Üniversite her öğrencinin hayatında önemli bir rol oynamaktadır. Her öğrenci üniversite kayıt yaptırma aşamasındayken barınma sorunu yaşar. Avrupa ve Batı ülkelerinde üniversite öğrencileri barınma konusunda hiç bir sorun yaşamıyor çünkü devlet öğrencinin barınma ihtiyacını karşılayacak yurtları çoktan yapmış oluyor. Ancak, gelişmekte olan ülkelerde özellikle Türkiye’de Devlet ve Özel yurtlar yetersiz olduğundan öğrenciler çözümü ev kiralamakta buluyor.
Son bir haftadır hem sosyal medyada hem sokakta Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Kızılcahamam toplantısında öğrenci evleriyle ilgili sözleri tartışma konusu oldu. Peki neydi tartışma yaratan sözler? Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Kızılcahamam kampında “Kız ve Erkek öğrenciler aynı evde kalıyor, bu yapımıza ters. Valimize talimat verdim” açıklamasını yapmıştır. Muhafazakar Demokrat bir parti olduğunu her fırsatta belirten bir partiye şunu sormak gerekir; madem kız ve erkek öğrencilerin aynı evde kalmasından rahatsızsınız; o zaman neden zinayı serbest bırakan yasaya onay verdiniz? Öte yandan, Türkiye’de öğrenciler zor koşullarda eğitim görmektedir. Türkiye’deki devlet yurtlarının öğrencilerin ihtiyaçlarını karşılamakta yetersiz kaldığını düşünmekteyim. Türkiye’deki üniversite öğrencilerinin içerisinde interneti, iki kişilik veya tek kişilik odası ve kütüphanesi olan yurtlara ihtiyacı var.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Kızılcahamam kampında “kız ve erkek öğrenciler aynı evde kalıyor, bu yapımıza ters. Valimize talimat verdim”. Açıklaması basına sızdırıldıktan sonra hem Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’tan hem de Siyasi Başdanışması Yalçın Akdoğan’dan yalanlama gelmişti. Hatta; Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç “Düpedüz asparagas haberdir” demişti. Hatırlarsınız, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın sözlerine destek çıkmamıştı aksine, söylediklerinin arkasında olduğunu belirtmişti.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan grup toplantısında şu açıklamayı yapmıştır;” Ben karakteri itibariyle farklı bir siyasetçiyim. Ve bir yerde konuştuğumu inkar etme anlayışına sahip bir insan değilim. Ne yapıyorsak inanarak yaparız, ne söylüyorsak da arkasında durarak söyleriz. Öyle eğilip bükülerek birşeyi sürdürmenin hesabı içinde olmadım, olmam. Biz muhafazakar demokrat partiyiz. Yaşam tarzımız değiştiriliyor gibi ithamlarla karşılaşıyoruz. 4.5 yıl belediye başkanlığı dönemimizde söylenenlerden dolayı değil şiirden dolayı içeri alındık. 11 yıl Türkiye’yi yönetiyoruz. Hep yine buna benzer arayışlar devam ediyor. AK Parti kimin yaşam tarzına müdahale etti.” “Buralarda nelerin olduğu belli değil ondan sonra anne babalar feryat ediyor. Devletin burada olduğunu göstermek için adımlar atılacaktır. Muhafazakar yaşam tarzına müdahale değildir. Yorumlayan varsa yorumlasın. Böyle bir sorumluğun altına giremeyiz. bunu böyle bir defa bilmeli.” Başbakan Recep Erdoğan hiç kimsenin yaşam tarzına müdahale etmedik diyor ancak 11 yıllık iktidarı boyunca insanların özel yaşamlarına karışmıştır. Örneğin, üç çocuk istemesi, kürtaj cinayettir demesi, evlenecek olan üniversite öğrencilerinin kredi borcunun silinecek olması ve Lisede okuyan kız öğrencilerin evlenmesine izin verilmesi.
Öte Yandan, Başbakan Recep Erdoğan öğrenci evleri ve apart evler ile ilgili sözlerinin ardından, çeşitli illerdeki evlere polis baskın yapmıştır. Örneğin; Tophanede yaşayan yüksek lisans öğrencisi Özge Altın’ın evi kendisi evde yokken baskına uğramıştır. Olanları ev sahibinin aracılığıyla öğrenmiştir. Polisler eve iki üniversiteleri kadın yaşadığını ve evin apart olup olmadığını sormuşlardır. Başka bir örnek vermek gerekirse, Afyonkarahisar’da Yeşilyol ve 2’nci Dumplupınar caddelerinde öğrencilerin yoğun olarak gittiği kafelere polis gece yarısı baskın yapmıştır. Polisler işletmedeki çalışanlar dahil herkesin üstünü aramış, kimliklerini toplamıştır. Son olarak, Polisin evlere hiç savcılıktan izin belgesi bulunmadan girmesini hukuka ve anayasaya aykırı buluyorum. Ankara Hukuk Fakültesi öğretim üyelerinden Prof Hasan İşgüzar’a göre 18 yaşını geçmiş bireylerin temel hak ve özgürlükleri, Anayasa ile koruma altına alınmış durumdadır. Anayasa kişinin özel hayatı ve konut dokunulmazlığını güvence altına almıştır.
Yazan: Alkım Onar 12 Kasım 2013