15 Temmuz 2016: Tarihe Düşülen Not

Türkiye Cumhuriyeti Devleti, tarihinin en karmaşık, en zorlu ve en tehlikeli sınavlarından birini vermeye çalışıyor. Zaten halihazırda terör, mülteci sorunu ve komşuluk ilişkilerimizle uğraşmaktan başımızı kaldıramazken 15 Temmuz gecesi gerçekleşen darbe girişiminin ardından işler tamamen içinden çıkılamaz bir hâl aldı. Sivili, askeri, polisiyle yüzlerce ölü, binin üzerinde yaralı, sayısı takip edilemeyecek bir hızla yükselen gözaltı ve görevden alınmalar, yurt dışı yasağı ve nihayetinde olağanüstü hal bize bu darbe girişiminin bıraktıklarından oldu. Sözlerin, seslerin, kişilerin birbirine karıştığı şu günlerde değil yazmak, yanlış yapmaktan korkmadan tek söz etmek dahi çok zor. Yine de bu yazıyı böylesi önemli bir gündemdense başka bir konuya ayırmak istemediğimden kaleme almaya çalışacağım. Şimdiden sürçü lisan ettiysek, affola.

15 Temmuz 2016. Saat 22.00 sıralarında Ankara semalarında kulak delen jet seslerinin anlamı çözülmeye çalışılırken 15-temmuz-487-reutersİstanbul’dan alışık olmadığımız fotoğraflar düştü zaman akışlarına. Boğaziçi köprüsü üzerinde tanklar ve tankların önüne dizilmiş askerler… Herkes ne olup bittiğini anlamaya çalışırken Başbakan Binali Yıldırım, canlı bağlantıyla katıldığı bir haber bülteninde yaşananların bir darbe girişimi olduğunu ancak hükümet olarak buna asla ve asla müsaade etmeyeceklerini açıkladı. Ne oluyor demeye kalmadan saatler gece 12’yi vurdu ve birçoğumuzun aklından on yıllarca çıkmayacak 10 dakika başladı. Türk milleti başına gelenleri silah zoruyla ele geçirilmiş TRT ekranlarından yine silah zoruyla okutulan bir bildiri ile öğrenmişti. Tijen Karaş’ın titreyen sesinde Türk milletinin aklındaki soru işaretleri, geleceğe dair endişeleri ve olan bitene inanmak istemeyişleri düğümlenmişti. Karşısında duran silahlara bakarak aynı metni defalarca okumak zorunda kalan Tijen Karaş, bir neslin aklına işte böyle kazındı.

https://youtu.be/M59icoXPf9M

 

Yaşananların şoku henüz üzerimizdeydi ki yetkililerden birlik, beraberlik ve sokağa  sahip çıkma çağrısı geldi. Jetler evlerin camlarını titretirken, sokaklar tankların palet izleriyle bezenirken, helikopterler caddelerde yürüyen insanlara ateş açarken, Türkiye Büyük Millet Meclisi içerisindeki onlarca vekille birlikte tam 3 kez bombalanırken halk sokağa çıkıp darbeye karşı olan tepkisini net bir şekilde ortaya koydu. Askeri müdahale olan veya olmayan her şehirde sâlâlarla meydanlara toplanılıp darbe karşıtı yürüyüşler düzenlendi.

578f786718c773434cd0ae02

Kalabalığın öfkesi ilk gece zaman zaman hiç de hoş olmayan görüntülere de yol açtı ki şüphesiz bunların en iç acıtanı hiçbir şeyden haberi olmayan erlere yönelik linç girişimleriydi. Sokakların öfkeyle dolup taşmasıyla biri asker biri polis iki kardeşin kanlı kavgası şekline bürünen o gecede, Polis Özel Harekat mensuplarının halk ile asker arasındaki güvenliği sağlamak için gösterdiği üstün çaba şaşkınlığımıza, üzüntümüze, öfkemize bir nebze teselli oldu. Bombalarla, silahlarla aydınlanan, gürültülerin kulakları deldiği o karanlık gecenin bir köşesine tutunacak bir dal iliştirdi bu görüntüler. Yine de 15 Temmuz 2016 en uzun gece olarak hem hafızalarımızın hem de tarih şeridinin bir köşesinde kendisine yer buldu.

https://youtu.be/ejiK33uDJyU

208 şehit, 145’i sivil.

1491 yaralı.

7543 gözaltı.

100 polis,

6038 asker,

750 hakim/savcı,

650 sivil

Tutuklu.

Darbeci gruptan ele geçirilen 24 ölü, 50 yaralı.

2745 hakim ve savcı açığa alındı.

1500’e yakın kamu görevlisi hakkında açığa alınma işlemi başlatıldı.

İşte 15 Temmuz darbe girişiminin ülkemize çıkartığı fatura. Şüphe yok ki bu rakamlar önümüzdeki günlerde katlanarak artacak. 21 Temmuz itibariyle ilan edilen olağanüstü hal durumunun da gelecek günlerde bizlere neler getireceği henüz kestirilemiyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, sınırları henüz çizilmemiş olan OHAL süresince vatandaşların temek hak ve hürriyetlerinin korunacağının teminatını verdi. Ancak kamuoyundaki endişe ve merak dinmiş değil.

Sebep ve sonuçları hakkında konuşmak için henüz çok erken olduğunu düşündüğümden şu an için elimden sadece yaşananları özetle aktarmak ve içerisinde bulunduğumuz durumun hem devletimizin hem milletimizin hayrına sonuçlanması için dua etmek geliyor. Umuyorum ki süreç içerisinde adalet korunacak, at izi diğer izlerden ayrılacak ve yaşanan tüm bu acı hadiseler açıkığa kavuşturulduktan sonra sorumlularına gereken ceza verilecektir. Şimdilik beklemek ve sabretmekten ve merak etmekten başka yapacak çok da bir şeyimiz olmadığına göre bu tatsız yazıyı da dilimizdeki dua ile sonlandıralım. “Allah bu millete zevâl vermesin. Âmin.”

Leave a Reply

5 comments

  1. Mehmet Selim

    ctrl+f “fetö” =0/0 ???

  2. Mehmet Selim

    Yazını hiçbir yerinde fetö/pdy geçmemesini nasıl anlamamız gerekiyor?

  3. Merve Pehlivan

    Merhaba, öncelikle eleştiriniz için teşekkürler.

    Yazının yazılma dönemiyle yayınlanma tarihi arasındaki fark zannediyorum ki bir yanlış anlaşılmaya sebep olmuş. Belirttiğiniz durumla ilgili çıkarım veya niyet okuması yapmanızı gerektirecek hiçbir şey yok. Paralel yapının adının geçmemesini kasıtlı bulmaktansa, yazının henüz gelişmelerin tamamlanmadığı ve taşların yerli yerine oturmadığı bir tarihte yazıldığını düşünmek çok daha uygun olacaktır. Ayrıca isimlere bu kadar takılmanın; “hizmet”ten “paralel”e, “fetö”ye yahut “pdy” ye geçiş sürecinden daha önemli olduğunu zannetmiyorum.

    Yine de illa ki niyetimi okumak istiyorsanız, acizane, tek bir yazımı değil tüm yazılarımı okumanızı tavsiye edebilirim.

    İyi günler.

  4. M. Sinan Tekin

    Yazısında her insan gibi korkusunu ve endişesini dile getirmiş. Bu yazıda sırf Feto-pdy (bilmem ne haltsa) geçmediği için bir insanı paralelcilikle itham eder gibi yorum yapmak iftira değil midir? Avukatı mısın diye yorum yapacaksın avukatıyım haksız yere suç isnat edilen herkesin avukatiyim

  5. Mehmet Albayrak

    Milli İradenin beli bükülmedi. İnşAllah, bu teröristlerin tamamını ortadan kaldıracağız ve yüzümüz ak devletimiz daim olacak.