de bu ama yukarıda övdüğüm durum bence bu eksiklikliği bir nebze olsun elimine ediyor ve yine güzel bir seyir zevki kalıyor bittiğinde…
Sonuç olarak sevdiğim ve keyif aldığım bir tiyatro oldu benim için , ortamın ambiyansından ve oyunun güzelliğinden ötürü de unutmam zor artık bunu. Gitmek isteyenler olursa güzel bir tercih olacağından rahatlıkla önerebilirim ve bir sonraki yazıma kadar esenlikle kalın…