Gazze Özgürlük Filosu ve Mavi Marmara gemisine yapılan saldırı hakkındaki ceza davasının duruşmaları İstanbul’da, Çağlayan Adliyesi’nde yapılıyor. Gazze’ye Özgürlük Filosu ve Mavi Marmara organizatörü İHH – İnsan Hak ve Hürriyetleri ve İnsani Yardım Vakfı; dava için yoğun bir çalışma sürdürüyor. Davada çok sayıda avukat müdahil olarak duruşmalara katılıyor.
Davaların ilk duruşması 6 Kasım 2012’de yapıldı.37 ülkeden yolcu ve şehit yakınları dâhil 490 kişinin “müşteki-mağdur” olarak yer aldığı davanın sanıkları; dönemin İsrail Genelkurmay Başkanı Rau Gabiel Ashkenazi, Deniz Kuvvetleri Komutanı Eliezer Alfred Maron, Hava Kuvvetleri İstihbarat Sorumlusu Avishay Levi ve İsrail İstihbarat Başkanı Amos Yadlin. Sanıklar “firari sanık” olarak tanımlanıyor.
İnsanlığın ortak davası: Mavi Marmara
Gazze’ye insani yardım taşımak için yola çıkan gemi şimdi dünyaya hak ve adalet taşımanın ulvi gayesi içerisinde görevine devam ediyor.
İHH; davayı; tıpkı Mavi Marmara gemisinde buluşan renkli topluluk gibi farklı dini, etnik, kültürel kimliğe sahip insanlık ailesinin ortak davası şeklinde tanımlıyor. İHH ayrıca devam eden davaya yüzlerce avukatın müdahil olması için çalışmalar da yürütüyor.
Tüm çalışmalarını “Mazlumun dini ve ırkı olmaz.” temeline oturtan İHH, dava ile ilgili yürüttüğü çalışmaları da “insanlığın ortak vicdanı: Mavi Marmara” mottosu ile yürütüyor.
Mavi Marmara Saldırısı ve Hukuki Süreç
Gazze’ye insani yardım taşıyan Mavi Marmara ve diğer gemilere 31 Mayıs 2010 tarihinde uluslararası sularda seyir hâlindeyken İsrail silahlı kuvvetleri saldırı düzenlemişti. Saldırıda gazeteci Cevdet Kılıçlar ile beraber 10 insani yardım gönüllüsü; Furkan Doğan, Cevdet Kılıçlar, İbrahim Bilgen, Necdet Yıldırım, Fahri Yaldız, Ali Haydar Bengi, Cengiz Akyüz, Çetin Topçuoğlu, Cengiz Songür ve Uğur Süleyman Söylemez hayatını kaybetmiş, 50’den fazla kişi yaralanmış ve dünya ile iletişim yasadışı olarak kesilerek gazeteciler dâhil tüm yolcular İsrail tarafından hapsedilmişti.
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi tarafından da saldırı sırasında ve sonrasında kasten adam öldürmek, işkence, insanlık dışı muamele etmek, kasten azap vermek, beden bütünlüğünü veya insan sağlığını vahim şekilde ihlal etmek, keyfî tutuklama ve gözaltı, ifade hürriyetinin kısıtlanması, malların gasp edilmesi ve benzeri ağır suçların işlendiği, insan hakları ve uluslararası hukukun ihlal edildiği tespit edilmişti.
Gazze Özgürlük Filosu’na yapılan saldırı hakkında Türkiye’de İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma ile 28.05.2012 tarihi itibariyle İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesinde 2012/264 Esas numarası ile dava açılmıştı. Davada, 37 ülkeden yolcu ve şehit yakınları dâhil 490 kişi “müşteki-mağdur” olarak yer alıyor. Davanın 26.05.2014 tarihinde 7’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen 6. duruşmasında dönemin İsrail Genelkurmay Başkanı Rau Aluf Gabiel Ashkenazi, Deniz Kuvvetleri Komutanı Eliezer Alfred Marom, Askeri İstihbarat Daire Başkanı Amos Yadlin ve Hava Kuvvetleri İstihbarat Başkanı Avishay Levi hakkında, makul süre beklenip duruşmaya gelmedikleri ve kaçak durumuna düştükleri için yokluklarında tutuklanmalarına ve sanıklar hakkında yakalama kararı çıkarılmasına karar verildi.
Davanın 12.03.2015 tarihindeki 8. duruşmasında ise Mavi Marmara gemisinde keşif yapılmasına karar verildi ve duruşma 08.06.2015 tarihine ertelendi. Ancak 9. Duruşma gemideki keşiften sonra bugün yani 02.06.2015 tarihinde Çağlayan Adliyesi 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülüyor.
Duruşmadan Satırbaşları
Duruşmanın yabancı tanıklarından Nadeem Ahmed ifadesinde İsrail askerlerinin gözleri önünde arkadaşlarının başını hedef aldığını belirtti.
Muhammed El- Mazoud elinde gösterdiği yelekte yıkamasına rağmen hala kendisinin ve arkadaşlarının kanı olduğunu söyledi. Kendisi doktor olan Mazoud tedavi için gittiği arkadaşlarının beinlerinin parçalanıp dışarı çıktığını acı bir ifade ile belirtti.
Duruşmanın Türk sanıklarından A. Emin Dağ, İsrail’in sabah namazı vaktinde savunmasız olan gemi yolcularına saldırdığını ve 20 yıllık arkadaşının gözleri önünde şehit olduğunu belirtti.
Geminin katılımcılarından Osman Atalay, kendilerini sorguya çeken İsraillilerin İstanbul Türkçesi ile konuştuklarına dikkat çekti ve dünya barışı adına çalışan İHH’nın İsrail tarafından terörist ilan edildiğini bir kez daha vurguladı.
Yeni Zelanda’lı Tanıktan Şaşırtan İfadeler
Mavi Marmara davasının 9. Duruşmasında ilk defa ifade veren Yeni Zelandalı aktivist Nicola Lesley Enchmarch anlattıkları ile herkesi şaşırttı.
İsrail’in Mavi Marmara gemisine gerçekleştirdiği saldırıda bacağına 2 kurşun isabet eden Nicola Lesley Enchmarch birçok yaralının şahidiyken Cevdet Kılıçlar da yanı başında şehit edilmişti. Nicolau uzun zaman Cevdet Kılıçlar’ın şehadetinin üzüntüsünü ve saldırının vahşetini üzerinden atamadı.
Bugün ilk kez Mavi Marmara Davası için ifade veren Nicola duruşmada verdiği ifadede İsrailli bir işadamının İsrail hapishanesine gerçekleştirdiği skandal ziyareti mahkeme huzurunda anlattı.
Nicola Lesley Enchmarch verdiği ifade de şunları anlattı: ‘Mavi Marmara yolcuları Ber Shawa hapishanesinde tutulurken iki kişi “Yeni Zelanda büyükelçiliğinden geliyoruz” diye hapishaneye geldiler. Onlara “siz Yeni Zelandalı değilsiniz. İsraillisiniz” dedim ve bu kişilerle tartışmaya başladım. Bunun üzerine biri resmi memur biri de işadamı olduğunu söyleyen kişiler aldıkları pasaportunu geri vermediler ve alıp hapishaneden gittiler. Bu işadamı bana kartvizitini vererek kendisiyle kontak kurmamı ve yardımcı olacağını söyledi. Sonradan öğrendim ki İsrail hapishanesinde Konsolosluk görevlisi gibi içeriye giren bu işadamı Şimon Perez ve birçok İsrailli bakanın da arkadaşı olan tüccar Gad Proper’di.’
Tüm yolcuların Ben Gurion havaalanına gelecekken pasaportunun geri verilmediğini de aktaran Nicola ifadesine şu şekilde devam etti: ‘Önce Türkiye’ye sonra da ülkeme döndüm. Pasaportunu geri almak için Yeni Zelenda yönetimine başvurdum. Yeni Zelendalı yetkililer 6-8 hafta arasında pasaportumu araştırdı. Pasaportum Tayland Bangkok’ta bulundu. Bu arada bu işadamının adını internette araştırdığımda bu kişinin oldukça meşhur zengin bir işadamı tüccar olduğunu öğrendim. Pasaportumun farklı amaçlarla kullanılıp kullanılmadığından emin değilim.’
Mahkeme Kararı
Dava avukatlarından Av. Cihad Gökdemir’le yaptığım kısa görüşmeden satırbaşları da şu şekilde: “Tanık sayısı çok fazla olduğu için beklenildiği gibi dava bir sonraki tarihte devam etmek üzere ertelendi. Burada yönetim kurulu üyemiz Osman Atalay’ın ve Yeni Zelanda’lı Nicola’nın ifadeleri büyük önem arz etmektedir. Ayrıca daha önce İsrailli komutanlar hakkında çıkarılan yakalanma kararı bildiğiniz üzere henüz Adalet Bakanlığı’na gönderilmediği için Interpol’e de gönderilememektedir. Mahkemenin bu yönde verdiği tutukluluğun devamı kararı ve kararın Adalet Bakanlığı’na gönderilmesinin takibi kararı önem arz etmektedir.”
Duruşma ara kararların beklenmesi ve müştekilerin dinlenmesi kararını vererek 10. Duruşma için 18.11.2015 tarihini uygun gördü ve insanlığın ortak vicdanının mücadelesi kaldığı yerden Kasım ayında devam edecek.
Kemal Kara
Eksik haber. Bu yonuyle yonlendirme iceriyor. Kimilerinin sahtekarligi birakmasi gerekiyor. Hersey parti degil. Ancak sizler kimileri gibi sahtekar degil vicdanli olun, kufre girmeyin, gercegin uzerini ortmeyin.