Geçtiğimiz günlerde bizim komşunun horozu yumurtladıydı hatırlarsanız. “Yahu hiç horozun yumurtladığı görülmüş mü, olacak şey midir bu? Yok yok elbet bir yanlışın var, yanılıyorsun.” diyeceksiniz. Amennah. Ancak ne bir yanlışım var, ne de bir eksikliğim. İroniden başka bir şey değil bu yaptığım. Elbet bir horoz yumurtlarsa öyle akı pak bir yumurta yumurtlamaz. Bizim horoz, altın yumurtluyor ahali. Horoz da horozmuş ha.
Neyse konumuza geri dönecek olursak, yazıyı kaleme alma nedenim -bir önceki yazıma atıfta bulunma hakkımı kendimde bulurum- son zamanlarda skandal söylemlerle gündemde yer edinmeyi kendine alışkanlık edinmiş bir zat-ı muhterem: Yusuf Kaplan Bey.
Sayın Kaplan, geçtiğimiz günlerde ülkemiz öz evlatlarına eğitim veren kimi üniversitelerin yıkılmasını düşündüğünü belirtmişti hatırlayacak olursanız. Dikkate bile alınmayacak bu söylemi “Yeni Cumhurbaşkanı’na öneriler” kisvesi altında toplayınca kafalar iyice bulandı. Başta söz konusu üniversitelerin tepki gösterdiği konu dallandı, budaklandı. Dallandı budaklanmasına da yine bir şekilde gündem değişti, etti ve elbet biz bu konuyu unuttuk. Ancak Sayın Kaplan, kıyamadı bize. Yüreği el vermedi gündemden düşmeye ve yeni bir çirkin söylemde bulundu.
Öğle saatlerinde bu zat-ı muhteremin söylemi dikkatimi çekti, internette bir bakınayım ne demiş ne etmiş bu Kaplan diyecek oldum ve araştırmaya koyuldum. Durumu 3 anahtar kelime ile arama motoruna işledim. “Yusuf Kaplan, Erasmus”. Merakıma yenik düştüm ve haberin kaynağına bakmadan ilk sonuca tıklama gafletinde bulundum. Kaynağın yanlılığını ve yansızlığını bırakalım, Sayın Kaplan’ın sarf ettiği cümlelerin tartışılacak bir yanı bile yok. Söz konusu internet sitesi habere “Yusuf Kaplan, AB’nin Erasmus Projesini Deşifre Etti!” gibi bir başlığı uygun görmüş. Bu duruma yorum yapacak akıl sağlığını kendimde göremiyor, konunun yorumunu ucu açık bir şekilde kişisel görüşlerinize sunuyorum. Gelgelelim habere bakıldığında, aynı internet sitesi olayı, kelime dahi değiştirmeden bize aktarmış. Bilmesek inanacağız yani. Peki ne iddia ediyor da bu zat-ı muhterem, bizim sinirlerimiz böyle hoppala geriliyor? Söz uçar yazı kalır demişler ancak izin verirseniz –görsel hafızası kuvvetli olanları kayırmak suretiyle- olayı resmetmeyi daha doğru buluyorum.
Durum bu, saklamaya, üstünü örtmeye hacet yok. Görülen üzere söylem, popüler sosyal ağ, Twitter üzerinden paylaşılmış. Düşünmekten kendimi alamadım, Allah korusun, ya kapansaydı bu mecra. Neyse neyse hadi yine iyiyiz, çok kurcalamayalım. Yeni Türkiye nasıl bir yer bilmem ama çok da kafa yormak gerektiğine inanmıyorum. Zira böyle yaşamak güzel. Söylenene inan, denileni yap. Dertsiz, tasasız ve oldukça özgür. Yusuf Kaplan gibi mesela. Ne dediğinin bilincinde olarak, sonuçlarını düşünerek. Adeta bir sincap gibi, adeta altın yumurtlayan bir horoz gibi. Affınıza sığınarak böyle bir söylemde bulunan şahsı Yeni Türkiye ile özdeşleştirmek istemiyorum.
Ayrıca okumayanlar veya yeniden okumak isteyenler için, yine aynı kişiyi konu alan bir önceki yazım;
http://gazetebilkent.com/2014/08/26/bilkent-yikilsin-diyen-yusuf-kaplana-bir-cift-laf/
Yaşamak şakaya gelmez,
büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın
bir sincap gibi mesela,
yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden,
yani bütün işin gücün yaşamak olacak.
1 sn
Yusuf Kaplan’ın bu söylediklerinden zaten herkes haberdar sen şimdi burada ne demek istedin onu bi anlasaydık? Haberin arasına birkaç cümle sıkıştırıp buraya yapıştırmak demek gazetede yazı yazmak demek mi oluyor? Varsa bir fikrin, düşüncen, eleştirin düzgün bir şekilde yaz ki okuyan herkes anlasın derdini. Bu “yazı”yı boş yere vakit kaybedip okudum malesef..