Alanya, tarihte Anadolu Selçukluları döneminde başkent olmuş; günümüzde ise turizme başkentlik yapmaya devam eden Antalya’nın bir ilçesi, Akdeniz’in incisidir. Öncelikle belirtmek isterim ki Kale, Kule ve Teras’a uğramadan Alanya’nın tadına varamazsınız. Alanya Kalesi, Selçuklu Sultanı 1.Alaeddin Keykubat tarafından yaptırılmıştır. Kızılkule’de aynı şekilde denizden gelebilecek saldırılara müdahale amacıyla 1. Alaeddin Keykubat tarafından yaptırılmış olup günümüze kadar korunmuştur. Seyir Terası ise sizlere Alanya’yı kuşbakışı izleme fırsatı sunar.
Muzu atladım sanmayım. Muz için Alanya’nın sembolü diyebiliriz. Antalya tarafına doğru giderken yol kenarındaki hediyelikçi muz satıcılarından muz alabilirsiniz veya doğrudan muz bahçelerine girebilir, dalından muz yeme fırsatına erişebilirsiniz.
Nüfusu 276 bini bulan, yaklaşık 10 bin kadar Avrupalının yaşadığı, büyükşehir yasası ile 16 belde belediyesini de içine alarak daha da büyüyen, ekonomisi 50’den fazla ilden daha güçlü olan, devlet ve vakıf üniversiteleri bulunduran bir Alanya var.
Görüldüğü gibi fazlası var eksiği yok diyebiliriz fakat tek noksanlığı var Alanya’nın. Tarihten günümüze kadar hangi siyasetçi geldiyse Ankara’dan, geri dönüşünde Alanya’ya il olma sözü vererek dönmüş. Alanya halkı da halen il olmayı bekliyor. Anketlerde, araştırmalarda il olmaya en yakın ilçe sıralamalarında da Alanya’nın hep birinci sırada olması umutları taze tutuyor. Ancak bugünlerde beklentiyi yükselten ve benim de bu yazıyı yazmama vesile olan bir olayla karşılaştı Alanyalılar. Alanyalı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Dışişleri Bakanlığı’na atanması umutları tavan yaptırdı. Yeniden daha yüksek sesle dillendirilmeye başlandı bu konu. Bugün Alanya yurtdışında belli ülkeler dışında fazla bilinmiyor veya ilçenin tanıtımı iyi yapılmıyor olabilir. Ancak Alanya isminden önde bir isim varsa o da Alanyalı bakanımız Mevlüt Çavuşoğlu’dur. Türkiye’nin bulunduğu coğrafyadaki kargaşalar, hemen yakınımızdaki Işid tehlikesi ve Suriye gibi örnekler dururken tabii ki Çavuşoğlu bu konulara öncelik verecektir. Seneleridir bekleyen Alanyalı birkaç ay daha bekleyebilir. Yeter ki samimi bir söz verilsin.
Bir diğer fırsat ise Alanya’ya 115 km uzaklıkta Taşkentli Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Alanya’ya fazla önem vermesi. Eğer ki Alanya il olursa Konya’nın Hadim ve Taşkent ilçelerinin de Alanya’ya katılması gündemde.
Alanya’nın il olması demek diğer çevre ilçelerinde rahatlaması demek. Örneğin Alanya’nın Antalya’ya uzaklığı tartışılırken, Antalya’ya daha da uzakta olan Gazipaşa rahatlar. İl merkezinde işi olanların o kadar yol gitmesine gerek kalmaz. Mersin iline 230 km uzaklıktaki Anamur’u da bu kategoriye katabiliriz. Alanya il olur, Anamur’da ilçesi olursa, Anamur’un il merkezine uzaklığı 130 km’ye düşer. Bir diğer örnek ise Karadeniz kıyısından. Samsun’dan Artvin’e kadar kıyı uzaklığı 600 km olup il sayısı bu mesafede 6 iken, aynı durum Akdeniz kıyısında Antalya’dan Adana’ya kadar 561 km olup il sayısı sadece 3’te kalmıştır. Alanya il olursa bölge rahat bir nefes alır, halkın ile ulaşımı daha da kolaylaşır.
Alanya’da il olmaya istekli kesimler fazla. Örneğin 1 Haziran 2012’de ‘Alanya il olsun mitingi’ düzenlendi. Çok sayıda siyasi parti ve sivil toplum kuruluşlarının katılmasına rağmen istenen kalabalık toplanamadı. Aslında iğneyi önce kendine batırmalı Alanya halkı. İstemek biraz da söz de kalıyor gibi. En üst kademesinden en alttaki kişiye kadar her bireyin dillendirmesi gereken bir konu.
30 Mart yerel seçimlerinde Alanya’nın yeni belediye başkanı seçilen Adem Murat Yücel’in de bu konuda Çavuşoğlu’na il olma isteklerini ısrarla belirtmesi gerekir. Seçimlerden sonra ‘Bir Alanyamız Var’ sloganı ile Alanya’yı birleştirici söylemini ‘İl Olmayı Hak Eden Bir Alanyamız Var.’ sloganı ile pekiştirirse çok daha güzel olur.
Yeni atanan Alanya Kaymakamı Hasan Tanrıseven’inde bu konu ile yakından ilgilenmesini umuyor ve yeni görevinde kendilerine başarılar diliyorum.
Kısacası ‘ağlamayan bebeğe süt vermezler.’ Israrla istemeli, her platformda dillendirmeli ve il olma hakkımızı savunmalıyız. Ben GazeteBilkent’in bana ayırmış olduğu bu köşede Alanyalı bir birey olarak kendimi ifade etmeye çalıştım. Sıra sizlerde Alanyalılar. İsteyenin bir yüzü kara, vermeyenin iki yüzü kara.