10 Maddede Darbe Girişimi

Türkiye bundan tam bir hafta önce, 15 Temmuz’u 16 Temmuz’a bağlayan gece tarihinin en uzun ve en acı dolu gecelerinden birisini yaşadı. Bu malum süreci bütün gariplikleriyle beraber kah televizyon canlı yayınıyla, kah çıplak gözlerle seyretti Türk milleti. Sadece seyretmekle kalmadı; oluşan olağan üstü durumun bir darbe girişi olduğunun anlaşılmasının ardından sokaklara çıkan onbinlerce kişi ellerindeki sopalarla yahut sadece yumruklarıyla tanklara engel olmaya çalıştı, büyük bir mücadele verdi. Bir gece içerisinde son rakamlara göre 246 vatan evladı inandığı değerler uğruna bombalanarak, tankla ezilerek, yahut acımasız kurşunların hedefi olarak şehadete erdi.  Yaklaşık 20 milyon kişinin yaşadığı iki büyük şehrimizde, Ortadoğu’daki iç savaşlardan alışık olduğumuz görüntüleri canlı canlı izledik.  Doğrusu Türkiye, büyük bir travma atlattı, zor bir süreç geçirdi ve geçirmeye devam ediyor.

Darbe yapma hedefi ile başlayan bir teşebbüs, Türkiye’nin ve hatta dünyanın  yaşadığı en büyük terör saldırısına evrildi birkaç saat içinde. Hiçbir terör örgütünün sahip olamadığı tanklarla, savaş uçakları ile ve helikopterlerle acımasızca saldıran bir terör örgütü belirdi Türk insanının karşısında. Gündemin karışıklığı içerisinde bu yazıyı yazmak için beklemeyi uygun gördüm kendi adıma. Zira ne darbe girişimini kimin yaptığı tam olarak belliydi, ne nasıl planlar yapıldığı, ne başarısızlığın ardından nasıl sonuçlar doğuracağı. Bugün ise detaylarına girmeden darbe girişimi yahut terör olayları ile ilgili bazı noktaları ufak ufak not düşmeyi düşünüyorum bu yazıya, ileride belki de daha kapsamlı birer yazı haline gelebileceğini planlayarak.

  • Darbe gecesi darbecilerin çok şükür ki muvafak olamamasında 3 kahraman unsur göz önüne çıkıyor:
    1. Darbe girişimine karşı sokaklara çıkarak cuntanın hiç hesaba katmadığı bir şeyi yapan sivil insanlar. İtiraf etmek gerekir ki, tanklara karşı hiçkimsenin sokağa çıkacağını düşünmüyordum televizyon başında gelişmeleri izlerken.
    2. Sabaha kadar büyük bir mücadele örneği göstererek görevini son dönemlerdeki terörle mücadele operasyonlarında olduğu gibi eksiksiz yerine getiren Polis Özel Harekat.
    3. Cuntanın emirlerini yerine getirmeyerek sivil otoritenin yanında tavır gösteren generaller, subaylar ve erat. Burada şunu ayırt etmek gerekiyor ki gözü dönmüş bir şekilde sivil halka ateş emri veren subayları ve ateş eden eratı buradan kesin bir çizgi ile ayırmak gerekiyor. Bu ayırımı iyi yaparak ülkemizin göz bebeği olan Türk Silahlı Kuvvetleri’ne yönelen karalama kampanyalarının da önüne geçilmesi gerektiği su götürmez bir gerçek.
  • Darbe girişimi akşamı bütün bu yaşananlara tiyatro diyen bir güruhun bulunduğu gibi bu darbe girişimini özellikle son günlerde medyada müthiş tasarlanmış bir girişim olarak göstermek isteyen gazeteciler, hatipler de bulunuyor. Yaşananların bir tiyatro olamayacak kadar ciddi olduğunu ama iyi planlanmış bir darbe girişimi olamayacak kadar da acemice olduğunu kabul etmek gerekiyor. Hatta şunu söyleyebilirim ki hiç askere gitmemiş herhangi bir insana bir darbe planı yaptırılsa daha ciddi bir plan ortaya koyardı o sivil vatandaş. En basitinden saat 10’da cuntacıların herhangi bir operasyonun başarıya ulaşmadığı saatlerde, İstanbul Boğazı’ndaki köprüleri yola kapatarak darbe yapacağız diye ilan edilmesinin saçmalığı konusunda hemfikir olunduğunu düşünüyorum.
  • Bu acemiliği MİT’in ve TSK’nın bu girişimi ifşa etmesine bağlayanlar bu işin istihbaratının kim tarafından alındığını nasıl bir istihbaratın ortada dolandığını da söylemelidirler. Zira TSK tarafından dün yapılan açıklamada Hava Kuvvetleri Komutanı’nın, cuntanın başı olmakla suçlanan Orgeneral Akın Öztürk’ü arayarak girişimi durdurmasını istemesi ortada çok da ciddi bir istihbaratın olmadığını gösterir nitelikte. Ki bu istihbarat zafiyeti üllkemize özellikle son bir yıl içinde ciddi zararlar verdi, ülkemizin terör örgütlerinin eylem sahası haline gelmesine neden oldu.
  • Zannımca şunu da kabul etmek gerekiyor ki gerek katılan envanter miktarı, gerekse darbe girişimine iştirak eden asker sayısı göz önüne alındığında girişim başarılı olabilecek bir girişim değildi. Azami 10.000 askerin katıldığı bir darbe girişimi gibi gösteriyor gözaltı sayıları. Darbe gecesinde eylem planını başlatan asker sayısı ile göz altına alınan general ve subay sayısının da büyük bir tezat oluşturduğunu düşünüyorum. 120’ye yakın generalin ve azami 10.000 askerin gözaltına alındığı göz önüne alınırsa bir generale 83 erat düşüyor ki bu sayılar bir gariplik olduğunu gösteriyor. En basitinden 2. Ordu Komutanı Orgeneral Adem Huduti’nin yıllardır Suriye, Irak ve İran sınırlarında terörle mücadele eden birliklerin ve onbinlerce askerin komutanı olduğunu göz önüne alındığında göz altılar ile girişim arasındaki bağlantı kopukluğunu çözebiliriz diye düşünüyorum.
  • Darbe girişimi sırasında hem toplumun hem de siyaset dünyası ile siyasilerin tek yürek olması milli iradeye ve milli iradenin seçtiği hükümet ile cumhurbaşkanına sahip çıkması demokrasi kültürümüzün de aslında belli bir eşiği geçtiğini gözler önüne seriyor. Bu süreçte özellikle siyasi partilerin provokasyona karşı uyanık olmaları ve birlik mesajı vermeleri çok önemli. Bu birlik ve beraberlik ortamının bundan sonraki süreçte korunarak ,ancak tabii ki bu rezilliklerin hesabı gerekli mercilerden sorularak, bir yeniden inşa sürecinin başlaması ülkemizin tek kurtuluşu olarak gözüküyor.
  • Darbe girişiminin püskürtülmesinin ardından 50.000’in üzerinde kamu görevlisinin görevden uzaklaştırılması ya da gözaltına alınması sürecini hassas ve adil bir yargı evresi izlemelidir. Milli Savunma Bakanı Fikri Işık’ın cuntanın başında olduğu iddia edilen Akın Öztürk’ün bile suçunun sabit olmadığı, yargının buna karar vereceği ifadesi iyi okunmalı ve kurunun yanından yaşın da yanması engellenerek yeni Balyoz ve Ergenekon mağdurları ortaya çıkmasının önüne geçilmelidir. Toplumun içinde bulunduğu öfke ve kaos ortamında popülist adımlar atılmamalı, hukuksuz herhangi bir yaptırıma müsaade edilmemelidir.
  • En önemlisi milli iradeye sahip çıkmak için kendisini tankların önüne atan sivil vatandaşlar kendi verdikleri oyların kendilerine yönelen tank namlularına nasıl dönüştüğünü iyi analiz etmeli, TSK’nın şerefli subay ve generallerine darbeci iftirası atarak onların yerine asıl darbecileri getiren siyasal iktidardan ve YAŞ kararlarında imzası olan cumhurbaşkanlarından da hesap sormalıdır. Unutulmamalıdır ki darbe girişimini yaptığı iddia edilen FETÖ’yü devlette bu kademelere getiren mevcut hükümetten başkası değildir.
  • Bir ülkücü olarak gururla söyleyebilirim ki iktidar partisi bu hataları yaparken milleti ve hükümeti 2010 yılından itibaren Paralel Devlet Yapılanması ile alakalı uyaran Devlet Bahçeli, hem yıllardır süregelen tavrı ile hem de darbe gecesindeki tavrı ile milletten takdiri, hükümetten özürü fazlasıyla hak etmiştir.
  • “CEMAAT DEVLETE SIZMIŞ, BUNA KARGALAR BİLE GÜLER” DİYEN DÖNEMİN AKP GENEL BAŞKAN YARDIMCISINDAN VE AKP’DEN HESAP SORULMALIDIR. Bu hesap sorulma ile beraber artık kamu görevlilerinin atanmasında, grup, cemaat, cemiyet ve siyasi görüşlerin bir kenara bırakılarak liyakatin göz önüne alınması gerekliliği daha fazla unutulmamalıdır.
  • Şehit Muhsin Yazıcıoğlu’nun daha geçtiğimiz ay takipsizlik kararı verilen ve bizce suikast olduğu iyi bilinen davasında şüpheli olan Astsubay Aydın Özsıcak’ın, Rus uçağının sınır ihlali sebebiyle düşürülmesinde görev alan pilotların ve Uludere’de kaçakçıların savaş uçakları ile bombalanması emri veren Tümgeneral Abdullah Baysal’ın gözaltına alınması hükümetin aklanmak için bu darbe girişimini kullanacağı izlenimini uyandırdı bende.

Velhasıl, Türkiye çok ilginç bir süreçten geçiyor. Bu ilginç süreci sıkı sıkıya takip etmek her vatandaşın boynunu borcu olmalı. Allah vatanımıza, milletimize zeval vermesin. Bu millete namlu doğrultan her darbecinin, her teröristin en ağır cezalarla cezalandırılacağı günleri görmeyi bizlere nasip etsin. Bu süreçte hükümete eleştiri yönelten her insana vurulan darbeci damgasının önüne geçmek için de fikir hayatımda en önemli yere sahip olan insanlardan ikisinin sözleriyle yazımızı bitirelim:

“En kötü demokrasi en iyi darbeden evladır.” Başbuğ Alparslan Türkeş

“Namlusunu millete doğrultan tanka selam durmam.” Muhsin Yazıcıoğlu

Leave a Reply