Türkiye Cumhuriyeti’nin anayasasında da yer aldığı gibi Türkiye bir hukuk devletidir. Hukuk devletinden ne anlaşılması gerektiği ve ne anlaşıldığı farklı bir tartışma konusu ama değinmek istediğim nokta Türkiye’de hakikaten insanlar hukuka ve hukukun üstünlüğüne gerçekten inanıp güvenebiliyorlar mı? Peki yargının adil,bağımsız ve tarafsız olduğu düşünülüyor mu? Aslında cevap hepimizi üzmeye yetecek düzeyde olumsuz çünkü insanlar en sıradan en apolitik olaylarda bile artık hukuka güvenmemekte hatta bu güvensizlik tabiri caizse re’sen ortaya çıkar hale geldi.
Üniversite öğrencisi bir genç kendi kedisini hem de işkence ederek öldürdü. Bu caniliğin gençlerin tükenmişliğinden tutun da ahlak yoksunluğuna kadar bir çok olguyla ilişkilendirmeniz ve üzerinde saatlerce kafa yormanız mümkün ama bence asıl ilginç olan bu olayın ortaya çıkmasından sonra toplum tarafından özellikle sosyal medya aracılığıyla verilen tepkilerdir. Öncelikle bu kişinin kişisel verileri sosyal medyada paylaşıldı. Sadece adı soyadı değil cep telefonu numarası, evinin adresi dahi paylaşıldı.
İnsanlar ortada bir suç olduğuna idrak etmişlerdi ve bu suç cezasız kalmamalıydı. Ortada bir suç olduğu vidyo kayıtlarıyla da sabit gibi görünüyor fakat ikinci aşama yani insanların örgütlü bir şekilde çalışıp bu kişinin bilgilerini paylaşmak suretiyle şüpheliye ulaşma çabası hakikaten üzücüdür. Hukuka olan güvensizliğin ne düzeyde olduğunun bana kalırsa son günlerdeki en büyük örneği de bu olaydır. Bırakın siyasi ya da siyasileşmiş davaları artık insanlar siyasetle uzaktan yakından alakası olmayan durumlarda bile hukuka güvenmemeye başlamışlardır. En kötüsü ise kendi elleriyle o çocuğa hak ettiği cezayı vermek isteyenlerin sayısının azımsanamayacak kadar çok olması ve bu kişilerin kendilerini adaletin yerini bulabilmesi adına birer kahraman olarak görüyor olmalarıdır. ( Sosyal medya üzerinden bu kişinin savcılığa şikayet edilmesinin gerekliliğini belirtenler de vardı tabi ki.)
Türkiye’nin en temel sorunlarından birisidir yargı. Maalesef cumhuriyet tarihimiz boyunca sözde yargı bağımsızlığı çeşitli ideolojilerin ve vesayetlerin altında ezilmiş ve hep elde tutulması gereken bir erk gibi düşünülmüştür. Hatırlatmak isterim ki 12 Eylül referandumunda bile bazı çevrelerin sıklıkla dile getirdiği şey yargının EL’den gitmesiydi. Yapılması gereken, yargıya ve hukuka içi boş güzellemeler düzmek yerine onu hakikaten tarafsız bağımsız ve adil işleyen bir sistem haline getirmektir ki bütün vatandaşlar hukuka ve yargıya tekrar güvenebilsinler.
NOT: Bu yazıyı bitirdikten sonra öğrendim ki bu gencimize iki bin liradan daha az bir para cezası kesilmiş. Maalesef eğer yargı adaleti temin edemez vicdanları rahatlatamazsa…