28 Ağustos 2014…
11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün yedi yıllık görev süresinin bitiş tarihi. Türk siyasetinde ise birçok yeniliğin yaşanacağı başlangıç tarihi.
Abdullah Gül tekrar cumhurbaşkanı adayı olmadı. Bazı alternatifleri değerlendirecek gibi.
-Elini ayağını siyasetten çekip emeklilik hayatına başlayabilir; fakat siyasi atmosfer hiç de öyle göstermiyor.
–Siyasetin aşısını gençlik yıllarında olmuş olan Gül, Erdoğan’ın iki dudağı arasından kendisi için çıkacak sonuca da razı olabilir. Ak Parti Genel Başkanlığı en müsait olanı gibi durmakta.
-58. hükümette yaklaşık 3 aylık başbakanlık koltuğunda oturmuş olan Gül, Erdoğan’ın başka ismi genel başkanlık için önermesi durumunda Ak Parti içinde kendi kozlarını oynamaya başlayabilir. Bu duruma ben kendim en ufak bir ihtimal bile vermezken, siyasette her duruma hazırlıklı olmak gerektiğini de unutmamak gerek.
Cumhuriyet Halk Partisi’nde 28 Ağustos 2014’ten sonra oluşabilecek iki net tablo var.
-Birincisi, Ekmeleddin İhsanoğlu’nun cumhurbaşkanlığı seçiminden zaferle ayrılması sonucunda CHP’nin önerdiği çatı aday başarılı olmuş olacak. CHP’de doğru siyasetin izlendiği görünümü verecek ve parti içi muhalefette çıkan yükses sesler de dinmiş olacak. 2015 genel seçimlerine de daha güçlü bir şekilde hazırlanacak.
-İkincisi ise Ekmeleddin İhsanoğlu’nun seçimden hüsranla ayrılması, diğer bir deyişle Recep Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı seçimini kazanması durumunda yaşanacak olanlar ki bu durum birçok şeyi kapsıyor olacak. Öncelikle parti içi muhalefet haklı çıkacak ve elleri güçlenecek. Bu sonuçlar doğrultusunda genel başkanlık için yeni adaylar gündeme gelebilecek. 2015 genel seçimlerinden önce genel kurul yolu da gözükebilir CHP’ye. Seçimi kaybetmek, CHP adına her şeyin yeniden yazılıp çizileceği anlamına gelecek mi zaman gösterecek.
Yukarıdaki senaryolara göre en rahat olan kişi Erdoğan gibi görünmekte.
-Kazanması Çankaya Köşkü’ne çıkması demek; kaybetmesi ise başbakanlığa devam etmesi demek. Bir seçim bir aday için ancak bu kadar güzel ve rahat olur veya olması sağlanır. Bilindiği üzere başbakan olan kişinin cumhurbaşkanı adaylığı için görevinden istifa etmesi gerekmiyor.
MHP kanadı da Erdoğan’dan sonra rahat olan bir diğer taraf.
-Parti içinde ve parti tabanında olumlu karşılanan Ekmeleddin İhsanoğlu kazansa da kaybetse de MHP’de değişime veya parti içi muhalefetin oluşacağına ben imkan vermiyorum. Devlet Bahçeli liderliğinde 2015 genel seçimlerine de hazırlanırlar.
Kürt oyları da seçimin sonucuna etki edecek önemli bir etken olarak durmakta.
-HDP’nin adayı Selahattin Demirtaş, önceki yerel ve genel seçimlerde %5-7 bandında değişen oylarını daha da yukarı çıkarıp olası bir 2. tur oylamasında partisinin siyasi planlarını gerçekleştirme aşamasında bu oy oranını çok iyi kullanacağa benziyor.
Mecliste grubu bulunmayan partilerden BTP, DP ve DSP Ekmeleddin İhsanoğlu’nu destekleyeceklerini açıkladılar. Meclis dışı partilerde %2 ile en çok oyu olan Saadet Partisi ise kesin bir karar vermedi. Parti içinde İhsanoğlu için “Çatı aday değil CHP-MHP adayıdır” diye görüş bildiren de var, Erdoğan’ı desteklemeleri gerektiğini düşünenler de var. Nihai kararı 19 Temmuz’da açıklayacak olan SP oyları da önemli bir etken oluşturacak.
Görülen o ki cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra siyasette birçok şey değişecek veya değiştirilmek zorunda kalacak.