Çin diplomasisi çok fazla istişareye açık olmayabilir ancak hiçbir şeyi şansa bırakmama konusunda bir üne sahiptir. Aslında Çin Dışişleri Bakanı’nın yılın ilk yurt dışı ziyaretini Afrika’ya yapmasının ardından çıkarılabilecek sonuçlar var. Bunlardan ilki doğrudan politik: Çin, Batı ile her konuda stratejik bir çatışmanın ortasındayken, en son olarak da Tayvan’da, uluslararası forumlarda Afrika’daki yaklaşık 50 ülkeye daha fazla ihtiyaç duyuyor. İkincisi ise açıkça ekonomik: Çin ekonomisi iyi durumda değil. 2023 için açıklanan ve aslında tamamen hayal ürünü olan %5,2’lik büyümenin ötesinde, dış ticaret artık ülkenin büyümesine yön vermiyor ve Batılı ülkelerle olan ticaret savaşı da gelecek için iyiye işaret değil. Bu nedenle Çin, Başkan Xi Jinping’in gözde projesi olan ve hâlâ küçük ticari boyutuna rağmen Afrika’nın önemli bir segmenti haline geldiği ‘Yeni İpek Yolları’ veya OBOR’a (Bir Kuşak Bir Yol) büyük bir destek vermek istiyor. Ziyaret edilen dört ülkenin (ikisi Arap, ikisi Sahra altı) ilki olan Mısır, BRICS kulübüne yeni katıldı ancak Çin’in ana rakibi ABD’nin kilit ortağı olmaya devam ediyor. Yatırım ihtiyaçlarının önemi aşikar. Bu yüzden de Bakan, özellikle Kahire’nin ikiz şehrinin inşası için eli boş gelmiyor. Tunus ise küçük ekonomik ve diplomatik boyutundan dolayı aslında Pekin için Mısır gibi bir önem taşımıyor. Ancak Çin, ülkeyi Akdeniz’e açılan bir kapı, özellikle de Avrupa’ya giden İpek Yolları için bir liman haline getirmek istiyor.  

BRICS’ten konu açılmışken Hindistan’dan bahsetmemek olmaz. Bilindiği üzere Hindistan, Afrika kıtasında giderek büyüyor ve günümüzde Çin’den sonra en büyük ikinci ticaret ortağı Afrikalılar için. Ancak Hindistan, Çin’e nazaran farklı bir politika izliyor çünkü aynı siyasi veya ekonomik nüfuza sahip olmadığını biliyor. Ama zaten Çin’in en büyük ikinci ticaret ortağı – eğer Avrupa Birliği’ni tek bir varlık olarak görmüyorsak – ve bu nedenle Afrika’ya, bazen üstün olan ekipman ve ürünlerle seçim özgürlüğü diyebileceğimiz bir şey sunuyor:

Daha ucuz ama kalitesiz ve Afrika’nın ihtiyaçlarına pek uygun olmayan Çin ürünlerine yönelmek… Bunlar arasında tamiri kolay küçük, sağlam su pompaları, adını Afrika’ya ilk ihraç eden Hintli şirketin adını taşıyan ve Tanzanya’nın kırsal kesimlerinde bulunabilen Rickshaw veya Bajaj adı verilen üç tekerlekli taksiler veya mobil bankacılık modeli yer alıyor. 

Sonuç olarak Çin’in Afrika’daki diplomatik ve ekonomik hamleleri, bölgenin önemini ve Çin’in stratejik hedeflerini yansıtıyor. Yeni İpek Yolları projesi ve Afrika’ya yapılan yatırımlar, Çin’in ekonomik kalkınma ve küresel etki alanını genişletme çabalarının bir parçası olarak görülebilir. Bu hamleler, Çin’in kendi ekonomik zorluklarına rağmen bölgedeki varlığını güçlendirmeye ve rekabeti artırmaya yönelik bir stratejinin parçası olarak değerlendirilebilir. Hindistan’ın da bölgedeki artan etkisi, rekabeti ve ticari ilişkileri daha karmaşık hale getiriyor, bu da Afrika’nın gelecekteki kalkınması ve dengelerin nasıl şekilleneceği konusunda önemli bir belirleyici olabilir.

Leave a Reply