Bizim Öyle Renkli Balonlarımız Olmadı

1_64639f870

 

“Sözsüz, yazısız, toplumsuz, ve hepsinden kötüsü süre giden korku ve zora bağlı ölüm tehlikesi ve insan yaşamı yalnız, yoksul, kaba, kötü ve kısa.”

Thomas Hobbes, (1651)

http://www.youtube.com/watch?v=ZWDZefPIj4I

 

Yüzyıllar boyunca yapılan savaşlarda insanlık çok acı çekti. Fakat şüphesiz, çocuklardı her savaşta en ağır faturayı ödeyen. Ölen veya yaralanan minik bedenlerin yanı sıra ailesini kaybedenler oldu. Henüz dünyayı algılayamamışlardı çoğu. Kimi hiç ‘anne’ diyemedi, kimi hiç, yürümeyi öğrenemedi.

savas-cocuk-9450-859C-D88D

Son on yıl içerisinde iki milyona yakın çocuk savaşlarda hayatını kaybetti. Dört milyona yakın çocuk ise çeşitli şekillerde yaralandı. Bu kayıplar uluslararası alanda ciddi şekilde yankı bulsa da ülkeler, henüz kalıcı ve sağlam bir adım atmayı başaramamış olacaklar ki ölümler artarak devam etmektedir. Aksine, yapılan cezalandırmalar güncel suçluyu cezalandırsa da gün geliyor, cezayı veren ülkeler suçlu konumuna düşüyor. Bir diğer deyişle bugün katili cezalandıran, ertesi gün yeni bir cinayete teşebbüs ediyor.

2186a5159a4dd58996b880ce7a42e858_k

Afgan bir kız çocuğu, Amerikan askerinin elini tutuyor.

 

Silah satan ülkeler*,**

5 yaş altı ölüm hızına göre 
kaçıncı sırada***

Silahlı kuvvetlere çocukların 
katılımı****
ABD*****

125

Var

Rusya

93

Var

Almanya

144

Var

Birleşik Krallık

141

Var

Çin

72

Var

Fransa

131

Var

Özbekistan

61

Yok

Hollanda

137

Var

Çek Cumhuriyeti

126

Yok

İtalya

136

Yok

İsrail

132

Yoke

Kanada

139

Var

İsveç

150

Var

Polonya

114

Yok

Slovakya

116

Var

Belçika

127

Var

İsviçre

142

Var

Ukrayna

100

Yok

Güney Kore

130

Var

İspanya

129

Yok

Kuzey Kore

92

Yok

Brezilya

63

Yok

Norveç

138

Var

Avusturya

140

Yok

Avustralya

135

Yok

Güney Afrika

59

Var

 

 

*Büyük konvansiyonel silah taciri 30 ülke.

**Kalın yazılı ülkeler BM Güvenlik Konseyi daimi üyesidir.

***150 ülke arasında 1995 yılına göre azalan sırada 5 yaş altı çocuk ölüm hızı listesindeki yerleri. En büyük numara en az çocuk ölümü anlamına gelmektedir.

****Orduya katılım için gerekli yaş sınırını yükseltme çabası içinde olan ülkeler.

***** BM Çocuk Hakları Sözleşmesi’ni imzalamayan 3 ülkeden biri. Bu, Dünya üzerindeki çocukların %94’ünün bu yasa ile korunmadığı anlamına gelmektedir.

 

Ölümlerin yanı sıra çocuklar, uygulanan çeşitli ambargolarda da durumdan zarar gören çoğunluk. Kötü beslenen çocuklar atılan bomba ve mermiler dışında, hastalıklardan da hayatını kaybediyor.

5922421736_f815c6b036_z

 

Kimi ülkeler 18 yaşını doldurmamış çocukların askere alınmasını reddederken bu sınır geri kalmış ülkelerde 14-15 yaşlarına kadar düşmekte. Ancak savaş halinde olağanüstü durum gereğince 10 yaşındaki çocukların bile askere alınmasıyla karşı karşıya kalınabiliyor. Cinsiyet ayrımı yapılmaksızın çocuklar sıkı askeri eğitimler sonucu orduya dahil oluyorlar. Orduya dahil olma sürecinin arkasında bir çoğu savaş halinde tutuklanmakta veya işkence görmektedir.

Askeri amaçlar doğrultusunda çocuklar tutuklanmakta ve işkence görmektedir. Tüm topluluğu cezalandırma, çocuktan ve yakınlarından bilgi alma, veya eğlence amacıyla çocuklara işkence yapılmaktadır. 12 yaşın altındaki çocuklara bile şiddet (hücre hapsi , gözlerin bağlanması, çıplak bırakılmak, vurularak şiddet, elektrik şoklarına maruz bırakılmak, soğuk suyla ıslatılmak) uygulanmaktadır. Bunlar, Uluslararası Af Örgütü tarafından kanıtlanmış ve tıbbi açıdan belgelenmiştir.

cocuk_asker_8

İstatistik sonuçları bize sadece görünür etkileri grafiklendirmektedir. Ölümler, yaralanmalar, hastalıklar dışında savaşın çocuklarda yarattığı psikolojik sorunları görmek çok güç. Kimisi yaşadığı korkuyu ailesine (ailesi hala hayatta ise) her fırsatta hatırlatıyorken, kimisi daha içine kapanık bir tutum sergilemektedir.

 

Birleşmiş milletler çocuk hakları sözleşmesi teminatında olan çocuk hayatı ancak maddeler hakkıyla uygulanabildiğinde koruma altına alınabilir. Sözleşmede yer alan ve çocukların inisiyatif alma durumlarını kapsayan üç madde ise şöyledir:

Ø       Çocukları etkileyebilecek politikaları kararlaştırırken çocuğa en çok uygun olan dikkate alınmalıdır. Her çocuk bu kanunun kefesinde bir başka çocuktan değersiz değildir. Bu nedenle her çocuk kendine en uygun seçimi yaparken kendi ilgilerini göz önüne almalıdır ve bu seçim çoğunluğun seçiminden etkilenmemelidir.

Ø       Herhangi bir yaştaki çocuğun kendisi ile ilgili verilecek kararlarda katılım göstermesi bu kararların çocuğa uygun olma olasılığını artırırken çocuğun haklarının ihlal edilme olasılığını azaltır. Ergenlerin çoktan beridir bilgi sahibi olma hakkı ve uygun seçimler yapma hakkı olduğu kabul edilmektedir.

Ø       Fark gözetmeme birey veya topluluk olarak çocuklara uygulanacak herhangi bir politikanın kuralı olmalıdır. Çoğu istismar fark gözetmeme kavramının uygulanmaması sonucu ortaya çıkmaktadır.

Üç ülke (ABD, Somali ve Cook adaları) dışında tüm ülkeler tarafından imzalanan BM çocuk hakları sözleşmesi çocuk haklarını korumak için etkin bir belge gibi gözükmektedir. ABD, dünyanın çoğu bölgesinde politikaları dayatan, uygulayan ve koruyan bir role bürünmüştür. Somali ise çocuklarının yoksulluk ve savaşla ilgili deneyimlerini Unicef’in 1997 ülkeler arası 5 yaş altı ölüm hızı listesinde sondan 10. olarak gösteren bir ülkedir.

Ancak takdir edersiniz ki savaşları bitirmek, başlatmak kadar kolay değil. Fakat savaşın etkilerini azaltmak mümkün. Savaşın siviller üzerindeki etkisini azaltmak için silah kullanımı ve talimi, yerleşim birimlerinden uzakta, çorak bir arazide yapılmalıdır. Siviller çatışma bölgelerinden tahliye edilmeli ve güvenli alanlara taşınmalıdır. Ancak gerekli önlemler alındığında sivillerin ve tabiki çocukların savaştan gördükleri zararı bir nebze azaltabiliriz.

Burada meydana gelmiyor olması, bir yerlerde meydana gelmediğini kanıtlamaz.

Cennette ekmek var mı?

https://www.youtube.com/watch?v=8aTuTulZYto

4444b20387dba1db64d76d0481bed4c4_k

İç savaş sırasında bir gazeteci, bebeği kaçırmak için köprüyü geçiyor.

 

Kaynakça:

http://www.ttb.org.tr/yeni_yayin/savas_cocuklar/1.htm

Leave a Reply