24 Haziran’da yapılacak Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Seçimleri ile Türkiye’de yeni bir dönem yaşayacak. 1.Meşrutiyet ile hayatımıza giren parlamentonun sağladığı 142 yıllık deneyim yerini yeni taze bir başkanlık sistemine bırakacak. Türkiye için son 5yıldır söylenen bir klişe belki ama bu seçim Türkiye için bir dönüm noktası olacak. 24 Haziran hakkında konuşulanlar genel olarak Cumhurbaşkanı adayları ile sınırlı olsa da bu sistemde bile parlamentonun çoğunluğunu elinde tutan taraf ülkenin kaderini ve eğer seçimler 2.tura kalırsa Cumhurbaşkanı’nın da kaderini belirleyecek.
Parlamentoya geçmeden önce bu yazıyı yazdığım tarih olan 3 Mayıs itibariyle Cumhurbaşkanı adaylarına bir göz atalım. Recep Tayyip Erdoğan, Muharrem İnce(bir sürpriz olmazsa 4 Mayıs tarihinde adaylığı ilan edilecek), Meral Akşener, Temel Karamollaoğlu ve Doğu Perinçek. 100bin imza koşulunu halledebilirlerse bu denklemdeki 5 aday bunlar fakat buradaki en zayıf ve etkisiz adayın Doğu Perinçek olduğu da bir gerçek. Vatan Partisi’nin 1 Kasım Seçimlerinde 120bin oy aldığı göz önüne alınırsa gerekli imzayı toplaması bile büyük bir başarı olacaktır Doğu Perinçek için. Temel Karamollaoğlu’nun ise 1.turda Erdoğan’ın %50+1 oy almasının önüne geçmesinde küçük ama önemli bir etkisi olacağını düşünüyorum. Temel Karamollaoğlu’nun muhafazakar seçmenden alacağı %1-2’lik oy seçimin 2.tura kalmasını sağlayabilir. Bunun ardından Cumhurbaşkanlığı seçiminin asıl aktörü olacak 3 ismi sayarsak bunlar Erdoğan, İnce ve Akşener. Erdoğan’ın oyunun minimum %40 olduğu bir gerçek. Asıl merak edilen ise bu oy oranının tavanının kaç olduğu. Dolayısıyla 2.tur olursa yarışacak 2 adaydan birinin Erdoğan olacağı muhakkak. Seçimlerde ittifak yapacak olan CHP-İYİ Parti-Saadet-Demokrat Parti dörtlüsü seçimin 2.turuna kazanma ihtimali en yüksek olan adayı çıkartmalı. Peki bu kim olacak İnce mi yoksa Akşener mi?
Her iki ismin de artı ve eksileri var. CHP ve İYİ Parti seçmeninin birbirine tamamen entegre olabileceği varsayımında bile iki partinin toplam oyu maksimum %40. Dolayısıyla bunu tamamlayacak min. 10 puanlık bir oya ihtiyaç var. Bunu yapmanın iki yolu var: 1)Zaman zaman AKP’yi cezalandıran muhafazakar seçmen 2)HDP yani dolayısıyla Kürt oyları. 1.ihtimali esas alırsak Meral Akşener ismi ön plana çıksa da Akşener’in bu sağ seçmenden kaç puan alabileceği belirsiz. Öte yandan Muharrem İnce dokunulmazlıkların kaldırılması ile ilgili gösterdiği tutum sebebiyle HDP seçmeni tarafından kabul görebilecek bir isim.[1] Muharrem İnce hem CHP seçmenini hem İYİ seçmeninin konsolide ederken HDP’den de 10 puanlık bir katkı alması olası olan bir isim.
Tüm bu olasılıkları göz önüne aldıktan sonra muhalefet bloğu için hangisinin daha yararlı olduğunu tartışmanın faydasız olduğunu düşünüyorum. 24 Haziran’daki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Muharrem İnce’nin alacağı oy yaklaşık olarak belli; %20-25 civarında bir oyu alacaktır. Buna karşın Meral Akşener’in CHP seçmeninden ve küskün AKP seçmeninden ne kadar oy alabileceği muallak. Eğer Akşener iddia edildiği gibi 27 puan alabiliyorsa[2] zaten sorun kalmayacak ve kendisinin en güçlü rakip aday olduğunu kanıtlayarak 2.tura kalacaktır. Aksi durumda ise Muharrem İnce-Recep Tayyip Erdoğan seçimi izleyeceğiz. Dolayısıyla burada muhalefetin en güçlü adayı doğan seçilimle 2.tura kalacaktır. Her ne olursa olsun 3 hareketli, etkin ve güçlü profil arasında atışmaların ve gerilimin yüksek olduğu bir seçim dönemi bizi bekliyor.
Bütün gözler Cumhurbaşkanlığı’na dönmüşken aslında asıl önemli seçimin T.B.M.M seçimi olduğu düşüncesindeyim. 16 Nisan 2017’de kabul edilen Anayasa Değişikliği ardından Cumhurbaşkanı’nın görev ve yetkilerini düzenleyen 104.maddede şöyle bir düzenleme var.
“Türkiye Büyük Millet Meclisinin aynı konuda kanun çıkarması durumunda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi hükümsüz hale gelir.”
Dolayısıyla meclis çoğunluğunu sağlamış bir muhalefet Erdoğan’ın etkisiz pasif bir Cumhurbaşkanı sıfatına düşürebilir. Bunun yanı sıra Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin 2.tura kalması durumunda 25 Haziran-8 Temmuz tarihleri arasında muhalefetin elinde “istikrarın sağlanması adına muhalif adayın(Akşener ve İnce) seçilmesinin önemi” gibi çok güçlü bir argüman olacaktır. En büyük derdi ekonomi ve istikrar olan seçmenin oylarını kazanarak T.B.M.M seçimlerinde elde edilen başarının meyvesi Cumhurbaşkanlığı Seçimi’nde de kullanılabilir. Özetle muhalefet ne yapmalı ne etmeli mutlaka Meclis çoğunluğunu sağlamalıdır. 300+1 milletvekili Türkiye için çok şeyi değiştirir.
[2]http://t24.com.tr/haber/anket-sonuclari-bestepedeki-rahatsizligi-artirdi-aksenerin-oy-orani-yuzde-27-seviyesinde,619599