GazeteBilkent: Kendinizi kısaca tanıtır mısınız?
Ben Halil Akbulut. Hukuk Fakültesi son sınıf öğrencisiyim. Bir son dakika golü yemezsem, bu yıl mezun olacağım. Kocaeli Karamürsel doğumluyum. Kitap okumayı, film izlemeyi ama en çok da dostlarımla vakit geçirmeyi, muhabbet etmeyi severim. Galatasaraylıyım.
GazeteBilkent: Okumuş olduğunuz bölümü seçme sebebiniz ne idi?
Lise hayatımın iki yılını Fen Lisesinde okudum. Daha sonra aslında sayısal alandan bir mesleği icra etmeyi istemediğimi fark ettim ve okuduğum kolejin, Anadolu Lisesine geçtim. Bölüm tercihi yaparken de açıkçası bana en fazla seçeneği sunan bölüm hangisi diye düşünerek tercihimi yaptım. Tabi yine hukukun toplum nezdinde sahip olduğu prestij de tercihimde etkili oldu.
GazeteBilkent: Üniversite hayatınız boyunca ne tür aktivitelerde bulunuzdunuz?
Yaklaşık üç senedir GazeteBilkent içinde bulunuyorum. Bu süreçte hem idari ekip içerisinde hem de yayın ekibi içerisinde çeşitli görevlerde bulundum. Yazarlık, idari ekip üyeliği, Kurumsal İlişkiler Birimi Sorumluluğu, Mezunlar Birimi Editörlüğü ve Kampüs Birimi Editörlüğü görevlerinde bulundum. Şu an halen İdari Ekip Koordinatörlüğü görevini sürdürmekteyim. Ayrıca Bilkent Hukuk Çalışmaları Kulübünde de çeşitli görevlerde bulundum. Yine TDP’nin Gönüllü Eğitim Projesi kapsamında iki yıldır gönüllü öğretmenlik yapıyorum. Özellikle kulüp faaliyetleri bakımından gayet hareketli bir üniversite hayatımın olduğunu söyleyebilirim.
GazeteBilkent: Üniversite hayatı sizde ne tür değişikliklere sebep oldu?
Üniversite hayatının bana kattığı en büyük şeyin daha geniş ve hoşgörülü bir bakış açısı olduğunu söyleyebilirim. Bu konuda tabi ki Bilkent’in ortamının katkısı paha biçilemez. Her görüşün kendini ifade etme imkanı bulabildiği bir üniversitede okuyoruz ve bence bu değeri bilinmesi gereken bir şey. Kulüplerde görev yaptığım süre boyunca, bir ateistle radikal İslamcının; bir eşcinselle homofobiğin aynı masa etrafında oturup uyum içinde çalışabildiğini birçok kez gördüm. Tabii bu etkileşim aynı zamanda farklı görüş ve tercihlerden insanların birbirlerini anlamalarını da beraberinde getiriyor ve en azından düşmanca bakışı ortadan kaldırıp, yerine saygıyı yerleştiriyor. Bu da çok önemli bir gelişme. Benim de Bilkent hayatımdan önce bazı konularda önyargılarım vardı ve Bilkent bu önyargılarımı deyim yerindeyse yerle bir etti. Bu konuda Bilkent’i Bilkent yapan Bilkentlilere ne kadar teşekkür etsem az.
GazeteBilkent: Üniversite hayatınızda yaşadığınız veya unutamadığınız bir anınızı bizimle paylaşabilir misiniz?
4,5 seneyi gözden geçirip, özel bir olay seçip anlatmak bir hayli zor. Yetişkinliğe adım attığımız ve bu süreçte tökezlediğimiz üniversite hayatında muhakkak birçok unutulmayacak iyi ve kötü anı biriktirmişimdir. Ancak illa ki birini seçip anlatmam gerekirse, geçen sene gazeteden arkadaşlarla yaptığımız bir çılgınlığı anlatabilirim. Sabahlara kadar edilen muhabbetten sonra herkesin karnı acıkınca, malum adres Köfteci Esat’a gittik. Karnımızı doyurduktan sonra, dört arkadaşla tepeye güneşin doğuşunu izlemeye çıktık. Güneş doğana kadar müzik dinleyip, dans terminolojisine değişik danslar soktuk. Sonra manyak grubumuzun manyak üyelerinden birinin aklına Eskişehir’de kahvaltı yapma fikri geldi. Fikrin hala kimden çıktığını hatırlamasam da, biz diğer “manyaklara” da bu fikir çok mantıklı geldi ve soluğu Eskişehir’de aldık. O gün akşamüstüne kadar Eskişehir’i turladık. O yorgunlukla döndüğümüzde kendimizi yatağa zor attık. Bunu her hatırladığımda, yüzüme istemsiz bir şekilde bir gülümseme yerleşir. Bu vesileyle de o dört arkadaşa, o güzel gün için tekrardan “Manyaklığınız için teşekkürler” diyeyim.
GazeteBilkent: Bilkent’i 3 kelime ile tanımlayın dersek; bu kelimeler neler olurdu?
Mühendislik, sınav, kütüphane
GazeteBilkent: Bilkent’te en sevdiğiniz hoca ve ders hangisi idi?
En sevdiğim hoca tartışmasız bir şekilde Sahir Çörtoğlu hocamdır. Çünkü özellikle hukuk fakültemizde sayıları çok fazla olan egoları kendilerinin önünde yürüyen hocalarımız arasında, öğrenciye nasıl davranılması gerektiğini bilen ve öğrenciye değer verdiğini belli eden ender hocalardandır kendisi. En sevdiğim ders ise, seçmeli ders olarak Erdal Onar hocamdan aldığım Türk Anayasal Tarihi dersidir. Yakın tarihi hem siyasi hem de hukuki açıdan derinlemesine irdeleyen zevkli bir dersti benim için.
GazeteBilkent: Geleceğe yönelik planlarınız nelerdir?
Öncelikle yurtiçinde veya yurtdışında yüksek lisans yapmayı planlıyorum. Ardından da Rekabet Kurumu, SPK, EPDK, BDDK gibi kurumlardan birine girmeyi istiyorum. Eğer yüksek lisansımı Türkiye’de yaparsam, bu ikisini eş zamanlı olarak yapmayı planlıyorum. Ardından doktorayı da tamamlayarak o alanda uzmanlaşmayı hedefliyorum.
GazeteBilkent: Bilkent mezunu olmanın size ne tür avantajlar getireceğini düşünüyorsunuz?
Bilkent’in öğrencilerine kattığı en önemli şeylerden biri de bence sabır. Yıl içinde o kadar fazla ödev, quiz, proje ve sınavla boğuşuyoruz ki yeri geliyor, kendimize bile vakit ayıramıyoruz. “Askeri boş bırakmayacaksın.” mantığıyla işleyen bir üniversitede okuyoruz. Dolayısıyla çalışkanlığı, sabrı ve zaman yönetimini ister istemez öğreniyoruz. Bunlar da bence Bilkent mezunlarını diğer üniversite mezunlarından farklı kılan unsurlar. Yani bir işveren bir Bilkent mezununu köle gibi çalıştırabileceğini biliyordur. Bunun yanısıra Bilkent’in her ne kadar her geçen yıl azalmakta olsa da hala sahip olduğu prestij bizler için önemli bir avantaj diye düşünüyorum.
GazeteBilkent: Bilkent’e yeni başlayan öğrencilere (özellikle kendi bölümünüzdeki) tavsiyeleriniz nelerdir?
Eğer hazırlık okuyorsanız, mümkün olduğunca gezin, tozun, eğlenin. Çünkü bölüme geçtiğinizde bunlar için yeterli vaktiniz olmayacak. Bunun yanında mümkün olduğunca kitap okuyarak, kendinizi her alanda geliştirin. Çünkü hukuk, hayatın her alanını düzenleyen bir disiplinler bütünü. Dolayısıyla iyi bir hukukçunun sadece hukuk mevzuatını iyi bir şekilde bilmesi yeterli değil. İşin özüne inebilmek için, siyaset bilimi, iktisat, teknoloji vb. alanlardan da belli bir birikim gerekebiliyor. Ancak yine de, tüm bunları yaparken hayatı kaçırmayın. İyi bir ortalama yapayım derken, sosyal yaşamdan geri kalmayın. Kendinizi kalın hukuk kitaplarına ve kütüphane masalarına mahkum etmeyin. Bu yaşlar bir daha geri gelmeyecek. Üniversite hayatının değerini bilin ve gerçek hayata atılmadan önceki son basamağı dolu dolu yaşayın.
GazeteBilkent olarak mezun adayımıza teşekkür ediyor, hayatında başarılar diliyoruz.