Resim ve Sinemanın Birleştiği Yer: Loving Vincent

Yaşadığı dönem boyunca hiçbir zaman hak ettiği başarıyı yakalayamamış dahi bir ressam ya da yaşadığı dönem boyunca hiçbir işe tutunamamış, insanlarla yakın ilişki kuramayan deli bir ressam… İnsanların Vincent’ı anlatırken bu birbirinden tamamen farklı iki tanımı kullanıyor olması oldukça ilginç değil mi sizce de? Bu iki cümleyi birbirine bağlayan, yani iki tarafın da kabul etmiş olduğu tek bir nokta var: Vincent’ın ressamlığı, yani resim çizmek konusundaki inanılmaz yeteneği.

Van Gogh isminin günümüzde sanatla fazla ilgilenmeyen insanlar tarafından bile biliniyor olması ama yaşadığı dönemde yeteneğinin yalnızca bir tablo satabilecek kadar fark edilmesi oldukça büyük bir çelişki. Dorota Kobiela ve Hugh Welchman’ın Loving Vincent’ı da adeta ondan özür dilercesine, değerini daha önce anlayamamış olmanın verdiği mahçuplukla yapılmış ve Vincent’ın yaşadıklarını, hissettiklerini, etrafındakiler üzerinde bıraktığı etkiyi ve sanatını yaparken nelerden ilham almış olduğunu, yani kısacası Vincent’ı olabilecek en iyi şekilde izleyiciye anlatan bir film.

Vincent’ın ölümünden yaklaşık bir yıl sonraki dönemde geçen film, postacı Joseph Roulin’in (Chris o’Dowd) oğlu Armand’ın (Douglas Booth), Vincent tarafından ağabeyi Theo’ya yazılmış olan son mektubu asıl sahibine ulaştırmak için yola çıkmasıyla başlıyor; ama çok geçmeden Theo’nun da ölmüş olduğunu öğreniyor kahramanımız. Bunun üzerine Armand, babasıyla mektubun ulaşması gereken kişinin Vincent’ın yakın arkadaşı olan aynı zamanda Vincent’ın ölmeden önce tedavi görmüş olduğu yerin doktoru Gachet (Jerome Flynn) olduğuna karar veriyor. Mektubu Doktor Gachet’a ulaştırmak için çabalarken Armand, zamanla kendini Vincent’ın aslında neden ölmüş olduğunu çözmeye çalışırken buluyor ve Paris’in kuzeybatısındaki Auvers-sur-Oise Köyü’ne gidiyor.

Film, Van Gogh’u anlatmanın yanında onun bu sıradışı hayatında yaşadıklarının ve belli insanlarla ilişkilerinin ölümüne, hatta birçok kişinin diyeceği gibi intihar etmesine etkilerinin olup olmadığını da sorguluyor. Önce bu intiharı Doktor Gachet’nin kızı ile Van Gogh’un arasında yaşanan yasak bir aşkın sonucu olarak gösterecek gibi bir izlenim veriyor film; ama zamanla bu romantik düşüncenin gerçekle hiç alakası olmadığı ve eğer Vincent gerçekten de intihar ettiyse bunun arkasında çok daha başka sebeplerin olduğu sonucuna varıyoruz.

    Loving Vincent’dan kesin olarak çıkarılabilecek bir şey varsa o da Vincent’ın hayatı boyunca kalbinin en derinlerinde hissettiği acıdan kurtulamamış olduğu. Bütün bu dahi, deli, ressam, sanatçı gibi etiketleri kaldırdığımızda kalan; ailesi tarafından kabul edilmek istediği için bir sürü farklı yol deneyip başarısız olan ve asıl ait olduğu yeri bulana kadar fazlasıyla yıpranmış, farklı olduğu için kabullenilemeyen, ağabeyinin parasıyla geçiniyor olmanın verdiği suçluluk altında ezilen, nazik ve kırılgan bir insan. Dünyaca ünlü bu sanatçının gerçek kimliğini ve acılarını izleyiciye gösteriyor film.   Loving Vincent, tanımadığımız için gözümüzde tamamen resimleriyle bütünleşmiş yani insan kimliğinden bağımsız olarak neredeyse nesneleştirdiğimiz bu adamın en insani yönlerini gözler önüne seriyor.Film, Vincent’ı ve eserlerini tam olarak görebilmemizi, anlayabilmemizi sağlıyor.

Cafe Terrace At Night, 1888

Filmin kuşkusuz en çok dikkat çeken noktalarından biri, her bir karesinin yüz yirmi beş ressam tarafından altı yılda Vincent’ın tekniğiyle tek tek resmedilmiş olması. Altmış beş bin tablodan oluşan filmin Van Gogh’u anlatan duygusal boyutunun yanında bu kadar fazla emek harcanarak yapılmış olması da izleyiciyi fazlasıyla etkilemeyi başarıyor. Başta iki saat boyunca izlendiğinde göz yoracakmış gibi bir izlenim veren tekniğin aslında hiç de öyle olmadığını ve aslında Van Gogh’u daha iyi anlamamızı sağladığı için filmin amacına katkıda bulunduğunu da söyleyebiliriz. Bu oldukça özgün yapımın 90. Akademi Ödülleri’nde “En İyi Animasyon” dalında ödül alamamış olması büyük bir hayal kırıklığı yaratmış olsa da, anlattıklarıyla ve emekleriyle Loving Vincent sinema tarihinin en orijinal ve etkileyici eserlerinden biri olarak yerini almış durumda.

 

Kaynaklar:

http://www.theclockonline.com/news/view.php/1031417/I-Love-Loving-Vincent-

http://www.animasyongastesi.com/haftanin-vizyon-filmi-loving-vincent/

https://onedio.com/haber/125-ressam-tarafindan-6-yilda-yapilan-65-bin-tablodan-olusan-film-loving-vincent-806920

http://fantoche.ch/en/2017/programme/loving-vincent

https://www.awn.com/animationworld/arduous-madness-loving-vincent

http://www.imdb.com/title/tt3262342/?ref_=nv_sr_5

Leave a Reply

1 comment

  1. sena

    çok güzel bir yazı olmuş!