Müzik grupları ve puroları sayesinde, bu haftasonu hepimizin İnternette mutlaka denk geldiği: “Büyük lider için 9 günlük yas ilan edildi” haberinden çok daha önce aşinaydık Küba’ya. Tabi ister istemez Küba deyince hepimizin aklına Fidel Castro geliyor. “Kübalıların babası” olarak da anılan Castro, Amerikan hükümetinin kendisine karşı düzenlediği yüzlerce suikast girişimine değil, yaşlılığın getirdiği hastalıklara yenik düşerek 90 yaşında hayata gözlerini yumdu. Ölümü çok karışık tepkiler aldı, nitekim Castro’yu hem büyük bir devrimci, hem de bir diktatör olarak nitelendiren kesimler mevcut. Hal böyle iken, Castro’nun iktidarda kaldığı süre boyunca neler yaptığına kısaca göz atmakta yarar var.
[miptheme_quote author=”” style=”pull-left”]Kurduğu sağlık sistemi sayesinde Küba, dünyadaki en düşük çocuk ölüm oranlarından birine sahip.[/miptheme_quote]
Ülkesinde Batista’nın kurduğu dikta rejimini kırdığında, Küba’da devrim olgusuyla anılan isim haline gelmişti Castro. Halka çeşitli alanlarda reform yapacağının vaadini vermişti, iktidarda kaldığı 47 yıl boyunca da sağlık ve eğitim alanlarında da verdiği sözü tuttuğunu söyleyebiliriz. Kurduğu sağlık sistemi sayesinde Küba, dünyadaki en düşük çocuk ölüm oranlarından birine sahip. Kurulan bu düzen sadece Küba vatandaşlarına değil, diğer ülkelerde de insanlara yardım etmek için kullanılıyor. Dünyada tıp araştırmalarında Küba çok önemli bir yere sahip, özellikle de kansere aşı buldukları iddiasıyla da şu sıralar gündemde. Nisan 2015’te de Nepal’de meydana gelen deprem sonrası da ülkeye giden sağlık görevlilerinin başında Kübalı doktorlar vardı. Aynı zamanda Küba, 13%’lük bir payla milli bütçeden eğitime en büyük yatırımı yapan ülke konumunda. 2014’te Dünya Bankası’nın yayınladığı bir rapora göre Latin Amerika’daki en iyi eğitim sistemine sahip. [1] Ülkedeki okur-yazarlık seviyesi ise gelişmiş ülkelerle yarışacak nitelikte. Bütün bunlarla birlikte Castro’nun ülkesini, Vikipedi’de karşımıza çıkan “Karayiplerde bulunan 109,884 km2lik bir ada” [2] tabirinden çok daha öteye taşıdığı su götürmez bir gerçek olarak karşımıza çıkıyor.
ABD’nin yeni seçilmiş başkanı Trump ise, Castro’nun ölümünün ardından “Dünya bir diktatörden kurtuldu” yorumunu yaptı. Tabii ki Castro’yu devirmek için 1 milyar dolardan daha fazla harcama yapan ülkenin başkanından böyle bir yorum duymak çok da şaşırtıcı olmasa gerek. Ama şunu da belirtmek gerekir ki, sağlık ve eğitim hakkının halka sağlanmasında nasıl ki Küba öncü ülkelerden birisiyse, ifade özgürlüğü ve özgür basın konularında da bir o kadar sınıfta kalıyor. İnsan Hakları İzleme Örgütü’ne göre, 2016 yılının başından itibaren yaklaşık 2500 kişi, hükümete karşı politik görüşleri yüzünden kısa süreli tutuklandı. [3] Bu tutukluların hapishanede hangi koşullar altında tutuldukları ise meçhul. Nitekim Uluslararası Af Örgütü yetkilisi Marselha Gonçalves Margerin, örgütün kıtada sadece Küba’nın hapishanelerine erişemediklerini belirtiyor. [4] Muhalif yayınlar da hükümet tarafından sansüre uğruyor ki halihazırda halkın İnternet’e erişimi oldukça kısıtlı. Bütün bunların yanında Castro döneminde Küba hükümeti, ülkedeki alternatif siyasi partileri ve bağımsız işçi sendikalarını legal olarak tanımayı da reddetti. [5] Bu noktada, Küba’da tek parti egemenliğinde bir yönetim olduğunun ve Castro’nun da 47 yıl gibi rekor bir süreyle bu yönetimin başında olduğunun da altını çizmek gerek.
[miptheme_quote author=”” style=”boxquote text-center”]Tarihin onu aklayıp aklamayacağını söylemek bize düşmez, ancak şu bir gerçek ki sadece Küba tarihini değil, dünya tarihini şekillendiren isimlerden birisi olarak anılmaya devam edecek Fidel Castro.[/miptheme_quote]
Dile kolay, 47 yıl boyunca doğrusu ve yanlışıyla bir ülkeyi yönetmeyi başaran bir liderden bahsediyoruz. Hem de öyle bir lider ki, yıllar boyu ABD’nin ülkesine uyguladığı ambargoya rağmen yılmamış, Amerikan emperyalizmine karşı kafa tutmayı 47 yıl boyunca sürdürebilmiş. Batista’yı devirmede başarısız olduğu ilk girişiminin sonunda tutuklanıp mahkemeye çıkarıldığında “Tarih beni beraat ettirecektir.” demiş Castro. Tarihin onu aklayıp aklamayacağını söylemek bize düşmez, ancak şu bir gerçek ki sadece Küba tarihini değil, dünya tarihini şekillendiren isimlerden birisi olarak anılmaya devam edecek Fidel Castro.
Kaynakça
[1] https://academicexchange.wordpress.com/2015/01/08/15-facts-on-cuba-and-its-education-system/
[2] https://en.wikipedia.org/wiki/Cuba
[3],[4] http://www.huffingtonpost.com/entry/cuba-human-rights-castro-government_us_56f12d7fe4b03a640a6b7e30
[5] https://www.hrw.org/news/2016/11/26/cuba-fidel-castros-record-repression
http://www.politico.com/story/2016/11/fidel-castro-obituary-cuba-222593
http://www.theblaze.com/contributions/nbc-and-brian-williams-long-time-castro-favorites/
Murat Ünal
Küba hakkında bildiğim bir çok detaya rağmen, bu kadar kısa bir makalede bilmediğim epeyce bir başlık daha olduğunu fark ettim. Tebrikler.