Şu sıralarda cumhuriyet tarihinde ilk defa olan bir durumu yaşıyoruz. Belki bu zamana kadar etkisini meclise bir miktar milletvekili sokmak dışında pek gösteremeyen Kürt kökenli seçmenler bu seçimde kilit rol oynayacak.
Bu çok açık, nitekim hem Erdoğan hem İhsanoğlu hem de zaten oyunun çoğunu Kürt seçmenlerden alacak olan Demirtaş sürekli Kürt seçmenlere yönelik adımlar atıyor. Hatta MHP’nin de aday gösteren partilerden biri olduğu cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu, MHP seçmenini küstürebilmeyi dahi göze alarak, Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü konusunda halk mutabakata varırsa bu konuya yeşil ışık yakacağını belirtiyor. Kürt seçmenin genel algısını göz önüne aldığımızda doğu ve güneydoğu illerinde yarışın ilk turda Erdoğan ve Demirtaş arasında geçeceği aşikar. Genel siyasetini Kürt halkı adına oluşturan BDP’ye rağmen tercihi AKP olan seçmen şüphesiz kendini Erdoğan’a yakın hissedecektir. Lakin, ikinci turda, daha önce oy hakkını BDP’den yana kullanan Kürt kökenli seçmenin oyunu Erdoğan’a mı yoksa İhsanoğlu’na mı vereceği konusunda net bir tahmin mümkün olmamasına rağmen, geçmişteki seçimlerin bizim fikir sahibi olabilmemiz açısından önemli olduğunu düşünüyorum.
Bu konuda Tarhan Erdem’in yayınladığı çıkarımlarda son dört seçimde, her ne kadar Doğu ve Güneydoğu’nun tek temsilcisi BDP gibi görünse de, BDP’nin bu yarışta birinci olmadığını; hatta AKP ile arasında bariz bir fark olduğunu görüyoruz. Aynı şekilde 2009 yılındaki yerel seçimler hariç (ki hepimizin bildiği gibi bu seçimde AKP Türkiye çapında büyük oy kaybı yaşamıştı.) AKP’nin Güneydoğu ve Ortadoğu Anadolu’nun genelinde %50’lik bir oy potansiyeli olduğunu görüyoruz. Böylece cumhurbaşkanlığı seçiminde kilit rolü Kürt seçmenlerin hepsi değil de sadece BDP’ye oy veren seçmen kitlesinin oluşturacağını söyleyebiliriz.
Peki, olası bir ikinci turda BDP seçmeni ne yapacak? Her BDP seçmeninin karar verme aşamasında en önem verdiği konu şüphesiz ki çözüm süreci olacaktır. İkinci tura kalma ihtimali yüksek olan iki aday da çözüm sürecinin devamlılığına sıcak baktıklarını söyleseler de çözüm sürecini başlatan ve buralara kadar gelmesini sağlayan Erdoğan tabii ki bu seçimde bir adım önde olacaktır.
Ama ben yine de Kürt seçmenin oylarının hepsi (ya da çok yüksek çoğunluğu) Erdoğan’a gidecektir demenin yanlış olduğu kanaatindeyim. Demirtaş’ın alacağı oyu bir koz olarak kullanacağı ve bu oyu BDP’nin Erdoğan’a yönlendireceği güçlü bir iddia olsa da eğer Erdoğan ilk turdan sonra Kürt kökenli vatandaşlarımıza istediklerini vaad etmez ise Kürtler sandığa gitmeyebilir, hatta Kürt oyları İhsanoğlu’na kayabilir. Nitekim Osman Baydemir mayıs ayındaki bir konuşmasında güçlü bir aday çıkaracaklarını,(ki bu Selahattin Demirtaş oldu) bu işin ikinci tura kalacağını ve Kürtlerin gerektiği durumda sandığa gitmek zorunda olmadığını söyleyerek tabiri caizse Erdoğan’a gözdağı vermişti.
Kürt vatandaşlarımızın kilit seçmen olduğu bu seçimle ilgili en çok öğrenmek istediğim şeylerden biri Selahattin Demirtaş’ın seçimin ikinci tura kalması durumunda Erdoğan’a oy verip vermeyeceğidir. Bir diğer merakım ise iki aday arasında oran olarak çok fark olmayacağına inandığım bu seçimde Kürt kökenli Alevi vatandaşlarımızın(Sabahat Akkiraz’ın hazırladığı rapora göre bu topluluk Türkiye’deki Alevilerin %18’ini kapsar) ne yapacağıdır. Tunceli halkının tercihini kimden yana kullanacağının Kürt kökenli Alevi vatandaşlarımızın özellikle CHP’ye ve İhsanoğlu’nun adaylığına bakışını bize göstermesi açısından önemli olduğunu düşünüyorum.