Merhaba. Öncelikle röportaj teklifimi kabul ettiğiniz için çok teşekkür ederim. Kendinizi kısaca tanıtır mısınız?
Ben Semih Gümüşeli, 1992 yılında Bursa’da doğdum. 2010 yılında Bursa Erkek Lisesi’nden mezun olduktan sonra üniversite eğitimi için Ankara’ya geldim. İlk tercihim Bilkent Üniversitesi Siyaset Bilimi (o dönemki adıyla) oldu. 2 yıllık hazırlık serüvenin ardından bölüme geçtim ve Haziran 2016’da mezun oldum. Yaklaşık 6 aydır Anadolu Ajansı’nda çalışıyorum.
Okumuş olduğunuz bölümü seçme sebebiniz ne idi?
Ortaokul son sınıfta kararımı vermiştim. İşin ilginç tarafı birçok kişinin aksine siyaset okumak istiyordum. Sanırım bunun en büyük sebebi o dönemde ailemin ileride politikacı olmamı istemesidir. Liseye geçtikten sonra da alan tercihimi bu yönde yaptım ve aynı kararlılıkta devam ettim. O dönemde Bilkent’i çok fazla bilmiyordum, büyüklerimiz tarafından daha çok bilinen Mülkiye’de siyaset okumak istiyordum fakat üniversite tercihleri döneminde okullar hakkında daha fazla bilgi sahibi olduk ve tercihimi Bilkent yönünde yaptım. Hem bölüm hem de okul tercihini doğru yaptığımı düşünüyorum, her dersten olmasa da okuduğum derslerin çoğundan büyük keyif aldım ve çok şey öğrendim.
Üniversite hayatınız boyunca ne tür aktivitelerde bulundunuz?
Üniversitenin ilk yılında TDP’nin “Güneş Köyden Doğuyor” ekibinde yer aldım ve aktif olarak çalıştım. Benim için çok güzel bir tecrübeydi. Daha sonra Bilkent Siyaset Platformu’na üye oldum. 3.sınıfın başında da Bilkent Siyaset Platformunun başkanlık görevini üstlendim. Ömrüm boyunca unutamayacağım çok güzel tecrübeler edindim. 2014 -2015 seneleri benim için çok verimli geçti diyebilirim, o dönem elliye yakın etkinlik düzenlememize rağmen derslerimde de önceki yıllara göre daha iyi sonuçlar aldım. Bunun dışında son sene düzenli olarak basket maçları yaptığımız bir arkadaş ekibimiz vardı, o maçları unutmak mümkün değil.
Erasmus, Exchange gibi öğrenci değişim programlarına katıldınız mı ? Eğer katıldıysanız bu program size neler kattı ?
Maalesef bu tip programlara katılmadım. Maalesef diyorum çünkü üniversite hayatımda içimde ukde kalan planlardan biri bu tip programlardır diyebilirim. Yol yakınken halen üniversitede bulunan arkadaşlarımıza gitmelerini kesinlikle tavsiye ederim.
Üniversite hayatı sizde ne tür değişikliklere sebep oldu?
Bilkent’in üniversite ortamı farklı görüşlerden insanlarla bir araya gelip birçok konuda saygı çerçevesinde konuşabilmeyi, tartışabilmeyi öğrettiğini, bununla birlikte özellikle üniversitenin kulüp faaliyetlerine verdiği destekle birlikte iletişim becerimin geliştiğini söyleyebilirim. İnsanların üniversite hayatı sonrası alacağı kararlarda vizyon sahibi bir birey olması çok önemli, bana ve gözlemlediğim kadarıyla arkadaşlarıma kattığı en önemli özelliğin bu olduğunu düşünüyorum.
Üniversite hayatınızda yaşadığınız veya unutamadığınız bir anınızı bizimle paylaşabilir misiniz?
Bilkent Siyaset Platformu’nda görev aldığım dönemde İlber Ortaylı’yı üniversitemizde ağırlamak için çok uğraşmıştık. Bir şekilde kendilerini konferans vermek üzere ikna ettik ve hazırlıklarımızı tamamladık. Bilkentli öğrencilerin dışında dışarıdan da çok büyük ilgili vardı. İlber Hoca, konferans günü bizden önce Hacettepe’de bir programının olduğunu, kendilerini oradan almamızı istedi. Programımızdan 45 dakika önce Hacettepe’ye gittiğimizde kendilerini bilinmeyen bir arabanın aldıklarını söylediler. Nasıl böyle bir şey olabilir derken İlber Hoca’ya telefonla da ulaşamıyorduk çünkü telefonu kapalıydı. Tüm Hacettepe’yi, Bilkent’in güvenlik amirlerini harekete geçirdik fakat İlber Hoca’yı bir türlü bulamıyorduk. Programın başlamasına 5 dakika vardı ve 2 salonda toplam 600 kişi İlber Hoca’nın gelmesini bekliyordu. O an başımdan kaynar sular döküldü diyebilirim. Program saati geldiğinde artık tüm umutlarım tükenmişti. Tam o sırada bir arkadaşımdan telefon geldi ve İlber Hocanın Ankuva’da oturduğunu bizlere bildirdi. Hemen hızlı bir şekilde Ankuva’ya indik, geçte olsa programımıza başlayabildik. Öncesi ve sonrasıyla çok hareketli bir gündü.
Bilkent’i 3 kelime ile tanımlayın dersek; bu kelimeler neler olurdu?
COPE, C Blok Amfi, son güne kalan Essayler
Bilkent’te en sevdiğiniz hoca ve ders hangisi idi?
4 senelik lisans döneminde İlker Aytürk’ten sadece 1 ders alabilmiş olmanın üzüntüsünü yaşıyorum. İlker Hoca’nın dersleri çok keyiflidir ve çok şey öğrenirsiniz. Son dönem Kürşat Çınar Hoca’nın Political Economy dersinden çok keyif almıştım. Bunun dışında Mehmet Akif Kireççi Hoca’nın Modern Ortadoğu Tarihi ve Modern Osmanlı Tarihi dersleri de çok keyifli ve öğreticiydi.
Geleceğe yönelik planlarınız nelerdir?
Üniversite dönemim boyunca sektör olarak medya sektöründe çalışmayı hedefliyordum. Şu anda Anadolu Ajansı’nda çalışıyorum. İlk işimin hedeflediğim bir sektörde olması açısından mutluyum. Şimdilik kısa vadede hedefim burada kalıcı olmak ve gelecekte bu sektörde daha iyi yerlere gelebilmek.
Bilkent mezunu olmanın size ne tür avantajlar sağladığını düşünüyorsunuz?
Bilkent mezunu olmak iş hayatına atılma sürecinde sizi 1-0 önde başlatır. Birçok uluslararası firma mülakatlar öncesinde adaylarını belli başlı üniversitelerden seçer. Staj zamanı da bu tip ayrıcalıklardan faydalanabiliyorsunuz. Akademisyenlik düşünen arkadaşlar için çok iyi üniversitelerin kapısını aralar. Eğer yabancı dil konusunda kararlı olursanız Bilkent’te İngilizce dışında çok farklı yabancı dillerde kendinizi geliştirebilirsiniz. Bir öğrencinin kendisini geliştirebilmek için Bilkent Üniversitesi’nin çok büyük bir fırsat olduğunu düşünüyorum. Ben bu fırsatların kimisinden faydalanabildim kimisinden faydalanamadım.
Bilkent’e yeni başlayan öğrencilere (özellikle kendi bölümünüzdeki) tavsiyeleriniz nelerdir?
Hazırlıkta bol bol İngilizce dergi, kitap okusunlar. Bölüme geçmeden önce felsefe, siyasete giriş hakkında kitapları okuyup gözden geçirsinler, bölüme geçtiklerinde işleri biraz olsun daha kolaylaşır. Gündemi her zaman farklı kaynaklardan ve yabancı basını da ihmal etmeyerek takip etmeye çalışsınlar. Tek taraflı gündem okumasının çok faydalı olacağını düşünmüyorum. Bölümde 3. sınıfa geçerken ilgili oldukları alanı belirlesinler ve seçmeli derslerini, okumalarını o yönde şekillendirsinler. Genelde bizim gibi seçmeli dersi bol olan bölümlerin amacı öğrenciyi kendi ilgili alanına yönlendirmektir, fakat bizde tam tersi bir durum söz konusu. Genelde birbirinden farklı alakasız bölümlerden derslerin alındığını gözlemlemiştim. Akademi düşünen öğrenciler için bu yönde derslerini seçmeleri çok önemli aksi halde bu durumun öğrenciye hiçbir faydası olmayacaktır. Bunun dışında iş hayatı için iş ne kadar işte öğrenilse de işe girdiğiniz vakit uzmanlığa yakın olduğunuz bir alan olursa sizin için daha faydalı olacaktır. Son olarak, kulüp aktivitelerini ihmal etmesinler. Birden fazla kulübe üye olup etkinliklerine 2-3 kere katılmaktansa, ilgi alanlarına göre kulüplere üye olup kalıcı olmaları her anlamda çok faydalı olacaktır.