Yeni bir yıl size ne çağrıştırır? Bu soruya 365 yeni gün, yeni umutlar, yeni hedefler ve buna benzer birçok cevap almak mümkün. Yeni bir yılın herkes için farklı şeyler çağrıştırması fazlasıyla doğal bir durum. Ancak son yıllarda en azından kişisel deneyimim olumlu yanıtların çok daha az olduğu yönünde. Eskiden çok daha fazla umut dolu insanla karşılaşırdım. Hatta kendimi bazen Yusuf Atılgan’ın Aylak Adam’ına denk gelmiş gibi hissediyorum. Çok sevdiğim eserde yılbaşı ile alakalı şöyle bir kesitin olması bu durumda oldukça etkili:
Bu gece insanların hindi yemesi gerekir. Bulamayanlar üzülür. Yılbaşı hindisi… Ooooo! Eğlenmek de zorunludur bu gece…Sizi bekleyenler vardır. Rahatsınız. Hem ne kolay rahatlıyorsunuz. İçinizde boşluklar yok. Neden ben de sizin gibi olamıyorum? Bir ben miyim düşünen? Bir ben miyim yalnız?
Hepimiz son yıllarda biraz daha yalnızlaştık kanımca. Bu durumda özellikle pandeminin ve güncel toplum yapısının etkisi var diyebiliriz. Pandemi hepimizi kendi alanlarımızda bireysel çözümler aramaya iterken aynı zamanda psikolojilerimize de ciddi zararlarda bulundu. Bu durum bizi yalnızlık hissine ve bireyselliğe, negatif düşüncelere daha yatkın hâle getirdi. Bazen hepimiz aynı süreçten geçtiğimiz için herkesin bizimle benzer hisleri paykaştığını düşündük, bazen de hiç anlaşılmadığımızı hissettik. Aylak adam da anlaşılmadığını toplumla bütün olamadığını hisseden bir karakter olarak bu durumla fazlasıyla alakalandırılabilir hâlde.
Daha önce bahsettiğim faktörlere ek olarak dünyaca ve ülkece de çok zorlu süreçlerden geçtiğimiz ortada. Çok fazla ekonomik, siyasi ve insanlığı alakadar eden sorun her gün haberlerde karşımıza çıkıyor. Ülkelerin savaşları, iklim krizleri, düşen alım gücü bizleri umuttan uzaklaştırırken içinde olduğumuz anı da daha karanlık bir pencereden görmemize sebep oluyor. İnsanların ise çevrelerinden etkilenmemelerini bekleyemeyiz çünkü gittikçe küreselleşen ve küçülen bir dünyada yaşıyoruz.
Bütün bunlardan bahsettikten sonra örneğini verdiğim Aylak Adam’ı, eğer daha okuma fırsatını edinmemiş okurlarımız varsa onlara okumalarını tavsiye etmek istiyorum. Aylak Adam, aylak kent gezgini olarak tanımlayabileceğim fransızca kökenli flanör kelimesini akıllara getiriyor aslında. Eser boyunca aidiyet hissedemeyen, bir kadını arayan daha doğrusu da sevgiyi arayan bir aylak adamı dört mevsimde okurlarla buluşturuyor Atılgan. Bu eseri okumanın bazılarının duygularına tercümanlık yapacağına, bazılarına ise çevrelerindeki aylak adamları çok daha iyi anlamalarına yardımcı olacağına eminim.
Son olarak yeni yıl hakkında kendi düşüncelerim ve temennilerimi siz okurlarla paylaşmak istiyorum. Benim için yeni yıl hâla yeni umutlar, yeni şanslar ve yeni hedefler demek. Bir nevi yeniden başlama tuşu gibi geliyor aslında. Kendime başarabilsem de başaramasam da hedefler koyup onlar uğruna çaba göstermek bana yeni yılı çok keyifli kılıyor. Umarım 2024 hepimize şans, sağlık ve geleceğe umutla bakmamızı sağlayacak yenilikler getirir. Herkese mutlu yıllar!
Atılgan, Yusuf. Aylak Adam. Yapı Kredi Yayınları, 2014.