Şubat 2025’de İskoçya, 1563-1736 yılları arasında öldürülen sözde cadılara kendi tartanlarını tanımladı, artık cadılık bir klan. Cadı Tartanı; çekilen acıları temsilen siyah, onlarca kadını ölüme sürükleyen yargı sistemini sorgulatmak için kırmızı & pembe ve yeni dileklerin, özrün ve anmanın, anlamını taşıması için beyaz renkten oluşuyor. Bu kumaş parçasının her bir satırı başka bir kadının hikayesine ait ve bu nedenle bir klan sembolünden daha fazlası, yaşanmış olanları hatırlatan bir ritüel, hikayelerini bu kadınlara geri vermenin bir yolu.
Cadıların Tartanı, çekilen büyük acılar ve yarım kalmış hikayelere dilenen bir özür, ve bundan çok daha fazlası. Sembollere anlam atamanın, büyük insan gruplarına bir şeyler bağırmanın, kimin işi olduğunu sorgulayan, ve bulduğu cevapların sınırlarını zorlayan yepyeni bir masal.
Bugün tartan desenini,veya bir diğer adı ile ekose, düşündüğünüzde aklınızda Vivienne Weswood’un korseleri, gittiğiniz rock konserinden bir anı veya asker botlarıyla kombinlemek için almayı beklediğiniz bir etek gelebilir, bu deseni isyan ve hatta belki devrim ve hatta özgürlükle bile eşleştirebilirsiniz ancak tartanlar tarihlerinin başlarında tüm bu düşüncelerin tam karşısında doğuyor. Ekose kumaş, sadece birbiri içine geçen çizgiler değil, bir hikaye anlatmanın ve hatta var olma hakkının nasıl el değiştirebileceğinin öyküsü.

Bu dönüşümü anlamak için, İskoç tarihine küçük bir bakış atmamız çok önemli. 18. Yüzyılda, İskoç yaylalarının en ayırt edici özelliği, bölge üstündeki ekonomik ve politik İngiliz baskısı, bölgenin soylu kesiminin ki ise bu baskıcı otoriteye olan yakınlığıydı. Bölgenin soyluları, İngiltere’nin bölge üstündeki gücünün temsili; bu soylular İngiliz normlarına uyum sağlamak için gösterdikleri çaba ise böyle bir entegrasyonun mali-askeri devleti sömürmek ve yerel yönetimin devam eden meşruiyetini korumak için güvenli bir araç sunduğunun tanınması kadar yenilgi ve boyun eğme ürünüydü. Bu dönemde bir İskoç soylusu olarak İngiliz devletine boyun eğdinizi onlara kantılamanızın yegane yolu “Highland”li gibi giyinmekti, ekose etek, ceket, korse ve şapka; özel günlerde bir klan rozeti veya soylu aileyi temsilen başka bir takı. Bu kostüm sadece İskoçya’nın zengin bir ailesinden geldiğinden çok daha fazlasını anlatıyordu; highlands giyiminin ticari yolculuğu, bölge soylularının İngiliz ordusu ile olan yakın finansal ilişkileri, on sekizinci yüzyıla geldiğimizde tartanı İngiliz ordusunu desteklemenin fiziki temsili haline geldi. (Dziennik, 2012) Yani her şey değişene kadar tartan, bizim bugünkü atıflarımızın tam karşısında, baskı rejimleri, sömürgeci ordular ve onların saflarında duran soylu sınıfı yanında duruyordu.

1960’ların Londra sokaklarında tartan hâlâ kraliyet yanlısı bir tutumun sembolüydü hatta 1968 yılında Frankie Curry’nın önderliğinde kurulan otorite destekçisi grup, bu deseni kendine sembol seçmiş; bu akım ise kendileri ardından gelen ve aynı ideolojileri paylaştıkları diğer gruplara da tartanı sahiplenmek konusunda ilham olmuştu. (Mulvenna,2017) Ancak sonra 1970’ler geliyor, ve tartan’ın dönüşümünü izlemeye başlıyoruz. Vivienne Westwood’un 1971’de açtığı ilk dükkan olan “SEX” Londra sokaklarını tartanın yepyeni bir anlamı ile dolduruyor. Bu tartan otorite tanımıyor, onun devamlılığı için birilerini öldürmenin peşinde değil; sınırların dışında bir bambaşka anlamlar taşıyor. Westwood’un yeni tartan okuması, ortağı Malcolm McLaren’ın menajerliğini yaptığı New York Dolls, Sex Pistols, Adam and the Ants, ve Bow Wow Wow grupları, ve punk rock’ın kalan tüm dünyasında da benimseniyor; ve bugünkü anlamını kazanıyor, isyan.
Tartanın tarihi ve cadılık tartanı; kiminin hikaye anlatmaya kadir olduğu, her gün gözlerimizin değdiği sembollere kimlerin anlam verdiğinin küçük bir örneği. Bir zamanlar onların kollarını bacaklarını bağlamış, onları kızıl ateşlere atmış kraliyete karşı; 2025’de cadıların tartanı, bu değişimin sanki özütülmüş hali. Otoriteye ait olanı almak, düğümlerini çözmek ve elindekilerle kendi kumaşını örmek; ölmeyi kabul etmemek ve kendi klan tartanını kabul ettirmek.
Büyük heykelleri devletler diker, okul kitaplarına savaşların kazananları yazılır, ancak heykellere insanlar bakar ve kitapları çocuklar okur. İngiltere’nin kraliyet üyeleri, istedikleri kadar İskoçya ziyareti yapabilir, bunlarda istedikleri kadar ekose kıyafet giyebilirler ancak ekose eteklere anlam katan şey Vivienne Westwood’un tasarım zekası ve 70’lerin İngiliz punk rock ruhudur; eğer cadılar tartanları olmasını isterse, cadıların tartanı olur.
Kaynaklar:
Dziennik, M. P. (2012). Whig tartan: Material culture and its use in the Scottish Highlands, 1746–1815. Past & Present, (217), 117–147. https://doi.org/10.1093/pastj/gts025
House of Labhran. (2019, January 18). Scottish Highland: Royal court dress code. House of Labhran. https://houseoflabhran.com/blog/2019/01/18/scottish-highland-royal-court-dress-code
MagazineHorse. (n.d.). Vivienne Westwood – 75 Years, Punks Queen. MagazineHorse. https://www.magazinehorse.com/en/vivienne-westwood-75-years-punks-queen-2/
Mulvenna, G. (2017). TARTAN GANGS. History Ireland, 25(1), 40–43.





